Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
ben bilirim ince bir hüzün var gözlerinde hiç bir gülüşün/ün örtemediği... en çokta içli şarkılar söylersin avaz avaz suskunluğunda ve kimseler olmadığında ağlarsında / kim bilir? kaç iklim dolaşmışsın, derviş olup; giyip yalnızlık hırkasını sırtına? kaç coğrafyanın en kadim dostusun? kaç mevsim yanmışsın güneşte, kaç mevsim üşümüşsün, ıslandığın kaç mevsim? ... /birinde seni görmüştüm, bir sinema önündeydin, afişe bakıyordun, cebindeki paranı hesaplıyordun bir yandan ve eskimişti ayakkabıların... kiraz geldi aklına, "en güzeli" dedin, mevsimi değildi oysa, yinede uzandın bir dala... simitçi çocuk bağırarak geçiyordu, sana bakıyordu alttan alta, baksaydın eğer "abla, al" diyecekti... ya serçe? beklediki çekirdek serpeceksin yerlere, bilmezdi sen çekirdeği çok seversin, kıyamadın yinede, külahı olduğu gibi yere, hatta avucundakileri, mutlu olduun cıvıltılarında.../ cıvıltılarıyla sevmiştim seni... öğlen yemeği niyetine aldığın ekmeği balıklara attığında da ben seni sevmiştim, martılarla bağrıştığında da.../ bağırışlarıyla sevmiştim; çığlık çığlık... hani, yıllar önce bir yağmur yağmıştı, sen ıslanmıştın, "bir şemsiye" demiştin... işte o gün, o yağmurda ben bir şemsiyeydim, ben gözlerimi /mi yummuştum/ ki gör/e/medin... kar yağmıştı ayazdı ellerin üşümüştü, nefesindim! hohlasan çatlatacaktım göğün buzunu, parça parça edecektim! ama, yinede ceplerin oldum... yorgun bir anında bir bardak çay kondu masaya nasılda demliydim nasılda demli ve buram buram... sahi, bir bayram öncesiydi tebrik zamanıydı ben bir çocuk kartıydım ellerinde, baktın baktın, defterinin arasına koydun sonra hadi, çıkarsana oradayım hâla... bahardı, için kıpır kıpır, incecik boynumdan tuttuğunu hatırladınmı, saçlarımı yolduğunu birer birer? seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor seviyor her seven bendim... hatta sen çocukken bin yıl önce yani, yani henüz doğmamışken sen ve ben, ağladığındım kağıt helvacı yoldan geçerken "sus"uydum annenin, babanın verdiği sarı yirmi beş kuruş, ağzının tadı, yaramaz komşu çocukların kıksandığıydım... çok kere görmüştüm seni çok kere çok.../ ... en güzel mevsim/in/de yetiştim onca peşinden koştuktan sonra! ne yaz ne sonbahar en güzel yerde takıldım sende kaldım kırdım kanatlarını göç etmelerin, vaz geçtim, sana kondum tüm aklığımla... ... sarı, sıcak bir yangın örüyor içime eylül, yeni bir göğüs kafesi; bir telkari ustasının sabrı ve becerisi... bu son olsun senin adın eylül olsun... ... a&m
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |