..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Bedia Belkıs BALCILAR




4 Nisan 2010
Haylaz Aşk  
Bedia Belkıs BALCILAR
“Siz bilirsiniz” dedi… Küçük bir “nasılsın, iyi misin?” sözcükleri geçse de aralarında, kızın kalbi imkân vermiyordu ağzından çıkan kelimeleri duymasına. En iyisi ne söylediğimi bilmekle idare etmek dedi içinden. Zira artık sesinden bile emin değildi. Her an ağzından bir cümle kaçırabilirdi… “seni seviyorum ya, görmüyor musun” diyebilirdi. Ya da hayır belki de koşmalıydı, bahane üretip kaçmak. Deli gibi, nefessiz kalana değin. Kendini bir ağaç gölgesine atmak ve teskin etmek nabzını. Yine eski atışlarına döndürmek… O atışları ninni gibi dinlemek. Uyumak sessizliğinde. Onsuz olmanın ses halinde kelimeler kurup, cümleler tekrar etmek.


:BJDF:
“Size eşlik edebilir miyim hanım efendi ?”

Bu sözlerle duraksadı genç kız… Yolun ortasında arkasından bisikletiyle gelip, haylazca sormuştu genç adam. Hafiften yağmur atıştırıyordu. Her zaman ki gibi okul çıkışı eve doğru usul usul yürüyordu genç kız. Ve o tanıdık ses.

Çocukluğundan beri aşina olduğu yüz. Yuvarlak ve şirin… Kendinden emin ve alaycı bir edayla yine dokunmuştu işte durup dururken? Ne demek size eşlik edebilir miyim? “Zaten farkında değilsin eşlik ettiğinin, seni koca budala!” diyesi geldi kızın. Fakat sustu.

İri gözleri ve uzun kirpikleri, aradığını bulmuş olmanın sevincini yaşadıysa da daha fazla bakmamalıydı, başını usulca çevirdi.

“Siz bilirsiniz” dedi… Küçük bir “nasılsın, iyi misin?” sözcükleri geçse de aralarında, kızın kalbi imkân vermiyordu ağzından çıkan kelimeleri duymasına. En iyisi ne söylediğimi bilmekle idare etmek dedi içinden. Zira artık sesinden bile emin değildi. Her an ağzından bir cümle kaçırabilirdi… “seni seviyorum ya, görmüyor musun” diyebilirdi. Ya da hayır belki de koşmalıydı, bahane üretip kaçmak. Deli gibi, nefessiz kalana değin. Kendini bir ağaç gölgesine atmak ve teskin etmek nabzını. Yine eski atışlarına döndürmek… O atışları ninni gibi dinlemek. Uyumak sessizliğinde. Onsuz olmanın ses halinde kelimeler kurup, cümleler tekrar etmek. Ama fırsat bırakmadan uçarı delikanlı yine yaptı yapacağını… “görüşürüz ufaklık” dedi.

Ufaklık mı? Ufaklık sözcüğüyle ufalandı genç kızın tüm hisleri. Çayda eriyen bisküvi gibi dağıldı, yağmur yağarken tepeden tırnağa. Sözcükleri boğazını yırtan kızarmış ekmek gibi takılı kaldı. Unut dedi, boş ver! Kaçıncı boş vermeydi bu? Kaçıncı unutamamak. Karşı komşunun haylaz oğluydu ve karşı komşunun ona âşık kızıydı. Bahçe içinde çevrili evlerin olduğu şirin bir balıkçı kasabasında başlamıştı hikâyeleri. Şimdi bu aşk kurmacasın da tek taraflı devam eden bir piyeste, hazince yalnız sahne alıyordu genç kız.

Kiraz vakti ağaçlardan topladıkları, ceplerine aynı renkten çıkarmıyor muydu ikisinin. Ayşe teyzenin bakımlı ve iri erik ağacının dökülenlerini yoldan topladıkların da itiraz ettiyse de kız, “göz hakkı diye bir şey var, akıllım” diye yutkunmamış mıydı oğlan, birkaçını tombul ve yumuk eliyle uzatırken. Şehriban teyzenin evine sevdikleri şekerden var diye defalarca gitmemişler miydi bayram sabahı. Her defasında biraz daha mona lisa bakışlı açmamış mıydı Şehriban teyze kapıyı. Çata pat patlatırken elini yaralamıştı bu haylaz oğlan. Gidip ecza dolabından göz merhemini alıp koşmamış mıydı yanına?

“Keşke gözüne sıksaydım o merhemi” dedi kız… “Körsün işte? Görmüyorsun sana olan aşkımı. Sen görme bakalım. Ben de giderim o zaman. Bu aşkı sararım sineme de, giderim… Gidemem. Biliyorum ki gidemem. Sen gelsen? Diyemem. Bunu da söyleyemem. Paradoksları boş konserve kutularına tıkıştırıp uzay boşluğuna fırlatmak geliyor içimden. Belki bana da bir yer vardır konserve tenekesinde.”

Her zamanki gibi odasına çekildi kız, açtı günlüğünü. Aşkının ismini yazmadı. Kuşdiliyle konuşuyordu günlüğüyle. Sadece kendi anlayacağı formüllerle, denklemlerle, eğrilerle, büğrülerle doluydu. Hiçbir delil bırakmayan sahtekârlar gibi, gayet aklı başında bir süs verilmiş satırlar. Ah o satırlar ve rengi dağılan mürekkepler. Belki o mürekkebin dağılmasının amacı aceleyle, “bu kız, o haylazı seviyor” diye yazmak istemesinden kaynaklanıyordu. Ama yine her zamanki gibi yazamadan kuruyorlardı. Ağaç özlü kâğıtların bağrında kabuk bağlıyorlardı sonra.

Böyle geçti yıllar. Kız ve delikanlı başka şehirlerde üniversiteyi kazandı. Habersizce geçti yıllar. Kızın kalbinde oluşan graterlerin içi aşkının mitoz bölünmeleriyle doluyordu. Bir sonraki oyuklar hep anılarıyla istimlâk ediliyor, parsel parsel dağıtılıyordu sonra. Gecekondular kuruluyor, kibrit kutusu evlerin penceresinden onun hayalini gördüğü zaman yerle yeksan oluyordu.

Enkaz kaldırma çabası, zahir de başka yüzlere gülücüklerle tezahür ediyor. Kimse içindeki şantiyeden haberdar olmuyordu.

Sevmemişti kimseyi, müsaade de etmemişti. Nicedir yüzleşmeler içinde maskesini düşürmemek için, elini kapatıyordu gerçeklere.

İşte yine gitmişti masal diyarına… Çocukluğunun, gençliğinin geçtiği o mekâna. Karşı evin penceresi sızdırmayan ışıkla gülümsüyordu. Sapan bulup, aşkını gererek fırlatmak istiyordu cama. Düşsün artık açılmayan pencereler.

Ama çok acı bir gerçek bekliyordu kızı… Bir kara yazgının bağrında sabahladığını bilmiyordu.

İçine düşmüş gibi yangınların, ter içinde uyandı. Bir uğultu geldi karşı evden.

Zannetti ki herkes o ev yandı sadece, sıla dönüşü kaza haberine.

Şimdi kız toprağa koyduğu tek aşkını, nasıl delicesine sevdiğini daha cesurca itiraf edebiliyor artık. Kendini kandırmışlığının içine süzülerek, toprağa bırakıyor gözyaşının tuzlu armonisini.

Duyuyordur beni şimdi haylaz sevgili!



Bedia Belkıs BALCILAR



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yusuf'u Kuyudan Kim Çıkarır?
Öğrenecek ve Öğretecek Hikâyesi Olanlara
Güvercin Kanatlarında
Gül Aşkım

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Suyun Ses Hali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ölü Atlar Kişnemesi [Şiir]
Kim Daha Şanslı [Şiir]
Tıflane [Şiir]
Özlem [Şiir]
Yağmur Yağıyor Seller Akıyor [Şiir]
Zerre [Şiir]
Yazarlığa Giden Yolda Çekilen Acı, Parmak Uçlarından Geçer [Deneme]
Rüzgâr'ın Sesi [Deneme]
Krizantem, Üç Oda, Gökyüzü Vesaire [Deneme]
Yazdıkça Gelir Cümlem [Deneme]


Bedia Belkıs BALCILAR kimdir?

ben bir kayığım bu ummanda. . denize bembeyaz köpükler bırakan.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bedia Belkıs BALCILAR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.