Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Sezgisel yaklaşımla ilgili olarak âcizane kanaatim şudur; Yukarıda nasıl akılcılığı kendi döneminden bağımsız bir şekilde ele alarak değerlendirmeye çalışmışsam, sezgisel yaklaşımı da güncelliğinden ayrı görmem gerekecek. Aksi halde İhvanı safa ekolü ve Asya ile Mısır mistisizminin özelliklerine değinmeliyim ki bu da oldukça zamanımı alır. Yukarıda kısmen belirttiğim gibi akıl, ruhsal bir yetenektir. Daha doğrusu, duygusallığı belli ölçüler içinde dengeleyerek onu koruyabilme becerisidir. Bunun ötesinde duyguların sonsuzca açılabilme, şekillenebilme yeteneği bulunmaktadır. Tıpkı rüyalarda duyguların bizi gerçek dışı bir mecraya sürüklemesinde görüldüğü gibi. Fakat insan iradesi aktif olduğu uyanıklık durumunda bu kontrolsüz açılımlara izin vermez. Günlük deneyimlerine ait izlenimleri sonucunda belirlediği zihni ölçütlerle irade, bir durum değerlendirmesi yaparak gerçek olanlarla olmayanları bir birinden ayırır. Sezgisel metotta, irade duygular üzerindeki denetimini bırakarak, duyguların kendisini yönlendirmesine izin verir ve somut, algılanabilir günlük izlenimlerinin ötesinde farklı bilinç boyutlarını tanıyarak bilgi edinir. Dış dünyada somut karşılığını bulamadığı yeni izlenimlerini tanımlamakta, bunları ifade etmekte zorlanır. İşte sezgisel metotla elde edilen bu tür bilgilerin bir değer taşıyabilmesi için kısaca Kuran-ı kerim’in ortaya koyduğu ölçülerle örtüşmesi gerekir. Ayetlerde övülen İlmi Ledün ya da İlmi Resüh, belki de sezgisel kavrayışın her durum da Kur’an esaslarıyla örtüşen en sağlıklı algılama biçimidir. Altıncı hisse sahip olan canlıların tabii felaketleri şaşmaz bir şekilde hissetmeleri gibi her zaman doğru bilgilere ulaştırabilen bir iç kaynak olmalı sezgisel metot. Ama Asya Şamanları, Kızıl derililerin büyücüleri, Hint ve Budist rahiplerin yaptığı gibi duygusallığı tabiata endeksleyerek, sınırsızca yaşayacak olursanız geleceğiniz nokta duygusallığın sınırlarını belirleme çabasından öte olamayacaktır. Akılcılık ve sezgicilik tarihte bu kadar birbirini hırpalamamalıydı. İki metodunda doğru bilgilere ulaşmada hâlbuki birbirine ne kadarda çok ihtiyacı vardı. Aydın AKDENİZ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aydın akdeniz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |