..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Özgürlük ve Eþitlik > Cahit KILIÇ




22 Þubat 2011
Arap Halklarýnýn Özgürlük Þahlanýþý  
Cahit KILIÇ
Özgürlük rüzgârlarý bir kere esmeye görsün. Esince önünde hiçbir diktatör, hiçbir güç ayakta duramýyor, kapalý kapýlar ardýnda kurulan hiçbir sinsi plan tutmuyor... Zaman, Arap halklarýnýn estirdiði özgürlük rüzgârý zamanýdýr. Despotlar birer ikiþir gidiyorlar; halkýn hürriyet arzusunun önünde dikiþ tutturamýyorlar. Gidiyorlar, gidecekler, gitmeliler...


:BIDI:


Biz bu filmin ilk versiyonunu daha önce izlemiþtik!

Yýl 1988, Ekim ayýnýn baþlarý falan. Ajdabya’dan Bingazi’ye yol alýyoruz. En az 6-7 saatlik bir yolumuz var. Yol boyunca rastladýðýmýz her kasabanýn giriþ ve çýkýþýnda Kaddafi ve Zeynel Abidin Bin Ali’nin posterleri asýlmýþ. Ýki ülkenin entegresi konuþuluyor o günlerde.

Bizi taþýyan otomobilin arka camýnýn altýnda bulduðum eski tarihli bir dergiyi okuyorum. Derginin adýný hatýrlayamýyorum þimdi ama büyük ihtimalle Tempo. Orta sayfalarý boydan boya kaplayan uzun bir yazý gözüme çarpýyor. Yazarýn adýný o güne kadar duymuþluðum yok, okumaya baþlayýnca ilgim gittikçe artýyor.

Belli ki kýsýtlama yok, iki kocaman sayfa dolu dolu yazýlmýþ. Baþlangýçtan son satýra kadar sol hassasiyet iþlenmiþ. 1977 Mayýs’ýndaki Taksim olaylarýndan girilip, Beyazýt gösterilerinden kesitler verilerek Güney Afrika’daki ýrkçý despot Botha yönetimi altýndaki yerli halkýn iþkencelerinden çýkýlýyor.

Sonradan yazarýn, özellikle de kitaplarýnda kullandýðý “konu içinde baþka konularda gezinme” üslûbunu hayranlýkla okuyorum. Dergiyi yanýma alýyor, sonra boþ vaktim olduðunda o yazýyý bir daha okuyor ve yazarýn adýný hafýzama kazýyorum: Engin Ardýç...

O günlerde...

12 Eylül týrpanýný yemiþ Türk solu, dünyadaki sol akým eski hýzýný kaybetmiþ olduðundan ve devrim sloganlarýyla kandýrýlan býyýðý terlememiþ Anadolu çocuklarýnýn ilgisi hemen hemen yok derecesinde azalmýþ olmasýna raðmen; okur yazar kesimi, can çekiþen solu ayakta tutma çabasýndalar hâlâ. Daha ortalýkta “Ulusalcýlýk” diye bir kavram icat edilmemiþ. Gemileri henüz okyanusta su almamýþ, filikalarýna atlayýp Atatürk limanýna daha sýðýnmamýþlar. Can çekiþen solu diriltmek için uðraþýyorlar.

Ardýç Kuþu da sol söylemlerinden henüz sýyrýlamamýþ olmalý o günlerde.

***

SSCB’nin Gürcü Stalin gibi deðiþmez lideri olan Khokhol (Ukraynalý) Leonid Brejnev, 1982’de ölünce; yerine geçen Rus Yuriy Andropov da kýsa bir süre sonra, 1984’de mortu çektiðinden, onun yerine geçen bir baþka Khokhol, yaþlý Konstantin Çernenko (Çerniyenko) da, 1985 yýlýnda terki dünya ettiðinden; o güne kadar adý saný pek duyulmamýþ bir adam, SSCB Komünist Partisi genel sekreterliðine getirilen Mihail Gorbaçev, yepyeni bir yönetmen edasýyla arz-ý endam edecek ve süreç ilerledikçe bizlere tahmin edilmesi dahi mümkün olmayan farklý filmler izletecekti...

O yýllarda biz de, Suudi Arabistan’nýn baþkenti Riyad’dayýz. Daha önceki Sovyet liderlerinden de alýþýk olduðumuz “asýk suratlý ve sert görünümlü” imaj, Gorbaçev’un þahsýnda da tezahür ediyor. Sert görünüþlü genel müdürümüze “Gorbo” lakabý takýyoruz.(Tamer aðabeyin kulaklarý çýnlasýn!)

***

Neyse, biz dönelim konumuza...

Miþa’nýn (Mihail Gorbaçev) baþlattýðý “perestroyka” (yeniden yapýlanma) ve “glasnost” (açýklýk) politikasý, Sovyetler Birliði’nin çehresini deðiþtirirken; Bulgaristan despotu Tudor Jivkov, Türklerin adlarýný Hýristiyanlaþtýrmaya baþlýyor. Baskýya dayanamayan soydaþlarýmýz, yataklarýný, yorganlarýný, mitillerini, fitillerini Jigulilere, Moskoviçlere yükleyerek Kapýkule’den Türkiye yollarýna dökülüyorlar.

