Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
. Yarım bir denizdim ben, diğer yanımda sen olan. Aceleyle birleşince biz, okyanuslardı yaratılan. Sevdamızı okşayan dalgalarda, sevgi içinde yüzerlerdi mutlu, şen yunus balıkları. Büyürdü sularımızda hasret özlü, mercan adaları. Ya rengini gözlerimden almış kahverengi yosunlar? Ya doğanın kutsal bestelerle sevdamızı fısıldaması? Bu, öylesi tarifsiz bir doyumsuzluktu ki, ikimiz de bilemedik bizi gözleyen, bize imrenen zirvelerdeki kem gözleri. Oysa gün loşluğuyla gece karasının eşiklerinde kıskançlık nöbetindeymiş onlar! . Bir ufukta tüterken benim kahve buğusu gözlerim, diğerinde sevda yanığı dumanın yükselirken senin; kara kara bulutlarla, hırçın rüzgarlar gönderildi üzerimize. Alt üst olacağımız fırtınaların başlangıcıymış bu meğerse... . Eskimeden, eskiden kalmış sevda çatlaklarında sen aynı kalırken, içimdeki kıskançlık közlerinde buharlaşmakta benim mavim... Bıraktığımız izler nefret yosunları, inat çamurları... . Eksilmiş ruhumla yorgun bedenimde çılgın sevgi dalgalarıyla zorlanmakta sınırlarım. Boşa akan pınarlarımda solarken sular, uyumakta renkler. Kurumuş, yıkıntı bir dünyada can çekişen, karaya vurmuş umutlardır korkularım. . Ya her gün az biraz yıkılırım, ya da bir gün birden yok olurum... . 27 Ocak 2007 Nesrin Göçmen **************** Yıkılmak / Yok Olmak . Yarım bir denizdi diğer yanı, yanında olan birleşince aceleyle bir okyanustu yaratılan. . Sevdayı okşayan dalgalarda sevgi içinde yüzerlerdi mutlu, şen yunus balıkları, büyürdü sularında hasret özlü, mercan adaları. . Ya rengini gözlerinden almış kahverengi yosunlar? Ya doğanın kutsal bestelerle bedenlerde fısıltıları? Öylesi bir doyumsuzluktu ki bilemediler, gün loşluğuyla gece karasının eşiklerinde onları gözleyen, imrenen zirvelerdeki kem gözleri. . Ufuklarda tüterken sevda yanığı dumanlarla kahve buğusu gözler, üzerlerine yağdı bulutlarla raks eden hırçın rüzgarlar. . Eskimeden eskiden kalmış sevda çatlaklarına saklanırlarken, kıskançlık közlerinde buharlaştı yaşanacak yarınlar. . Eksilmiş ruhların sınırlarını zorluyordu yorgun bedenlerde çılgın sevgi dalgaları. Boşa akan pınarlarda ağlıyordu sular, yalanla uyutulurken bütün duygular. Kurumuş, yıkıntı bir dünyada can çekişen, karaya vurmuş umutlardı korkular. . Silinmeyen izler nefret yosunları, inat çamurları... . Ya her gün az biraz yıkılacaklar ya da bir gün birden yok olacaklar... . 27 Ocak 2007 Nesrin Göçmen
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Göçmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |