Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
Eh, medyaya da haber lazım. (!) Gelsin boy boy fotoğraflar , haberler… Geçmiş günlerdeki: Askeri veya askeri üniformayı çağrıştıran kıyafetlerle, askeri teçhizatla, silahla törenlere katılan kişlleri ve bazen de silah kullanmaktan kaynaklanan ‘’Gaziler törende ateş etti insanlar yaralandı’’ türünden haberleri hepimiz anımsarız. Son olarak, İstiklal Savaşı son gazisi Emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl’ün cenaze töreninde de, böyle bir durum yaşandığını okudum. ‘’ Tumgazeteler’’ adlı internet sitesinde cenaze töreninde gazilerin kavga ettiğine ilişkin haberler vardı. Bunu okuyan, gören insanların da haklı olarak kafası karıştı. İşin aslını, bir avuç insan bilir. Fakat, doğrular nedense dile getirilmez. Böyle haberlerin yer aldığı oranda, doğru bilgilerin yer aldığı haberler medyada nedense yer almaz. Böylece de, bir yara kanamaya devam eder. Bu yazıyı, son gazimizin anısına saygısızlık etmemek adına bugüne kadar bekleyip te yazdım. Şimdi, bu konudaki gerçekleri dile getirme zamanının geldiğine inanıyorum. Gazilerin kavga ettikleri haberine dönecek olursak; Önce haberi düzeltelim. Gaziler aralarında kavga etmemişlerdir. Gaziler ile, gazi olmayanlar arasında bir münakaşa olmuştur. ‘’Bu da ne demek?’’ diyeceksiniz. Dilimin döndüğünce açıklamaya çalışayım. Bu durumda, aklımıza gelecek ilk soru sanırım şudur: Gazi kime denir? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin başka bir devlete veya devletlere ilan ettiği savaşta fiilen görev almış olan kişidir. Bu tanıma uyanlar İstiklal Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı’na fiilen katılmış olanlardır. Yaşayan İstiklal Savaşı gazisi kalmadığından ; Halen, Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı gazileri ‘’gazi’’ünvanına sahiptirler. Gaziler, 1005 sayılı yasaya tabidirler. ‘’Vatani Hizmet Tertibinden Maaş Alanlar’’ olarak adlandırılırlar. Her gazinin sicil numarası vardır ve her gaziye ait her türlü bilgi devletin ilgili kurumlarında kayıtlıdır. Yani gazilik, yasa ile devlet tarafından verilen resmi bir ünvandır. Önüne gelenin, nereden ve nasıl alındığı belirsiz ünvanlarla ortaya çıkabileceği bir şey değildir. İkinci soruya geçelim : Gazileri nasıl tanıyabiliriz ? Gazilerin, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş, fotoğraflı ve kimlik bilgilerini içeren Gazi Kartı mevcuttur. Bu kart ile, şehir içi toplu taşıma araçlarında, TCDD ve Denizyolları yurt içi seferlerinde ücretsiz seyahat ederler. Evvelce, bu kartta gazi eşlerinin de fotoğraf ile kimlik bilgileri vardı ve gazinin refakatinde iken ücretsiz seyahat hakkından faydalanırlardı. 2005 yılında 1005 sayılı Yasada yapılan yönetmelik değişikliği ile, kendilerine ‘’Gazi Eşi Ücretsiz Seyahat Kartı’’ verildi ve bu haktan müstakilen faydalanmaya başladılar. Gaziler, Vatani Hizmet Tertibi’nden Şeref Aylığı alırlar. Şimdiki miktar, sosyal güvencesi olmayanlar için asgari ücret tutarında 460 ytl, sosyal güvencesi olanlar için ise 300 ytl dir. Gelelim üçüncü soruya : Törenlerdeki kıyafet çeşitliliği sebebi nedir? Gazilerin kıyafetleri ve törenlere katılım esasları 2847 sayılı Asker Kökenli Dernekler Kanunu ile düzenlenmiştir. Buna göre: Gazi kıyafeti lacivert ceket, gri pantolon, beyaz gömlek, lacivert kravat ve başta gri renkli kalpaktan oluşur. Bu kıyafet üzerinde, hiçbir askeri rütbe işareti, askeri teçhizat ve silah taşınamaz. Askeri üniformayı çağrıştıran hiçbir sembol bulunamaz. Sadece şerit rozet, nişan ve madalya bulunabilir. Görüldüğü gibi, yasaların dışında bir durum sözkonusudur. Son soru : Bu garabete son vermek mümkün müdür ? Elbette ki mümkündür. Bunun için, yasaları uygulamak yeterlidir. Bu zamana kadar, neden önlenmediğini sorarsanız ; Orasını, ben de bilmiyorum. Fakat, bir şeyi iyi biliyorum. Bu manzarayı gören ve işin içyüzünü bilmeyen halkımızın kafası karışıyor. Gazileri, bir gösteri unsuru gibi algılamaya başlıyor. Gazi olmayan böyle kişilerin, silah kullanma ve diğer olumsuz olayları gazilere mal ediliyor. Böylece, gazilerin halk nezdinde sorgulanır olması isteniyor. Gazilik kavramının içi boşaltılıyor. Gaziler açısından ise: Burada değinmediğim maaş miktarı azlığı ile, toplu taşıma araçlarında bazı kendini bilmez görevliler tarafından maruz bırakıldıkları ‘’Bedavacı’’ muamelesi gibi sorunlarının üstüne; Bu şekilde isimlerinin kullanılması, yaralarına tuz basıyor. Bu yazıyı okumak için zamanını veren değerli okurlardan, küçük bir isteğim var. Yukarıda verilen bilgilerin doğruluğundan şüphelenmeniz halinde ; Genel Kurmay Başkanlığı resmi sitesinden veya Muharip Gaziler Derneği sitesinden ya da uygun gördüğünüz her şekilde doğruluğunu araştırın. Kimlerin gazi olduğu hakkında, aklınızda soru işaretleri varsa, bunları gidermiş olursunuz. Bu yazıda yer alan bilgileri yakınlarınızla paylaşın. Bu minik isteğimi de, ‘’eğer oluşmuşsa’’ bu yazıdaki yazarlık hakkım (!) ve bir gazinin saygı dolu ricası olarak görün… Tüm şehitlerimizi minnetle ve rahmetle anıyorum. Gazilerimizden vefat etmiş olanları rahmetle anıyorum. Hayattaki gazilerimize, sağlıklı ve mutlu bir yaşantı diliyorum. 25 Kasım 2008 Çanakkale
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Şakarcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |