..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Aydın akdeniz




17 Haziran 2008
Goya'nın Hayaletleri ve Lorenzo Tiplemesi  
Aydın akdeniz
Yaptığı tablolar üzerine yapılan yorumlarda sanırım en az bu şaheserler kadar okur için hayranlıkla karşılanabilecek gizemli bir içeriğe sahip. Resim, müzik ve edebi yazılar, estetik zevkimizin anlatımında subjektif alandan aldığı mistik bir güçle insanların ilgisini haklı olarak daima üzerine çekmekte. Aralarında bir öncelik belirlemeye çalışmak doğru olur mu bilmiyorum fakat soruyu cevaplamam gerekecek olsa düşünmeden “ müzik ” derdim. Çünkü gözlerimi kapadığımda tamamen tını ile baş başayım. Bu ezgisel akışı tanımlamada bana da rol düşüyor. Resim de ise bu role bir sınır getiriliyor. Goya’nın tablolarını değerli kılan özellik nedir? Resim tekniği açısından mı cevap aramalı soruya yoksa ressamın hayal gücünün ulaştığı sınırları mı göz önünde bulundurmalı? Vermek istediği mesajlara mı odaklanmalı? O’nu sanat tarihinin unutulmazları arasına sokan özellik, yalnızca garip hayalet figürlerine yönelmiş olmasıyla açıklanabilir mi? Tarihin karanlık dönemlerine ait çalkantıları bunların etkisinde kalmış talihsiz bir ressamın haykırışıyla dillendirmesi eserlerine nasıl bir derinlik katabilir? Fakat ortada bir değer var ve iyi ki de var. Gördüğümüz, yaşadığımız, hissettiğimiz şeyleri resim, müzik, yazı gibi iletişim yöntemlerimizle ortaya koymazsak yarınlarımız bugünleri nasıl tanımlayabilir.


:BEBD:
Yaptığı tablolar üzerine yapılan yorumlarda sanırım en az bu şaheserler kadar okur için hayranlıkla karşılanabilecek gizemli bir içeriğe sahip. Resim, müzik ve edebi yazılar, estetik zevkimizin anlatımında subjektif alandan aldığı mistik bir güçle insanların ilgisini haklı olarak daima üzerine çekmekte. Aralarında bir öncelik belirlemeye çalışmak doğru olur mu bilmiyorum fakat soruyu cevaplamam gerekecek olsa düşünmeden “ müzik ” derdim. Çünkü gözlerimi kapadığımda tamamen tını ile baş başayım. Bu ezgisel akışı tanımlamada bana da rol düşüyor. Resim de ise bu role bir sınır getiriliyor.
Goya’nın tablolarını değerli kılan özellik nedir? Resim tekniği açısından mı cevap aramalı soruya yoksa ressamın hayal gücünün ulaştığı sınırları mı göz önünde bulundurmalı? Vermek istediği mesajlara mı odaklanmalı? O’nu sanat tarihinin unutulmazları arasına sokan özellik, yalnızca garip hayalet figürlerine yönelmiş olmasıyla açıklanabilir mi? Tarihin karanlık dönemlerine ait çalkantıları bunların etkisinde kalmış talihsiz bir ressamın haykırışıyla dillendirmesi eserlerine nasıl bir derinlik katabilir? Fakat ortada bir değer var ve iyi ki de var. Gördüğümüz, yaşadığımız, hissettiğimiz şeyleri resim, müzik, yazı gibi iletişim yöntemlerimizle ortaya koymazsak yarınlarımız bugünleri nasıl tanımlayabilir.
Goya’nın çalışmalarında iki tipleme ve bunların bütündeki üstlendiği rol beni en çok etkileyen özellik oldu. Lorenzo karakteri Goya’nın bütün hayat görüşünün üzerine odaklandığı kilit imaj. İkiyüzlülüğün en iğrenç özelliklerini üzerinde toplayan bir karakter. Neden olduğu yıkımlarla birlikte kendini sorgulayan, arayışları olan birisi. Gelgitleri var. Fakat ihtirasları her fırsatta sağduyusuna hâkim oluyor. Yanlışlarını görmesine rağmen çözüm için attığı adımlarda kararsız ve ısrarcı değil. Zeka ve bilgisini içindeki barbarlığı kamufle etmede kullanıyor. Tutarsızlıklarını gizlemede bu nedenle başarısız. İdam edildiğinde yanında kimse yok. Sefalet ve rezillik içinde son buluyor yaşamı. Cesedi bir kağnı arabasına atılmış, oyun oynayan çocuklar ve köpeklerin ardına takıldığı arabayı izleyen tek bir çift bakış var oda Goya’ya ait. Kaçınılmaz sona mı bakıyor yoksa olmasını arzuladığı bir olaya mı? Kadın karakteriyle anlatmak istediği şey ne idi? Kaptırılan bir sevgili, sığınılacak bir liman yada bir dosta yardım isteği…Yada bu kurgunun tamamen ötesinde güne ait değerlendirmelerin resim yoluyla eleştirisi mi?
A.Akdeniz



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karamazov Kardeşler Üzerine
Tutkulu Yazılar
Edilgenlik Aforizmasında Öykü Kurmacası
Havaalanı İzlenimleri
Thomas Mann Öykülerinde Tipleme
Cama Düşen Yağmur Damlaları
Asırlık Çınar Ağacında Uçuşan Hazan Yaprakları
Alaturka Hezeyanlarda Şu "Dini Seven Bir Dinsizin Tanrı Teorisi" Ne Yaklaşımlar!
Akılcılık ve Sezgicilik Metotlarının Değerlendirilmesi
O'nun Bahsettiği İnziva, Senin Anladığın Şey Değil!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hisseden Payıma Metafizik Aşklar Düştü [Şiir]
Mihenk Taşı [Şiir]
Mana İkliminde Seyrü Sülukun, Adam da Gaflet mi Bırakır A Gönül! [Şiir]
Aynanın Ötesinde Görünen... [Şiir]
Köşe Kapmaca Oynarken Ayrılık... [Şiir]
Dilemma [Şiir]
Faust ve Pan Arasında, Bir Garip Diyalog..! [Şiir]
Sezonluk Fındık İşçilerinin Hayat Öyküsünden Bir Kesit [Öykü]
İsterik Kadın, Haydi Oradan Sen De! [Öykü]
Kapela [Öykü]


Aydın akdeniz kimdir?

Yazı vazgeçemediğim bir tutkudur benim için. Vaz geçemediğim, kendimi sorguladığım anlardır, o anlar. Kendimi bulduğum, yaşama anlamını kazandıran o ya da bu şekilde duygu yüklü anlar.

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski, Puşkin, Tolstoy, Goethe, Stendhal, Shakespeare, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aydın akdeniz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.