Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Zaman durmuştur, mekan durmuştur. İnsanlar geçip gitmiştir içlerinden, bırakıp düşlerini.” Son yıllarda adı dillerde sıkça dolanan bir köy. Ege; İzmir; Selçuk ve ....... Şöyle yorgun bir insan düşünün, bir kanepeye sırtını dayamış, kollarını iki yana açmış. Yorgun, yaşlı bir insan. Yaşlı...150 yaşından fazla. Şirince... Daracık sokaklarında yürürken /Hele tarihini, o ayrılık hikayesini biliyorsanız/ inceden bir sirtaki eşlik eder düşlerinize, adımlarınızı o müziğin ritmine uydurursunuz farkında olmadan. Beyaz badanalı evlerin önlerini pencerelerdeki teneke saksılar süsler. Bazen bir asma firar edecek gibi. Sanki uzanıp Ege’nin öteki yakasına geçecek gibi, gidenlerin peşinden gidecek gibi. Köklerini toprağından ayırmaya bir kıyabilse!!! Gruplar halinde insanlar olur genelde ben gittiğimde ve bu insanlar belli bir yaşın üzerinde olurlar. Bir adab, bir vakar içerisinde olurlar bu insanlar. Bazı evlerin önünde durur, resim çeker, resimler çektirirler... Ellerinde birer pet bardak, şarap kokar hüzünlü bakışları...Kendi evlerinde yabancı olmanın o kahreden hissi...Onlarca yıl öteden gelip yanaklarına yapışan çocuk tebessümleri...Acımtrak. İnsanlar... Suyun öteki yanından, Ege’nin... İhtiyar, yaşlı, Şirince... Anılarını satar kimilerine ahududu şaraplarının yanında meze niyetine. *** “Gel” dedi ve anlamadığım bazı kelimeler çıktı ağzından./ Eğreti duruyordu ağzında kelimeler. / Gelmedi, gitti. Bir sokağa aktı bir su gibi. “Gel” Dedi tekrar. “Gel..Gel..Gel..” Sonra oda ağır, aksak adımları ile akıp peşinden sokağa girdi... Geri döndü. Dudaklarını büzüştürüp içeri doğru çektikçe yanakları şişiyordu, bir çift camın ardında gözleri kısılıyordu bir yandan. Gözlerine bulut devşiriyordu düşleri. Bir şeyler konuştular, o susuyordu. Bir şeyler, Yunanca. O, o sokağa bakıyordu. O, bizim dilimizde bakıyordu; Her kesin anlayabileceği bir dilde, siyah beyaz bir kedinin kaçıp kaybolduğu sokağa. /O köyde şarap içmeden dolaşılmaz. En azından ben ve benim gibiler. Hem de sıradan şarap değil, en keskininden. Çakır yürür, çakır gezer, çakır konuşurum./ Yanlarına gittim. 80’li yaşlarında bir kız çocuğu. Bir bardak şarap doldurup uzattım gülümseyerek “Teşekkür ederim oğlum” / Şaşkınım. Teyze dersem anlar mı acaba?/ “İsterseniz o kediyi bulup getiririm size” Gülümsedi. “Gidip bulalım”... “ Gidelim” Sokağa girdik. Bir kaç ev ötede bir kapı eşiğinde uzanmış keyif yapıyordu kedi. Parmaklarımı bir birine sürterek seslendim birkaç kez. Önce nazlandı biraz, sonra gelerek bacaklarıma sürtünmeye başladı. Sırtını biraz okşadıktan sonra kucağıma aldım, hiç itiraz etmeksizin ensesini koluma dayayıp karnını yukarı doğru döndü. O, elini uzatarak çene altını okşamaya başladı, okşadıkça keyif alıyordu her ikisi de... Arkadaşlarının yanına geldiğimizde kediyi ona vermek istedim. 80’li yaşlarında küçük bir kız çocuğu, korkarak aldı kediyi kucağına. Korkarak, sanki bir bahçeden meyve çalıyor gibi...Titriyordu. Kediyi alıp kucağına sokağın kıyısına oturdu. 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu geldi yanımıza “O kedi benim” Dedi. Kediye baktı, kıza baktı ağlamaya başladı. *** “Köye birileri geldi. Bu çocuk kadardım.Mübadele denen şeyin başladığını, toparlanmamızı, buradan gideceğimizi söylediler” Arka tarafta bir evi işaret ederek “İşte o ev bizimdi” Dedi, sustu bir süre. Sonra gruptan birine seslenerek yunanca bir şeyler söyledi. Adam gelerek bize birer sigara verdi. Birkaç nefes çekti ve devam etti anlatmaya. “Heyecanlıydım, anlamamıştım neler olacağını,bir oyun, bir gezi olacağını zannetmiştim. Babamlar mezarlıkları ziyaret ettiğinde, annem, bana okul için diktiği elbiseyi de bir torbaya koyduğunda artık buralara dönmeyeceğimizi anlamıştım, ama ben ablamın gittiği okulu çok seviyordum ve bir tek gün dahi gitmemiştim ki o okula” Kedi tırnaklarını gizleyerek kadının eliyle oynaşıyordu. Ağlayarak konuşan / konuşmaya çalışan/ kadın arada bir anlatısını kesip kedinin oynama isteğini yerine getiriyor, kaldığı yeri unutarak bir başka yerden devam ediyordu anlatmaya / Birde derin iç çekişler, yutkunmalar kesiyordu konuşmalarını / /Uzunca bir hikaye anlattı. Bildiğim kadarıyla en fazla üç- beş gün sürmüştü hazırlanışı ve ayrılışları./ Uzun ve acıklı bir hikayeydi, okuduklarımdan çok farklı bir hikaye... Okuduklarımdan çok daha ağır bir hikaye, çok daha. “En son gün köydeki ağlaşmalar bir uğultu halini aldı. Bu tepeler, dağlar, bu çınarlar, asmalar ağlaşıyordu...Atlı arabalara bindiğimizde kedim kucağımdaydı. Babam kediyi bırakmamı, gemiye kediyi almayacaklarını söyledi.Annem ve abimde babamın tarafındaydılar, ablam ve benim gücümüz yetmedi. Öptüm... Öptüm...Öptüm... arabadan aşağı bıraktığımda koşarak eve gitti. Oysa bindiğimiz gemide o kadar çok fare vardı ki ve kedim bu kediydi, siyah beyaz...Baksana unutmamış tanıdı beni, beni sevdi ” 80’li yaşlarında bir küçük kız çocuğu bir şeyler anlatıyor, kucağındaki kediyi okşayarak......... 6-7 yaşlarında bir küçük kız çocuğu anlatılanları dinliyor. Hiçbir şey anlamadan sadece kedisine bakarak. İkisinin de ortak kaygısı siyah beyaz bir kedi. Ben susuyorum...Çok şey anlıyorum anlamasına ya ............. Akşam oluyor,sokaklara şarap kokusu dağıtmaya başlamış akşam esintisi. Pansiyonlar emanet konuklarını çağırıyor yakarak ışıklarını. İki küçük kız çocuğu,bir kedi, bir ben... Şirince’den Kırık bir hikaye koyuyorum dağarcığıma. Garip, kırık, kedili bir hikaye. Siyah-Beyaz... ... asi ve mavi 36
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |