Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
1. Yabancı diller kendi başlarına bir ülkenin anadilini etkileyemezler. Etkilerse de bu illaki olumsuz olmak zorunda değildir. Bir dil konuşulursa etkili olmaya başlar. Yabancı bir dili, kendi anadilini olumsuz etkileyecek denli amacı dışında kullanan kişilerin sorgulanması gerekir. Burada o halde yabancı dil değil, onu yanlış kullananlar vardır. 2. Yabancı dil kullanımı konusunda, demek ki eğitimimiz yetersizdir. Yabancı dillere olumsuz tavır alacağımıza, yalnızca yabancı dil eğitimimizi değil, aynı zamanda anadil Türkçe eğitimimizi de gözden geçirmeliyiz. Yalnızca okul eğitimini değil, ömür boyu eğitim de ihmal edilmemelidir. 3. Kendi dil ve kültürünü yeterli ölçüde pekiştirememiş toplumlar dış etkilere karşı savunmasız kalırlar (benzetmek gerekirse, tıpkı askeri alanda olduğu gibi). Bireylerin, dolayısıyla toplumların bağışıklık düzeyi, etkilenme düzeyi ile doğru orantılı olur. 4. Bugün yabancı dillerin (özellikle İngilizce’nin) etkisinden yakınıyorsak, bu şu anlama gelir: “Hem anadil Türkçe, hem yabancı dil eğitiminde sorunlar var demektir!” 5. Türkçe eğitiminden memnun muyuz? Yanıt için, gazetelere, öğrencilerin başarılarına, televizyonların diline, gazete ve kitap satışlarına bakmamız yeterli olacaktır. 6. Yabancı dil eğitiminden memnun muyuz? Yanıt için, şöyle bir etrafımıza bakmamız yeterli. Orta okul, lise ve üniversite sıralarında yıllarca yabancı dil dersi görüp de, hala konuşamamakta ve yazamamaktayız. 7. Yabancı bir dilin (olumsuz) etkisini biz ne zaman hissederiz? Türkçe olması gereken metinlerde, tabelalarda, mönülerde, gazete ve haberlerde gittikçe artan oranda yabancı sözcüklerle karşılaştığımız zaman. Peki, yabancı sözcükleri kimler kullanır? Yabancı dil bilenler mi yoksa biliyor görünmek isteyenler mi? Şöyle bir araştırma yapılmalı: Örn. Çanakkale’de herhangi bir cadde üstünde bulunan tabelalara bakarak, eşit oranda, yabancı ve yerli sözcük tercihine göre belirli sayıda mağazada anket uygulayalım. Sonuç sanırım, yabancı dilde tabela sahibi olanlardaki dil bilen oranı, Türkçe tabela sahibi olanlardan daha düşük çıkacaktır. Bir (ya da birden fazla) yabancı dil bilen kişilerin Türkçe duyarlılığı, bilmeyenlere göre daha yüksektir. Bilmeyenler konuşur ve yazarken, özentiyle o eksikliği araya üç beş yabancı sözcük sıkıştırarak kapatmaya çalışır. 8. Genel olarak; kitle iletişim araçlarının bu denli yaygınlaştığı günümüz dünyasında, her toplumda en az bizdeki kadar dış etkenlere açık bir durum yaşanmaktadır. Benzetmek yerindeyse, evinizin çatısı açıksa içeriye yağmur da yağar kar da. Bu kaçınılmazdır. Tek sorun, evinizin (yani kültürünüzün) içine sızan yabancı cisme karşı bağışıklığınızın, tolerans (“direnme” anlamında) gücünüzün olup olmadığıdır. Basın yayın araçlarının bizden de gelişkin olduğu ülkelerde, örn. Almanya’da da İngilizce etkisinden söz edilir. Fakat bizdeki kadar durum vahim görülmez. Çünkü eğitim yoluyla bu sorunun üstesinden gelineceği bilinir. 9. Yakınmakla, yabancı dili yaşamımızdan çıkarmakla, yabancı dil ve kültürlere kendimizi kapamakla sorunu çözemeyiz. Çözüm için hem anadil hem de yabancı dil eğitiminde başarıyı artırmak zorundayız. 10. Başarının artmasının yolu ise, ezbere dayalı, içselleşmemiş, özümsenmemiş bilgi yerine, eğitimde uygulamaya dayalı, öğrenileni kullanmaya özendiren, anadil ve yabancı dil örneğinde, okumayı teşvik eden ve ödüllendiren bir tutumu benimsemekten geçmektedir. Bilgiyi yükleyerek değil, uygulama ile ona nasıl ulaşacağını ve kullanacağını benimseten bir eğitim. Dilin kirlenmesi, kendiliğinden olmaz. Sorun, dilini geliştiremeyenlerin tedbirsizliğidir. Kirlenen, dili konuşanlardır, dil değil. Kirlenmiş bir oluktan temiz su akmaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ali Osman Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |