Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Herşeyi yakalama telaşımı bırakalı çok olmadı. Hayat bazen çirkin bazen güzel yüzünü gösterirken; bilip bilmeden neleri feda ettiğimi anlamaya çalışmaktan, kimler geldi kimler geçti diye düşünmekten vazgeçeli, bedenime zamanın, ruhuma hayatın izleri değdiğinden beri olgunluk dedikleri haldeyim.. Hayat, acı ile öğreten bir öğretmenmiş ve kalbime her hançer saplanışında bir daha nefes alamam derken, suyun üzerine çıkacak bir boşluk yakalamış gibi son anda nefes almayı başarabildiğimde anladığım, katı yürekli, ama iyi niyetli ve hala çok sevdiğim bir öğretmenmiş.. Her anımız gidişlerle dolu.. Hayat elimizden, büyüyen çocuklar evimizden, eski sevgililer kalbimizden, gençliğin tezeliği üzerimizden, ayrılıklar ve ölümlerle herşey akıp gidiyor.. Ama dertlendiğimiz anlar, başımıza gelen kötü olaylar, bizi üzen insanlar da gidiyor.. Ne iyi, ne kötü kalıcı olan ne var? İyi olanlarla teselli bulup, kötü olanlarla kederleniyoruz o kadar.. Hayatın cilvesi, nazı bu olsa gerek. Ya giden sanıyor musunuz ki boş boş gidiyor.. Yüzünden tebessümü, dilinden güzel cümleleri, yüreğinden koparabildiği kadar sevgiyi koparmadan giden var mı? Sonrasına hep kalanlarla yetinmek düşüyor.. Kalbimizi kanatmadan giden var mı hayatımızdan.. Her ne olursa olsun, ister sevgili, ister birinin ölümü, hatta işini evini değiştirmek mutlaka yüreklerimizde kana, gözlerimizde yaşa bedel ödüyor.. Kıvılcımla doğup koca bir alev olup yanıyoruz kaderimizde yazılı yaşam süremiz boyunca.. Bazı olaylar alevi harlandırıp büyütürken, bazıları sönükleştiriyor ama yanmaya devam ediyoruz.. Sonunda küle dönüp evrene karışıyoruz.. Yanabildiğimiz kadar yanıp küçük zerrelere ayrılıyoruz ve uçuşuyoruz yolun sonunda.. İyi olan belki de bu.. En küçük zerrene kadar yanmak.. İçimizde türlü hallerle geliyoruz dünyaya. Hepimizin yaratılışında iyi ve kötü huylarla beslenen meleklerle şeytanlar var.. Kötülük ederek hatta kötülük görerek büyüttüğümüz canavarlarımız yaşamımızı ele geçiriyor. Oysa amacımız onları hiç ortaya çıkarmamak olmalı iken.. Belki sınavımız bu kadar basit iken.. Sevgi ile onları yatıştırabilecek iken.. Ama saklıyoruz güzelliklerimizi.. Yazık edilmiş anlara feda ediyoruz günlerimizi.. Rüya.....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |