"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bu yerlerde oturanlarýn bir kýsmý öðrenci, bir kýsmý kent kaçkýný, bir kýsmý ise baþkentte iþ takip etmek üzere gelmiþ kentin geçici sakinleri. Bazen yürüttüðü iþlemlerden sýkýlan ya da çýkmaz sokaklara düþen yollarýn verdiði sýkýntýlardan ýrak seçilen yerlerden biri. Bazen uðrayýp kafa çekmek üzere kentten kaçmak için kendinizi saklayabileceðiniz merdiven altý ya da hemen bulvarlarý iki kýyýsýn da yükselen gök delenler altýnda bodrum katlarda soluklanabilir ya da kendinizi bütün gözlerden saklayabilirsiniz. Ýþte böyle kendinizi saklayabileceðiniz yerlerden birinde. Hafta da birkaç kez gelip bir iki bira içip tam sözcüðün içini dolduracak þekilde bir baþýnýza politik tartýþmalardan, çakýr keyif kafalardan ýrak kendi yalnýzlýðýnýza kalabileceðiniz mekanlar vardýr. Hemen her hafta merdiven altýnda olan birahaneye gider orada kendine açýlan tüm kapýlarý kapatýr ve iç dünyasýnda savrulup giden dönülmezlerini hesaplar kendini kent içinde boðan her þeyden uzak tutar oralarda insanlar. Kendi sosyal kümesine ekonomik düzeyine bakmadan gelip oralarda kendini saklar, kendi olanlarýndan insanlar? Kentin gürültülerinden kaçkýn, ürkek býldýrcýn gibi seke seke gelir. Irak yerlerin kokularýný getirir gözlerinde. Tek tek gezdirir bütün masalarý. En dipte en karanlýk köþedeki masaya iliþir kalýr. Bir soluk alýr gibi, kendini oranýn karanlýðýna býrakýr, bazý akþamlar. Bazý akþamlar; derin gecelerden, gündüzlerden gelip gölgesini yýkar o gecenin karanlýðýnýn üstüne. Bir iki kaçamak bakýþla bakar çevresine, yer yer takýlan gözlerini olduðu yerden koparýp alýr. Alýr ama ayak izlerini býrakýr geride kalanlarýn gözlerinde. Seke seke gezindiði köþe bucak oturduðu mekan da. Geldiði yerlerdeki; kelebeklerin kanatlarýndaki renklere akýp gider, buðulu camdan dýþarý akan gözleri. Bir süre sonra, oturduðu sandalye erinçsiz ediyor. Bakýnýyor yeniden çevresine, güneþe tutkun yeni kiraz tomurcuklarý gibi. Güneþin sýcaklýðýna geç kaldýðýný duyumsuyor. Geceye dönen yüzünde kentin, dumanlarý karartýyor günün son ýþýklarýný. O bodrum katta sýra sýra birahaneler ve onlarca umut gelir buralarda yeþerir daha baþýný çýkarmadan topraðýn içinden, kaybolup gider. Koca beton yýðýnlarýnýn alt katlarýnda. Hemen garsona bakýyor ve bir bira iþaret ediyor. Garson bütün kývraklýðý ile getiriyor tezden birasýný. Onu bekletmeyi göze almýyor çünkü oraya gelenler arasýnda, dolu dolu bahþiþ veren müþterisi olmuyor onun gibi. Ýþte gün boyu yaþanmýþlýklarýný bir yudum birasý ile baþlýyor sökmeye içinden. Hemen ardýndan çantasýndan birkaç kitap arasýndan seçtiði kitabýný çýkarýyor ve oradakilere yüz çevirircesine dalýp gidiyor, kitabýn tümceleri arasýna. Bir yandan kitap tümceleri arasýnda gezinirken bir yandan da, çok sesli müziðin daðýlan ezgileri arasýnda geziniyor. Arada bir kitabýndan ayrýlýp birasýný yudumlarken yeniden çevrede oturanlarla göz göze geliyor. Ayný ürkeklik bir anda kaplýyor içini ve geri çok sesli müziðin ezgileri arasýnda bir yudum birasýna býrakýyor kendini. Hafta da birkaç kez tekrar ediyor ayný þeyleri. Çevresi ile ilgilenmiyor sadece kaçamak bakýþlarla dolanýp yerinde kalýyor her geldiðinde. Bakýnýp gezindiði masalardan birine geldi mi gözleri, kýsa süre takýlýp kalýyor. Hep ayný masayý seçiyor. Oturduðu masanýn yanýnda ayný davranýþlarý olan biri oturuyor. Bir kez onunla göz göze gelmiþti arkasýndan, yaðmur bulutlarý geliyormuþ gibi kaçýp gitmiþti. Bir soluk, bir içim su gibi gelir oturur ve gider. Hep ayný masayý seçer ayný yöne döner yüzünü. Çevrede olan biten onu pek ilgilendirmez. Gelip gitmelerinde bir þeyler býrakýp gider çevresine. Garson dýþýnda oranýnýn sürekli gelenleri onun gelip gitmelerini, yalnýzlýðýný merak içinde izlerler. Bir yýl süreyle ayný þekilde gelip gider, ardýnda bütün kentin sessizliði, yalnýzlýðý. Bir ya da iki bira ile döner kent içinde ki kendi döngüsüne. Yan masada oturanla her geldiðinde kýsa aralýklarla göz göze gelir ve giderek uzayan sürelere yayýlýr göz göze gelmeleri, bir