..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Anı > iLkEsU




10 Temmuz 2007
Tutkunduğum  
Hatırladım

iLkEsU



:AIBC:
Hatırladım;

O gün akşam üstünden sonrasını;

odamda yalnızdım

pencere açıktı, ışık kapalı;

aynaya o gün hiç bakmamış; saatleri hiç kurmamıştım;

yemek filan da yememiştim ; akşam üstünden sonra hatırladım ...


Yalın vaziyetteydim ismimin yalın halinde; gayet ölçüsüzdü ağzım; insanların yüzüne

tükürebiliyordum;

Hatırladım bir aydı yine ve bir gündü elbette ki takvime hiç bakmamıştım;

Kapı çalmış ses çıkarmamış; işten eve dönmemiştim yine ;odamda oturmuş, insanların

yüzüne tükürüyordum hatırladım


Hatırladım; pencere açıktı hala; rüzgar beni deli ederdi;hasta da edecekti hatırladım

odanın kapısı kapalıydı bir de; kalkıp bir mum yakmıştım; aynaya bir defa baktım ;

hatırladım yüzüme hiç bakmamışım ve o gün saçlarımı taramamıştım .hiç..


Yine bir gündü elbette yine bir ayrılık günüydü hem de ; takvimde bir ay dönüyordu

yine ve ben saati hiç kurcalamamıştım ;


Hatırladım evet; odam kadar dağınıktı zihnim;

içimde koyu bir acı geziniyordu; içtiğim buzların hesabı bile yoktu;

rüzgar beni deli etmişti;

hava bu kadar sıcak değildi biliyorum

aynaya bakmıştım tekrar aynaya

tekrar

mum ve buz eriyene dek ve gözlerim seyirene dek aynaya bakmıştım.

Dilim kuru, damağım kuru; içimde su yutkunmuştum hatırladım; buharlaşacak olan

suydu içimde; kuruyacak olan suydu yutkunduğum ve tutkunduğum

belki

bir jeton atmıştım ya da bir taş ,

ayrılığa dair hatırladım ;

kör zihnimin kör noktasında bir yerlere zincirlenmiştim.

Odamda mum kokusu hayalet ederken,

içimi afakanlar da basmıştı öcüler de ...


Saçlarımı o gün hiç taramamıştım..

Aynama baktım;

bir zamanlar çocuk olduğuma inanamadım...


Nedenlerle saçmalayarak, ıslanarak şarkı söylediğim bir akşamdı;

balkonda birileri vardı, birileri güldükçe yüzlerine tükürmüştüm;

birileri vefa fazlasını bana acıyarak sunacaktı;

gülenlere vefa tükürmeye niyetliydim..


Görebildiğim kadarıyla balkondan, annemi seyretmiştim; kalabalık gülüşlerin ortasında

sıkışan annemin bir zamanlar çocuk olduğuna inanarak seyretmiştim ;

ve bir yerlerimde bir taş bir yem ya da bir jeton kalabalığıyla seyretmiştim annemi


Hatırlayabildiğim kadarıyla havada bir uçurtma görmüştüm ve griydi sokak,

boynu büküktü uçurtmanın,

ipin ucunda yerde bir çocuk vardı hatırlıyorum,

durmaktaydı çocuk

hava bu kadar sıcak değildi eminim; çocuk sıcaktı ama

annem de sıcaktı önündeki çay ve pastalar da sıcaktı;

benim ayrılık günümdü; içimde öcülerle boynu bükük uçurtmaları bir zamanlar

çocukmuşum gibi saymıştım;

pencere ve ağzımdaki buzlarla gelen kırık grip endişesi annemi oturduğu yerden ne

deli sarmıştı;

ben de yıkık bir adam öfkesi hatırladığım kadarıyla

bir bahar öncesi havada uçurtmalar filan uçuşurken

içimde şu çocuk, ayarsız ağzıyla volkanlardan patlardı

önümde sıcaktı pasta, çay ve ekşiyen muhabbetler sıcacıktı,

beni koyu bir ayrılık; ne deli sarmıştı .


Benim ayrılık günümdü; bir kabahattim o gün,

tek kalmıştım;yalnızsa herkes kimse yalnız değil

sanmış;büyümüştüm

ellerim nasır açmıştı;

okudum;

okumuştum;

her şeyin en iyisini okumuş en kötüsünü

hatırlamıştım; hatırladım...

Bir gün

saygı duyacaklar; saygı sunacaklar;

hatta saygıyı

duyumsayacaklar; fikirlice, zahmetli oturuşlarının

sandalyeleri ve zahmetli koltukları kadar terlerken alınları

saygı duyacaklar sandım

O saygıları içimde bir çocuk gibi, ayarsız ağızlarıyla volkanlardan patlayacaktı

o gün bugündü; hatırladım

Bir gün; odamda mum yanarken cebimde bir iki zırva kağıt,

elimde sessiz bir telefonla

karşımda bir pencere dolusu şehir tuzluyordum,

yaralarımı kanatana dek boynu bükük çocuklara ipin sonunu gösteriyordum .

Bana bakın diyordum, ipin sonunda bir gün siz olacaksınız ve kağıtlarınız olacak

elbette mum ışığında yazılmış zırva dolusu kağıtlarınız ..

Annelerinizin bir zamanlar çocuk olduğuna siz de inanamayacaksınız ..


Balkona çıktığımı da hatırlıyorum rüzgar beni tokatlarken çocuklara fıkra atıyordum

balkondan; kahkahayla karşılık veriyorlardı çocuklar ; ne deli günümdü annem

endişelenmişti ;

benim ayrılık günümdü evi bir dolu kadın kokusu, sarmıştı;

ağızlarında pasta tortusuyla o kadınlardan da acizdi ruhum; yaralanmış üstelik

tuzlanmıştım; ayrılığımla misafir kabul edemedim;

balkondan fıkralar attım kadınlardan birinin hırkasını da atacaktım ve kadını da atacaktım

hatta balkonu da atacak, odamda zincire vurduğum diğer kadını da atacaktım,

yine;

yapmadım.


Saniye saniye gitmiştin hatırladım,

gözlerimden de gitmiştin; yüreğimden de gidiyordun ben atmaya devam ettim

bilmiyordun;orada öylece kaldığın yerde kalbimle beraber duvarlara güzel başını vurur

gibi

attım

attım

sen attım; hatırladım .


Gittiğin bir şehirdi aslında;

bir kızdı gittiğin;

aşkıydı kızın aşkı senin gittiğin, saniye saniye ve arkana bakmadan gittiğin

bir şehirdi aslında;

bir kız şehriydi; boynu bükük uçurtmalarıyla, kırları ve yollarıyla terk ettiğin ..

Duvarlarıyla bir kız şehriydi atıldığın…


Pek çok şey istedim o gün;

saatleri istedim,

takvimleri istedim,

kadınların pasta tutkularını tutkallamak sonsuza dek, istedim;

başparmağımla bir çiçek ezmek istedim,aynı parmağı yalamak istedim sonra ;

aynı şarkıyı dinlemek istedim saatlerce ‘’Jackie’’ i dinlemek istedim,

mum kokusunu unutup senin kokunu çekmek istedim;

seni istedim;

içeri

içeri

içeri hapsetmek,

istedim ;

Hatta Batı'da daha batıda;

bir korse, içimde;

saçlarım bukle bukle , makyaj yüzümde; yanına hoş kokularımla gelmek istedim;

Çin Seddini görmek bile istemiş olabilirim ,

Nagazaki'yi ve Pekin'i istedim;

bir pencere dolusu dünyamla

tarihi yeniden yazmak istedim .

Adolf Hitler misali,

aşık olunur; sabun kokan kadınlara aşık olunur;

Sylvia Plath misali aşık olunur; intihar kokan adamlara;

ben de aşık oldum;

ağzımda kaprisli bir tat kaldı;

duyumsayamadığım acıdan; yenir içilir oldu aşk;

tükürülür oldu sonra yer zannettiğim müstakil günlere ve annemin balkonuna

tükürülür oldu aşk ;

bir zamanlar aşık olunur dedim; zamanı da atmak istedim; balkonu ve kadını da

söylediğim gibi o gün saate ve takvime hiç bakmamıştım; aşk.


Bir aşkım olur; denize taş,

bana üşümek düşer;

aşık olurum acısı kaprisi ile evime tükürürüm;

şimdiki gibi saçmalamak istemiştim o gün de; hatırladım,

ellerinle saçmalamak,

gidişinle saçmalamak,

balkonumda kadınlarla saçmalamak,

dudaklarınla saçmalamak istemiştim ...


Ayrılık günümdü,

midemde bulantı balkonda rüzgar, karşımda aynı yarım ayna; ben seni unutmayı ne de çok istedim...

Oysa bir kalpti attığın ben da atmaya devam ederken söner sandığın, bilmiyordun ...

Arkanda yıkık bir kız şehri; kalakaldım ...

Annem vardı bir de üstünde epeyce düşündüğüm çocukluğuyla balkonda hava alan ve

bir kadın vardı ayrıca

A. Hitler aşık olmuştu sabun kokan kadına;

S.Plath vardı, aşık olmuştu bir intihara;

ve Nagazaki çok mu uzaktı; çok şey istemiştim o gün;

ellerin ve gözlerinle saçmalamak istemiştim;

benim kabahat günümdü ve henüz sarhoş bile değildim;

bir kuş havalandı bana saçmalamak düştü;

mum yaktım; pencere açıktı hala

ağzımda kırılan buzlar ve kaprisli bir aşk tadı

bir zamanlar çocuk olduğuma inanamadım;

ben sen attım;

O kalbinde atılmış mıydım sahi

ve o kalbinden atılmış mıydım?

Hatırladım.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Düş Erken
Gri Değil Beyaz
Balıkçı Kedisi
Zaman
Sırra Beden
Şerbet_i Kızıl
Son Sevgili
Şiirbaz
Çöp Bidonlarında Saklandığım Bir Kedi
Hatırladıklarımdan Mesul Bir Evrende

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Kaçarken Düşer
Eylülde Gezen Balık
Aşk Ağlar
Lüferin Yaprakları
Güzler
Ankara
İki Harf
Ben İstanbul Olayım
Uçaksavar
Kusursuz Teninin Diğer Yüzü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ruhi Bunal'ım [Öykü]
İhtiyar Sakki'nin Tozlanmış Kütüphanesi [Öykü]
Köstekli Saat [Öykü]
Zaman Sarmaşığı 2 [Öykü]
Zaman Sarmaşığı 3 [Öykü]
Ayrılış [Öykü]


iLkEsU kimdir?

ORİJİNDEN NOTLAR

Etkilendiği Yazarlar:
JOHN FANTE, LATIFE TEKIN, J.D. SALINGER, SAMUEL BECKETT,SYLVIA PLATH,NILGUN MARMARA


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.