..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir insan bir kaplaný öldürmek istediðinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediðinde buna vahþet diyor. -Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Ceyhan ÖZTÜRK




9 Aralýk 2008
Türk Kadýnýnýn Tarihteki Yeri ve Önemi  
TÜRK KADINININ TARÝHTEKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ

Ceyhan ÖZTÜRK


Hazar prensesi olan Çiçekion, gelin olarak Bizans sarayýna gittiðinde giydiði elbise saray ve çevresinde moda haline gelmiþtir. Fakat daha da önemlisi þudur: Ýmparator II. Justinianus ve V. Kostantinos, Hazar prensesleri ile evlenmiþlerdir. Konstantinos’un Hazar prensesinden doðan oðlu, tarihte “Hazar Leon” lakabý ile tanýnmýþtýr. Ayný zamanda bu adam, Hazar hakanýnýn torunu oluyordu. Bizans böylece bazý meselelerde...


:ADDEA:
TÜRK KADINININ TARÝHTEKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ

Türk kadýnýnýn, tarihteki yeri ve önemi þaþýrtýcý bir durum arz etmektedir. Gerek Ýslam öncesi Türk tarihinde gerekse de Ýslam geçiþ dönemi ve Ýslam dönemde bu durum yerini muhafaza etmiþtir. Nitekim Türk tarihinin ilk yazýlý kaynaklarýndan olan Göktürk Abidelerinde, bazý seyyahlarýn hatýralarýnda, efsane ve destanlarda bu durum açýkça kendini göstermektedir.
     
Henüz Ýslam olmamýþ Ýtil Volga Bulgarlarýna seyahat eden Ýbn-i Fadlan, kendi eserinde, Türk toplumunda kadýnlarýn yeri ve öneminin þaþýrtýcý bir durumda olduðunu itiraf etmekte ve bu hayretini gizleyememektedir. Fadlan, hatun’un hükümdarýn yanýnda oturduðunu, bunun Türklerin âdeti olduðunu, hatun’a hilat giydirilince hatun’a ait kadýnlarýn, hatunun üzerine gümüþ para saçtýklarýný, Türk kadýnlarýnýn asla erkeklerden kaçmadýklarýný haber etmektedir.

Yine bir Hazar prensesi olan Çiçekion, gelin olarak Bizans sarayýna gittiðinde giydiði elbise saray ve çevresinde moda haline gelmiþtir. Fakat daha da önemlisi þudur: Ýmparator II. Justinianus ve V. Kostantinos, Hazar prensesleri ile evlenmiþlerdir. Konstantinos’un Hazar prensesinden doðan oðlu, tarihte “Hazar Leon” lakabý ile tanýnmýþtýr. Ayný zamanda bu adam, Hazar hakanýnýn torunu oluyordu. Bizans böylece bazý meselelerde Hazarlarýn desteðini almayý düþünmüþtür. Hazar Leon’un karýsý Iren’ýn daha sonra Augusta veya bir imparator naibi olarak deðil, tek baþýna ve tam selahiyetli “Basileus” kabul ve ilan edilmiþtir. Ýþte bu olay, Hazar Türk kadýnlarýnýn Bizans devletine olan siyasi tesirini göstermesi açýsýndan önemlidir.

Ýslamiyet’in daha ilk anlarýnda dahi Türk kadýný, kendisi göstermeyi bilmiþtir. Bunun en güzel örneði Ýslamiyet’in ilk þehidi olan Hz. Sümeyye’dir. Saygýn ve rahmetli Ýslam tarihçisi Muhammed Hamidullah ve Zekeriya kitapçý gibi tarihçilerin de kanaat ettiði gibi, Hz Sümeyye’nin önceki adý Bamýh’týr. Türkçedeki harf deðiþimi kurallarýný göz önüne aldýðýmýzda bu kelimenin aslýnýn günümüz Türkçesindeki Pamuk olduðunu söyleyebiliriz. Söz konusu deðiþim, B’nin P’ye, H’nin K’ye dönüþümüdür, ki bu gibi farklý kullanýmlar günümüzde dahi kullanýlmaktadýr. Örneðin, Gaziantep yöresinde “kele kele” þeklinde kullanýlan ünlem kelimeleri, Ýstanbul Türkçesinde “Hele hele” olarak kullanýlmaktadýr. Yine Hatun kelimesi bazý yörelerde Katun olarak kullanýlmaktadýr.

Türk kadýnýnýn tarihten getirdiði bu geniþ yetki, pek önemli yer ve statü, Ýslam geçiþ döneminde dikkat çekici bir durumu beraberinde getirmektedir. Ýslam- Arap devletlerinin alýþýk olamadýðý bazý olaylar yaþanmýþtýr. Ýþte bu ilginç olaylardan biri de bazý Türk kadýnlarýnýn, bir Arap-Ýslam devleti olan Abbasi devleti yönetiminde söz sahipliði yapmalarýdýr.

Abbasi Devletinde yönetim sahibi olan Türk kadýnlarýndan biri ve ilki Meracil Hatun’dur. Harun Reþid’in otoriter hanýmý Seyide Zübeyde tarafýndan seçilen ve halifeye bizzat kendisi tarafýndan hediye edilen Meracil Hatun, daha sonra halifeden bir erkek çocuk dünyaya getirmiþtir. Asýl adý Abdullah olan ve daha sonra El-Memun adýný alacak olan bu kiþi, Abbasilerin VII. Halifesi olmuþtur. Meracil Hatun ile birlikte Türk kadýnlarýnýn Abbasi sarayýndaki fiiliyatlarý baþlamýþ oluyordu.

Meracil hatun’dan sonra zikredilmesi gereken diðer bir kadýn da Maride Hatun’dur. Maride Hatunun da saraya intisabý Meracil hatun ile ayný þekilde olmuþ, Harun Reþid’e karýsý tarafýndan hediye edilmiþtir. Bu birliktelikten Muhammed adýný verdikleri bir erkek çocuklarý olmuþ ve bu çocuk da daha sonralarý El-Mutasým Billâh adýyla halifelik makamýna oturmuþtur. Maride ile Harun Reþid arasýnda geçen aþk da gayet ilgi çekicidir. Harun Reþid bir defasýnda Maride hatun’a kýrýlýr ve ondan yüz çevirir. Maride hatun da ayný davranýþ da bulununca birbirleriyle konuþmaz hale gelirler. Fakat bu küskünlük, tecrübeli vezir Fazl b. Er-Rebi vesilesiyle çözüme kavuþturulur. Vezir, kiþilerden habersiz bir aþk þiiri yazdýrýr ve bunu halifeye gönderir. Bunu okuyan halife ise gayet duygulanýr ve “Vallahi, artýk Maride ile barýþmam lazýmdýr.” Diyerek, Maride’nin bulunduðu odaya kadar gider ve bu küskünlük böylece biter.

Maride Hatun, Harun Reþid’in saðlýðýnda genç bir yaþta ölmüþtür.

Diðer bir kadýn ise Þuca Hatun’dur. Þuca hatun, Maride Hatun’un oðlu el-Mutasým ile evlenmiþtir. Bu kadýndan, asýl adý Cafer ve daha sonra el-Mütevekkil Alellah adýyla hilafet makamýna geçecek olan çocuk doðar. Bu kadýn, hastalanarak el-Mütevekkil tarafýndan yaptýrýlan Caferiye Sarayýnda vefat etmiþtir (861). Þuca hatun, o devirlerde hilafet çevresinde bir kadýnýn ulaþabileceði itibar ve þerefin simgesi olan “Seyyide Haným Sultan” ünvanýný, Harun Reþid’in karýsý olan Seyyide Zübeyde’den sonra alan bir kadýn olmuþtur.

Abbasi halifesi el-Müktefi Billâh uzun süre devam eden bir hastalýktan ölünce yerine kimin geçeceði tartýþma konusu olur ve nihayet bir Türk kadýný olan Þaðab Hatun’un oðlu küçük Cafer, el-Muktedir Billâh adýyla halife olur. El-Muktedir halife olduðunda henüz küçük yaþtadýr. Buy yüzden annesi Þaðab Hatun devleti yönetmeye baþlar ve bu yönetim 25 yýl sürer. Harun Reþid’in bile 23 yýl Abbasi Devletini yönettiði düþünülürse bu durumun ne kadar takdire deðer olduðu kendiliðinden anlaþýlacaktýr. Þaðab Hatun’un bu dönemdeki en ilginç icraatý Divan-ý Mezalim’e bir kadýný baþkan olarak atamasýdýr. Yine bu dönemde Þaðab Hatun kendi adýna hastane ve diðer imar yapýlar inþa ettirmiþtir.

Peki bu kadýnlarý önemli kýlan nedir? Sadece halife eþleri veya anneleri olmak elbette bir kadýný özel kýlmada çok az yeterlidir. Fakat, bu kadýnlarýn gerek maddi durumlarý ve gerekse de saray çevresindeki tesirleri düþünülürse önemi anlaþýlacaktýr. Gerçekten de bu kadýnlarýn inanýlmaz derecede bir zenginliði var idi. Vezirlerin atanmasýndan bazý kanunlarýn çýkarýlmasýna kadar etkili olabilmiþlerdir. Bunlarý yapabilmek bir siyasi zekâ ve tecrübe istediðine göre söz konusu kadýnlarýn da bu özelliklere sahip olduðu rahatlýkla söylenebilir.

