NE KADAR DUYARLIYIZ? - 2

DAVOS KRİZİ ÜZERİNE

Geçen yazımda söylemeye ve aktarmaya çalıştığım gibi yine dünya ve Türkiye olarak duyarlı olmamız gerektiğini belirten kısa bir yazı sunuyorum beni okuyanlara.
Bahsetmek istediğim duyarlılık konusu birkaç gün önce yaşanan Davos krizi denen olay üzerinedir.Bu olayda ülkemizin yani Türkiye'mizin başbakanı sayın Tayyip Erdoğan'ın, Simon Peres'in tutarsız, çelişki dolu ve safsatalarla sunduğu sözler üzerine yapmış olduğu haklı çıkıştan ben, kendim bir birey olarak böyle bir başbakanımız olduğundan gurur duyuyorum.Çünkü çoğu sene boyunca bizi yöneten ve yönetmeye çalışanların sürekli tepkisiz kalmasına alıştığımızdan dolayı böyle ilginç ve yerinde bir çıkışı görünce yıllar önce ki Mustafa Kemal Atatürk'ün yedi düveli elini masaya sertçe koyarak karşı çıkışı ve kazandığı kurtuluş savaşı geldi.
Bizler Türk halkı yıllar boyu sinmiş, sus pus oturan yöneticilerle yönetilip yaşamaktansa dediğim dedik, haklıyı savunup haksızın karşısında dimdik durup, kendisinide güzelce ifade edip ve de kendisini başkalarına ezdirmeyen başbakanlar, diplomatlar ve yöneticiler bulunması her zaman diğerlerinden daha iyidir biz Türk halkı için.
Ayrıca Simon Peres'in ettiği sözlerden de bahsetmek istiyorum.İlk olarak Simon Peres'in biz insanları aç bırakmadık onlara yardım ettik, hastahanelere karşı duyarlı olup oralara saldırmadık demesi, ikincisi İsrail ordusunun sadece Hamas'la savaştık halka zerre kadar dokunmadık gibi ve de üçüncüsü sayın Tayyip Erdoğan'a bakarak onu itham ederek İstanbul'a her gün 100 bomba atılsa ne yapardın gibi saçma ve de gerçeklerden epeyce uzak şeylerden bahsederek ortamı geren kişi olmuştur oturumda.Ben de herkesi bu kendini bilmezlere karşı duyarlılığa ve de susmamaya davet ediyorum.
Simon Peres ortalıkta bulunan gerçekleri kendisine yıllar boyu siyaset yaptım ve de iyi bir siyasetçiyim diyerek kabul etmeyip bile bile üstte çıkarak kendilerinin haklı olduğunu, Hamas'ın olmayan bombalarla saldırdığını ve de televizyonlarda gösterilen ölü çocukları hamaslı diyebilecek kadar adi, yüzsüz ve de çocuk katili hem de soğukkanlı bir çocuk katili olduğunu söylediği sözlerle göstermiş oldu.Bu yüzden sayın Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği tepki yerindeydi ve keşke moderatör denen kendini bilmez yandaş davranan adam yanlış, hatalı ve yanlı davranmasaydı da başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı konuştursaydı ve sonunda da başbakanımızda söylemek istediklerini söyleyip bizlerin söyleyemediklerini dile getirebilseydi.
Son birkaç söz ise başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı eleştirip başbakanın duygusal davrandıpını, hatalı davrandığını, bizi rezil ettiğini ve de diplomatik yönden işimizin zor olduğunu söyleyenler hiçte Peres'in dediklerini tartmıyorlar.Peres'in dediklerini hiç konuşupta gündeme getirmiyorlar.
Başbakanımızın haklı değil Peres'in haklı olduğunu söylemeye çalışıyorlar.Ben ise böyle konuşanlara, bu eleştiriyi getirenlere diyorum ki binlerce çocuğun, yaşlının,kadının,erkeğin ve gencin katili olan Simon Peres ve Olmert'i kutlayıp sonra da elini sıkıp en sonunda da Peres ile Olmert'in boynuna madalya mı takmalıydı?Ben sadece böyle konuşup Peres'i savunanlara,başbakana haksız eleştiri getirenlere bu soruyu soruyorum.Gerisi siz okuyanlara kalıyor.
Lütfen duyarlı olalım ve her şey de el etek yalamamızı söyleyenlere, boynumuz eğik gezsin diyenlere ve de başkalarına bağımlı kalalım diyerek İsrail sevgilisi olanlara karşı duyarlı olarak hakkımızı her zaman Davos'taki gibi koruyalım yoksa hep ezilen tarafta olacağız.