yýl süreyle sessiz ama uzun yýllara dayalý sözcüksüz söyleþmeler olur ikisi arasýnda. Ayný yerde ayný masalarda bir birlerini konuk ettiler bir tek sözcük bile konuþmadan. O akþamlardan birinde; yine ayný masalar boþ ve ikisi de ayný soluðu almaya ayný yerlerde oturdular. Yine oturup garsona iþaret etti. Garson birasýný getirinceye dek; Koyu renkli ceylan gözlü kadýn her zaman topladýðý siyah, dolgun saçlarý arsýndan özenle tokalarýný seçmeye baþladý ve ustalýkla saçlarý arsýndan tokalarýný seçip masanýn üzerine ayný özenle yerleþtirdi. Saçlarýný okþar ve severcesine omuzlarýndan beline doðru býraktý. Yan tarafta oturanýn hiç o güne kadar görmediði güzellikteki saçlarý beline doðru inen vücudundaki kývrýmlarda hiçi tatmadýðý, duyumsamadýðý istemelere götürdü. Saçlarýndan çýkardýðý tokalarýný toplarken birini düþürünce yan masada oturan yerdeki tokayý alýp verdi. Böylece kendini tanýttý. Ayný istemle uzun saçlarýn çevrelediði o güzel yüz birkaç rengin bir anda esip gittiði fýrtýnalardan sonra kendini tanýttý. Ýçinden gelen coþuyu zorlukla bastýrarak, -Ben Ýpek. Gözlerinin önüne dökülen kalýn, siyah saçlarýný arkaya iterek yeniden yüzündeki renk armonisi arasýndan çýkardýðý rengine bürünerek; -Hep yalnýz oturuyorsun, seni bir yýla yakýn bir zamandýr okuyup yazarken görüyorum. -Ben de seni okurken ve yalnýz oturduðunu görüyorum. Sizi rahatsýz etmeyeceksem sizinle oturabilir miyim ? Uzun yýlar paylaþmýþlýklar varmýþ gibi ayný masaya oturdular. O akþam uzun senelerin dostluklarý, yaþanmýþlýklarý varmýþ gibi geriye ve geleceðe doðru yanmýþlýklarýný anlattýlar. Her zaman bir iki saati aþmayan o mekan da ikisi de orasý kapanýncaya dek söyleþtiler. O söyleþme ikisi arasýnda bir dostluðun ve sevecenliðin baþlangýcý oldu. O akþamdan sonra haftanýn yarýsýnda o mekanda birlikte oturup söyleþtiler. Artýk orasý ikisi içinde yalnýzlýklarýn paylaþýlacaðý mekan olmaktan çýkmýþtý. Birbirlerine dostlarýný tanýttýlar. Geçmiþe doðru ortak dostlarýnýn olduðunu öðrendiler. Bu onlarýn bir birlerine olan dostluklarýný giderek pekiþtirdi. Ýki yýl süreyle ayný mekanda ayný masayý paylaþtýlar. Hiç tükenmeyen her gün biraz daha çoðalan sohbetler ve konularý paylaþtýlar. Öyle ki bu söyleþmeler bazen uzun saatlere sýðmadýðý oldu. Her ikisi de bütün dostlarýna ayýrdýðý zamanlarý birlerine verdiler. Ancak; bir akþam uzun saçlý, çevresine yaþam pýrýltýlarý daðýtan güzel yüzlü kadýn gelmedi. Yan masa eski döngüsüne döndü, uzun süre. Ayný masayý hep dolu buldu. Ýki, üç yýl her akþam oraya gidip uzun saatler, bekledi. Birkaç mevsim konup göçtü oralardan, ama yaþama pýrýltýlarý, gülücükleri daðýtan o güzel yüzden bir haber yok. Kentin geceye, gündüze dönen bütün ýþýklarý bitmez tükenmez bir sonsuzluk ve hýzla gelip geçti. Güzel yüzlü kadýn yanýp sönen ýþýklarýn hiç birinde olmadý ve hiç bir iz býrakmamýþtý. O mekan artýk eskisi kadar güzel ve yalnýzlýklarýn paylaþýldýðý yer olmaktan çýkmýþ kýsa aralýklarla göz göze gelmelerin geride kalaný olmuþtu. Bazen bulvarýn yaþamý muþtulayan sesinde onu taþýdý. Bazen kent içinden ürküp giden bulutlar arasýnda bir mevsim, konup göçen býldýrcýnlarý anýmsattý. O gideli kent tek mevsim kaldý. Durmadan o kentte onu aradý. Bezen o koca kent bir avuç içi kadar küçülüyor ona ulaþtýðýný düþünüyor, bazen kent sýnýrlarý sonsuzlaþýyor. O kendine bir kapý yaptýrmýþ demirden, çok aðýr. Çok kolay açýlýr- kapanýr istenince. Yaptýrdýðý kapýyý olanca aðýrlýðý ile kapatmýþ ve açmamýþtý. Onu kalýn bir kemer gibi saran kale duvarlarý ile çevirdiði dünyasýnda, hiç solmayan güleri ve her mevsim açan renk renk kýr çiçeklerinin kokularýný, yaþam þarkýlarý, ezgileri fýsýldayan dudaklarý arasýndan akýp giden çöl içerisinde kýzgýn soluklara ilk yaz canlýlýðýný taþýyan, daðýtan sesinin oluðu bulvarlarda akýp giden yüzlerce sesin arasýnda ince ince esip gidiyor. Ýlk yaz bulutlarý gibi bir görünüp bir yok olan. Turgay Delibalta
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Turgay DELÝBALTA, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |