..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yerler > Ali Osman Öztürk




5 Temmuz 2007
Gördüm Konya'yý  
Ali Osman Öztürk
Günümüz Konya imgesine dair. Ayný baþlýðý taþýyan yayýna hazýr derleme kitabýmýzýn önsözü olarak yazýlmýþtýr.


:CFFC:
Konya üzerine Türkçemizde var olan iki deyim sanki buranýn çeliþkili imajýný da yansýtýyor gibidir. Biri “Hanya’yý Konya’yý görmek”, diðeri “Gez dünyayý, gör Konya’yý”. Ýlki dýþarýdan, ikincisi ise içeriden Konya’yý anlatýr. Yirmi yýl çalýþtýðým/ yaþadýðým/ evimin bulunduðu kent Konya’da iken duymadýðým olumsuzluklarýn, þimdi zaman zaman basýnda haber yapýldýðýný görüyorum. Konya ile ilgili bir haber var ise, kesinlikle olumsuz oluyor. Zümrüt Apartmaný’nýn çökmesi, gazeteci bayanýn tartaklanmasý, bilmem ne parkýnda kanlý kovalamaca, vs. vs.

Basýn için, olumsuzluðun haber deðeri deðiþmez kuraldýr elbette. Ya “Konya” sözcük olarak nasýl bu denli olumsuzluk çaðrýþtýrýr oldu? “Konya, Konyalý, Konyalým, Konyalým yürü…” hep belirli yan anlamlarý savuran, deðer yargýsý içeren nitelemeler haline ge[tiri]ldi. Bunun yakýn tarihsel, siyasal, toplumsal kaynaklarý vardýr kuþkusuz. Hanya/Konya ikilemi, baþlangýçta her halde bugünkü anlamýnda deðildi? Konya’yý gören kiþi mi acaba “dünyanýn kaç bucak olduðunu anlýyor, yoksa [H]anya’yý mý? Küçücük bir Hanya’yý sanki Konya’ya denk bir yer olarak kurgulayan ve bu kurgu içinde Konya’yý deðersizleþtirme isteðini saklamayan [deðilse, aymazlýðýnýn farkýnda olmayan] nasýl bir anlayýþtýr bu? Uzakta, ulaþýlmasý zor, denizaþýrý bir yer olan Hanya kadar uyduruk/ önemsiz bir Mekân mýdýr Konya? Hanya ile Konya arasýndaki tahmini mesafeyi kat etmek midir “dünyanýn kaç bucak olduðunu” anlamanýn bedeli (öyle olduðu söyleniyor, çünkü deyimin tarihsel baðlamýnda Konya’dan Hanya’ya gönderilen Bektaþilerin çektiði yol sýkýntýlarý var)? Ýþte bu ve benzeri sorular, dýþarýdan bakýþýn Konya’ya biçtiði kimlik, birazdan çok fazla “öteleyen“/ “ötekileþtiren” ve nihayet “iteleyen” bir yaklaþýmýn kurgusal ürünü. Elbette Konya’dan Hanya’ya gidenler gibi, yakýn tarihimizde Konya’ya gönderilen sürgünlerin de bu anlam kötüleþmesine katkýsý, ne yazýk ki bugünkü Konya imajýna denk düþen tarihsel dayanak oluþturmakta.

Bu “dýþ bakýþýn” yekpare kurgusal çaðrýþým yelpazesini, yegâne bir yorum içinde eriterek etkisizleþtiren “içeriden bakýþ”, Hanya-Konya ikilemesini biri birine alternatif kýlan, “ya biri ya da diðeri” biçiminde bir seçenek olarak algýlamaktadýr: “Gez dünyayý [= Hanya’yý?] gör Konya’yý”. Bu davette kapý, Hanya’yý [= dünyayý] görmeye kapatýlmaz, tersine özendirme vardýr. Nerdeyse bir ön koþul olarak vurgulanýr Hanya’nýn görülmesi. Çünkü Konya’nýn anlaþýlmasý ancak buna baðlýdýr. Karþýlaþtýrma iþte o zaman iþlevsel olacaktýr. Alman þair Goethe, “atasözü ve deyimlerin insanlarý anlattýðýný söyler, “ama sen onlarý bizzat tanýmalýsýn” diye ekler. Nitekim Konya üzerine deyimlerde ya da önyargýlardaki varsayýmsal gerçek, elbette orayý þu ya da bu þekilde görme olanaðýný bulmuþ birileri tarafýndan münferit deneyimlerle teyit edilebilir. Ama bu asla genellenme hakký elde edemez.