(Yaa, Kalim Cesur, aslýnda senin Tudor’a teþekkür etmen lâzým. Motosiklet motorlu Moskoviç ile gelip Mercedes'e binmenin bir teþekkür borcu, bir de esbab-ý mucibesi vardýr herhalde!.. Hem Galip Yüksel ile durumu "bi-bi" yapmýþtýn, ne oldu, durumu "iki-bi" yapabildin mi bâri?)

Kapitalist Batýlýlarla flörte baþlayan Miþa, Doðu ve Batý Almanya’nýn birleþmesine yeþil ýþýk yakýyor; Berlin duvarý yýkýlýyor, Batýlý Hans ile Doðulu Ulrike birbirine sarýlýyordu...

(Kalim Mercedes'e terfi ederken, Doðu Alman Angela da birleþmiþ Almanya’ya þansölye oldu. Onun da Miþa’nýn þimdilerde manda gönünden çarýða dönmüþ yanaðýna “bir öpücük kondurma” borcu olsa gerektir.)

***

Miþa’nýn (siz, mýþka diye de telaffuz edebilirsiniz, Rusça’da fare demektir) açýklýk poitikalarý, Demir Perde ülkelerinde özgürlük rüzgârlarý estirmeye baþladýðýnda; ilk fitili Rumen halký ateþlemiþti.

Romanya Komünist Partisi birinci sekreteri Nikolay Çavuþesku, ikinci sekreteri de karýsý Elena. (Bizde Elena diyorlardý ama kadýnýn adý Elanora’ydý)

Nikolay Çavuþesku, bir baþka diktatör Saddam’ýn davetlisi olarak Irak’ta iken, Romanya’da halk meydanlara dökülmüþtü. Apar topar ülkesine dönen despot, halka seslenmek için balkona çýkmýþ, on binlerce insan birden devlet baþkaný aleyhine sloganlar atmaya baþlamýþ, baþkanlýk sarayýna doðru yürümüþtü. Diktatör konuþmasýný bitirememiþ, içeriye çekilmek zorunda kalmýþtý...

Halk hareketi taþkýn seller hâlinde baþkanlýk sarayýna yürürken, Çavuþesku’ya baðlý özel OMON birlikleri halkýn üzerine kurþun yaðdýrýyorlardý. Ýlk iki gün Romanya ordusu sessiz kalmýþ, üçüncü gün halkýn yanýnda yer alarak OMON birlikleriyle çatýþmaya baþlamýþtý. Ülkeden kaçmaya çalýþan karý-koca despotlar, ülkeden çýkamadan yakalanmýþ ve bir saatlik bir yargýlamadan sonra kurþuna dizilmiþlerdi...

Dünya, Rumen halkýnýn bu özgürlük þahlanýþýný alkýþlarken; bizde, evet, dünya üzerinde bir tek bizde, Ýstanbul’da bir grup solcu “Yoldaþ Elenalar ölmez” diye pankart açmýþlardý...

***

Sovyetler Birliði içinde ise ilk fitili Azerbaycan halký ateþlemiþti. Halk Cephesi lideri Ebülfezl Eliyev (sonradan Ebülfeyz Elçibey), iki milyon Azeriyi Azatlýk Meydaný’na toplamýþtý. Milyonlar Bakü meydanlarýnda hürriyet türküleri söylüyordu.

Miþa, Kýzýl Ordu’yu Bakü’ye soktu bir gece yarýsý, 20 Ocak 1990. Sarhoþ askerler hedef seçmeksizin sivil halkýn üstüne ateþ açtýlar. Onlarca Bakülü hürriyetleri uðruna þehid oldular. Þehitler Xýyabaný’da Azerbaycan’ýn kahramanlarý olarak yatýyorlar.

O günlerde özel televizyon kanallarý daha kurulmamýþtý. TRT2’de Þair Bahtiyar Vahapzade’nin telefondaki acýlý sesi yankýlanýyordu: “Balaca uþahlarýmýzý, cavanlarýmýzý, gocalarýmýzý gýrdýlar...” (Küçücük yavrularýmýzý, gençlerimizi, yaþlýlarýmýzý kýrdýlar...)

Miþa’nýn döktüðü ilk kandý bu...

***

Özgürlük rüzgârlarý esmeye baþlamýþtý bir kere; baþta Sovyetler Birliði olmak üzere Demirperde ülkeleri birer ikiþer özgürlüklerini ilân ediyorlardý. Demirperde yýkýlýyor, diktatörler birer ikiþer devriliyor, yerlerini serbest seçimlerle gelen halk temsilcilerine býrakýyorlardý...

Ýþte tam o günlerde, o aylarda Türkiye’de...

Sol orijinli genç ve cesur bir adamýn, Sabah Gazetesi köþe yazarý Engin Ardýç’ýn isyan sesi yükseliyordu: “Bizleri bugüne kadar niye kandýrdýnýz ey fosiller?” Türkiye’deki komünist dinozorlara hesap soruyordu. Fazla tahammül edemediler; kýsa bir süre sonra susturdular...

