— Peki, ne’ymiþ bakiim bahsettikleri?

— O, gördüðüm kadarýyla konuyu açýklayabilmek için birbirinden farklý iki makale yazdý. Ýlki düþüncelerini istediði þekilde anlatmaya yetmediði için ikincisini denedi.

— Eee, ikisi arasýnda ne gibi bir fark oluþtu?

— Bence hiç. Aslýnda ilkinde aðlýyor gibiydi diðerinde de sadece gülmeye çalýþýyor. Çok zeki, çok bilgili biri. Yazdýðý metnin her bir satýrýnda anlatmak istediði bütünden bir parça var. Okurken bunlarý yakalayamaz da ayrýntýda dolaþýrsan konunun özünü göremezsin.

— Bilgi insaný aðlatýr mý hiç?

— Hayýr, ama fazlaca gülmesini engeller.

— O inzivadan ne anlýyormuþ söyler misin?

— Yazdýðý ilk metinde; sorularýna cevap bulabileceði huzurlu bir köþe, diðerinde ise sineyi millete dönmek gibi bir þey.

— O söylediðin þey siyasi bir kavram deðil mi?

— Huzuru insanlar arasýnda ararsan yaptýðýn þey siyaset olmaz mý?

— Sence inzivayý ben nasýl anlýyorum?

— Hz. Muhammed’in (a.s.) Hira’da veya haneyi saadetlerinde ibadet etmesi.

— Öyle deðil mi zaten?

— Öyle ama bir farkla ki; Hz. Muhammed ( a.s.) o tenha köþelerde ezeli ve ebedi olan kadiri mutlak olan Allah’a (c.c.) tam bir dönüþle ve teslimiyetle teveccüh ediyor. Kulluk þuurunun doruðunda ürpererek varýyor secdeye. Ýlahi aþkla yanýyor tutuþuyor, halkýn arasýna dönüþü bu hazzý unutturmuyor kendilerine. Kalpte, her zaman “Allah’ým maksadým sensin, Ýstediðim þey; sadece senin hoþnutluðundur” tefekkürü var. Ýþte inziva budur. Saltanatý, övülmeyi, övmeyi unutmak insanlar arasýnda bulunmakla birlikte kalben Allah’a dönük olmaktýr.

— Eee bunlar bildiðimiz þeyler!

— Sen bilmeyi bilmiyorsun!

— O da ne demek?

— Bilmek, bilinçte yanlýþlarla doðrularýn dönüþüme uðratýlmasýdýr.

— Ama senin yaptýðýna da felsefe derler!

— Ne derlerse desinler.

Aydýn AKDENÝZ

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=54144