Öylesine bir araya gelmiþ topluluklarýn sohbetlerinde, gündeme Konya düþerse, herkesin söyleyeceði bir þeyler bulunur; bilinen kalýplar yinelenir. “En çok alkol, en çok fuhuþ, etli ekmek, irtica, Ýslamcý, ramazanda Konya, baþörtüsü, haremlik selamlýk, kaçgöç” vb. Bunlarýn en ilginci (gülüncü) ise, kendi burnunun ucundaki yaþam gerçeðinin farkýnda olmayýp, Konya’yý görmeden 800–1000 Km. öteden ahkâm kesenlerin iddialarýdýr. “Konya denince benim aklýma, sokaklarýnda at arabalarýnýn dolaþtýðý bir kasaba geliyor!” Bunu Çanakkale’de bir arkadaþýmýz saf saf, 20 yýlýný Konya’da geçirmiþ olan bizim yanýmýzda kaçýrýverdi aðzýndan. “Hah, dedik, iþte sen tam Çanakkale’yi tarif ediyorsun!” Burada amaç ne orayý yüceltmek, ne de burayý küçümsemek deðil. Bizim ülke gerçeðimiz üç aþaðý beþ yukarý ayný. Ama Çanakkale’de her gün ana caddelerde görmeyi kanýksadýðýmýz at arabalarý, her nedense bizim kafamýzdaki Konya kategorisine layýk bir konumda. Ýþte Size dýþarýdaki Konya imajý: “Yürrüü at arabasý!”

Oysa Konya, býrakýn at arabasýný, seksenli yýllarýn baþýnda kullanýlan “Pýrpýr” denilen motorize taþýtlarý da geride býrakalý hayli zaman geçti. Büyük kent olmanýn tüm avantaj ve dezavantajlarýný yaþamýþ, gerek ekonomik gerekse buna koþut olarak sosyal yaþamýný boyutlandýrmýþ, 80.000’e yakýn öðrenci nüfusuyla bir üniversite kenti olmuþ görüntüsüyle, gezenlerin kafasýndaki “ezberi bozan” canlý/ hareketli bir diyar haline gelmiþ.
Orta Anadolu’nun kolektif yaþam tarzýnýn, sýcak insan iliþkilerinin hâlâ varlýðýný koruduðu bir hemþerilik bilincinin, dostluk/ yarenliðin, hal-hatýrýn sorulup, sayýldýðý bir mekâný olan bu diyarýn kendisini anlatmak için özel bir çabaya gereksinimi yok (mu?) O kendinden gayet emin, bunun nedenlerini bu kitapta bulacaksýnýz.

Burada yer verilen yazýlar, ikisi hariç, hep Konya’da yazýldýlar. Konya’da yaþanan (1981–2002 arasý) yirmi yýlýn, akademik, sosyal, kültürel ve özel dostluklarýn, bu Mekâna iliþkin ortak zevklerin ve birlikteliklerin sindiði bu çalýþmalar çoðu yerel olmak üzere ulusal dergilerde yayýmlandý. Bu yirmi yýldan damýtýlmýþ, yer yer hüzünlü anýlarý barýndýran ürünlerin bir arada okunmasý, bu yýllarý bir anlamda yeniden kurgular. Konya’nýn bir dönem kültür yaþamýna yazarýn bakýþýndan biraz ýþýk tutacak yazýlar, yayýmlandýklarý tarihe göre deðil, konularýna göre kümelendiler.