(O gün bugündür, her platformda Ardýç Kuþu’nun beleþe avukatlýðýný yapýyoruz. Hatta bir defasýnda, Gazetciler.com’un deðerli yazarý Adnan Berk Okan aðabey tarafýndan “Ardýç Kuþu’nun müridi” olmakla suçlandýk. O, tenezzül edip bizim naçiz satýrlarýmýzý okumaz ama biz gene de onun doðruluðuna inandýðýmýz her sözünün arkasýnda duracaðýz...)

***

Dedelerimiz, Osmanlý’ya, Birinci Dünya Savaþý’na, Osmanlý’nýn yýkýlýþýna, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluþuna tanýklýk ettiler.

Babalarýmýz, Ýkinci Dünya Savaþý’ný, sandýkta oylarýyla diktatör devirip halk iktidarý kurmayý, cumhuriyet döneminin ilk cunta hareketini yaþadýlar.

Bizim nesil, cumhuriyet döneminin ilk cunta hareketini kavrayamayacak kadar küçük olsak da yaþadýk. Sosyalist akýmýn estirdiði fýrtýnalarda boðulduk, kanlý devrim çýðlýklarýnýn altýnda ezildik. Kýzýl kurþunlar výzýr výzýr uçuþurken; amansýz askerî darbelerin taþ avlularýna doldurulduk, tarihin en acýmasýz zamanlarýna tanýklýk ettik...

Dedelerimizin tanýklýk ettikleri Bolþevik Devrim, bizim tanýklýðýmýzda yýkýldý...

Özgürlük rüzgârý isimli filmin ilk versiyonunu izledik biz...

Stalin’in, Brejnev’in Sovyetleri, Tito’nun Yugoslavyasý, Tudor Jivkov’un Bulgaristaný, Enver Hoca’nýn Arnavutluðu, Erich Honecker’in Doðu Almanyasý ve daha niceleri bizim gözlerimizin önünde özgürlük bayraklarý açtýlar...

Gerçekleþenler birer mucize gibiydiler, hiçkimse tahmin edememiþti...

O gün de herkes yanýlmýþtý. Bugün de herkes yanýldý. Biz sýradan insanlar yanýldýðýmýz gibi; dünyanýn en iyi haber alma örgütlerine sâhip olan devlet baþkanlarý, baþbakanlar da yanýldýlar...

Özgürlük rüzgârlarý bir kere esmeye görsün. Esince önünde hiçbir diktatör, hiçbir güç ayakta duramýyor, kapalý kapýlar ardýnda kurulan hiçbir sinsi plan tutmuyor...

Zaman, Arap halklarýnýn estirdiði özgürlük rüzgârý zamanýdýr. Despotlar birer ikiþir gidiyorlar; halkýn hürriyet arzusunun önünde dikiþ tutturamýyorlar.

Gidiyorlar, gidecekler, gitmeliler...

Arap halklarýnýn bu þanlý özgürlük yürüyüþü, maþrýktan maðribe yer yüzündeki bütün despotlarýn kâbusu olmuþtur. Hiçbiri koltuðunda rahat deðildir artýk. Bakalým daha kimler tarihin çöplüðünü boylayacaktýr...

Tarih, bizim kuþaðýmýza cömert davrandý doðrusu. Bazen yüzyýllarca esmeyen özgürlük rüzgârlarý, bizim kuþaðýmýzýn gözü önünde hem de iki defa esti. Nice diktatörlerin, nice despotlarýn, nice zalimlerin laðým çukuruna gidiþlerini seyretme þerefini bahþetti bize. Þükürler olsun...


Cahit Kýlýç
Ýstanbul, 22 Þubat 2011




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn özgürlük ve eþitlik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Devrimler ve Ýlkeler!
Aydýnlarýmýz ve Biz!
Ar Damarý Meselesi…
Baþý Dik Adamýn Ölümü!
Dersimiz Demokrasi Olsun!
Fikir Vadisinin Çölleþmesi!
Hukuk ve Adalet!..

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Monolog...
Boðanlar ve Boðulanlar…
Dil Meselesi…
Savaþ Cinayettir!
Despotizmin Hâlleri…
Mevzular Derin!..
Örgütlenmiþ Cehalet!
Makûs Talih…
Aydýn Kaypaklýðý!..
Ýhtiras ve Kara Propaganda!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Haccac-ý Fýrat [Þiir]
Aklýma Þaþýyorum! [Þiir]
Sürgünler Þehri [Þiir]
Son Arzu… [Þiir]
Kimdir Gelen! [Þiir]
Uzaklar [Þiir]
Derkenar [Þiir]
Adamým! [Þiir]
Kars Eli [Þiir]
Derdimend! [Þiir]


Cahit KILIÇ kimdir?

‎"Kalem erbâbý olmak sadece ona buna çatmak deðil, zaman zaman da hayatýn küncüne kelimelerden çenet taþý koyabilmektir!. . " (Cahit Kýlýç)

Etkilendiði Yazarlar:
Divan þairleri, divan þiiri. Ve elbette ki XX. yüz yýl þairlerimiz.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.