Ýslam geçiþ dönemi diðer devletlerinden olan Büyük Selçuklu Devletinde de Türk kadýnlarý siyasi arenada boy göstermiþlerdir. Bunlardan biri, sultan Melikþah’ýn karýsý olan Terken Hatun’dur. Terken Hatun, daima kendisine baðlý bir divana, 12. 000 kiþilik bir orduya sahip idi ve böylece devlet iþlerinde de gayet nüfuzlu bir kimseydi. Bu kadýn, sahip olduðu imkânlarla imparatorluðu ve Ýslam dünyasýný ele geçirmeyi amaç edinmiþtir. Terken hatun, Melikþah’ýn büyük oðlu Berk-yaruk’u düþürmeye ve kendi oðlu Mahmud’u da veliaht yapmaya, bir taraftan da torunu Cafer’i de halifelik veliahtlýðýna getirmeye çalýþmýþ ve bunda da muvaffak olmuþtur. Zaten Terken Hatun’un bu ihtiraslar Büyük Selçuklu Devleti’nin yýkýlmasýnda en büyük rolü oynamýþtýr.

Büyük Selçuklu devleti önemli kadýnlarýndan biride Tuðrul Bey’in karýsý Altuncan Hatun’dur. Tuðrul Bey, Ýbrahim Yýnal’ý takibe giderken Þiilere ve Besasiri’ye karþý bir kýsým askerini veziri, karýsý ve üvey oðlu Anuþirevan ile birlikte Baðdat’ýn müdafaasýný göndermek zorunda kalýr. Böylece sultan’ýn kuvvetleri üçe ayrýlmýþ olur. Hemedan’a vardýðýnda Ýbrahim Yinal, kardeþi Ertaþ’ýn oðullarý Ahmet ve Mehmed ile birlikte, gelen 30.000 Türkmen ile çok kuvvetlenmiþti. Yanýnda az bir kuvvet bulunan Tuðrul Bey kardeþine yenilince Hemedan kalesine sýðýnýr. Bu durumda da Tuðrul Bey, vezirinden, Anuþirevan’dan ve karýsý Altuncan Hatun’dan yardým ister. Altuncan hatun bu mektubu alýr almaz askerlerine Hemedan’a gitmek üzere emir verir.
Çaðrý Bey ve diðer yardýmcý kuvvetlerin de katýlýmýyla Tuðrul Bey meydana gelen savaþta muzaffer olur.

Ýbnü’l-Esir’e göre Altuncan Hatun aðustos 1059’da ölür ve Rey’e defnedilir. Altuncan ölürken sultana halifenin kýzýyla evlenmesini ve dünyada olduðu gibi ahirette de þereflenmesini tavsiye etmiþtir.
     
Osmanlý döneminde de bilinen bir “Kadýnlar Saltanatý” vardýr. Ýþte bu dönemin de geçmiþten gelen bir gelenekle açýklanmasý doðru bir tespit olacaktýr. Çünkü, görüldüðü üzere Türk tarihinde, kadýnlar hemen her devirde bir þahlanýþ gerçekleþtirmiþlerdir. Osmanlý döneminde bu þahlanýþ da “Kadýnlar saltanatý” olarak gerçekleþmiþtir. Padiþah eþlerinin, annelerinin neredeyse hiçbiri Türk uyruklu deðilken böyle bir dönemin yaþanmasý ise, söz konusu kadýnlarýn Osmanlý-Türk kültürüyle yetiþtirilmeleri ve Türk yönetim sisteminin kadýnlara olan kadim bakýþ açýsýyla açýklanabilir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Altýn Elbiseli Adam

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Zordur Gerçeklerle Yaþamak [Þiir]
Anlýk Þiirler [Þiir]
Sevgiye Saygý [Þiir]
Üstatlara [Þiir]
Yardýmda Terüddüt Etme [Þiir]
Sevginin Deðeri [Þiir]
Elveda ve Dua [Þiir]
Sümerli Gýlgamýþ ve Albert Camus [Deneme]


Ceyhan ÖZTÜRK kimdir?

Ceyhan ÖZTÜRK S. Ü. Fen-Edeb. Tarih Böl. Harran Üniv. Sosyal Bilimler Enst.

Etkilendiði Yazarlar:
Kendimi bulduðum tüm þair ve yazarlar


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ceyhan ÖZTÜRK, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.