Yazarýn duyarlý olduðu Konyalý kimliðini tümleyen öðelere vurgu yapan ara baþlýklardaki imlemeler, bu bütünselliði inþa edecek olan okurun yorumuna býrakýldý. Konya’nýn alt yapýsýndaki saðlamlýk, simgesel olarak üst yapýsýnýn da istikrarýna gönderme yapabilir. Nasýl her doðal/yapay sarsýntýlara karþý dayanaklý ise, sosyal anlamda da, gelip geçici deðiþikliklere karþý da o ölçüde dirençlidir Konya/lý. Bu ise olumsuz bir özellik deðildir günümüz dünyasýnda. Nasýl olsa sürükleniyoruz akýntýyla birlikte, “feleðin çarkýndan” neyi kapabilirsek, o elimizde kalacak.

Burada bize Konya’yý sevdiren dostlarýmýza içten bir teþekkürü borç biliyorum. Ýyi ki Konya’ya geldik, iyi ki orada yaþadýk, iyi ki o dostlarýmýzý tanýdýk. Ýyi ki vardýlar, iyi ki varlar, var olsunlar! Hepsine selam olsun! Konya/lý/ya gönül borcumuz, gönlümüzün derinliðince.

Aramýzdan erken ayrýlan, sonsuzluða uðurladýðýmýz dostlarýmýza Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar Konya’dan maddi manevi beslendiler, ama paylaþýmcýlýklarýyla Konyalý ruhunu da zenginleþtirdiler. “Emekleri yaðlý olsun.”

Eylül 2002’de bir akþam vakti geç saat buruk ve hüzünle Konya’ya veda etmek zamaný geldiðinde (ve hâlâ zaman zaman), Konya’nýn ekmeðini yiyip de, ona bir þey katmadýðý gibi, daha da fakirleþtiren gölgesiz “tip”leri düþündüm. Þimdi kurak ve verimsiz ellerine her baktýklarýnda, bu burukluðun izini görecekler. Kim bilir, soylarý, aðaçlarý kara ve viran gönülleri ile halâ bir fýrsat bulabilirler. Konya bunu bekliyor onlardan. “Ne verirsen elinle o gelir seninle!”

Bu sade çalýþmanýn kitaplaþmasýna olanak saðlayacak kitabevine sonsuz teþekkürler. Okurlarýn gönlüne akacak bir damla mutluluk, bizim çabamýzý fazlasýyla ödüllendirecektir.                    



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atatürk ve Yabancý Dil Üzerine
Alman Edebiyatýnda Sevgi, Hoþgörü ve Ýnsan Haklarý
Barbara Frýschmuth Konya'daydý
Nasreddin Hoca Þiirden Anlar Mýydý?*
Ulusal Egemenliði Nasýl Algýlýyoruz?
"Baki Kalan Gök Kubbede Hoþ Bir Sefa Ýmiþ"
Türk Halk Türkülerinin Þiirselliði
Dil'de Kirlenme Üzerine
Atatürk'ü Anmak
Öykünün Hikayesine Dair…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nasreddin Hoca'nýn Þiiri [Þiir]
Bir Þiirdir Yaþam [Þiir]
Hazan Günü [Þiir]
Rudolf Otto Wiemer [Þiir]
Anladým ki... [Þiir]
Sanal Bayramlar [Þiir]
"Göðsünün üstüne iki yýldýz/gözlerinin üstüne iki öpücük" [Þiir]
Þair [Þiir]
Ezginingünlüðü [Þiir]
Sadece Dostlarýma [Þiir]


Ali Osman Öztürk kimdir?

Akademisyen, çevirmen, halkbilimci, karþýlaþtýrmacý, eleþtirmen.

Etkilendiði Yazarlar:
Bilimsel anlamda Wilfried Buch, Otto Holzapfel, Gürsel Aytaç; edebi anlamda Luise Rinser, Buket Uzuner.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ali Osman Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.