Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides |
|
||||||||||
|
Hava buz gibi ve nemli Çiçeklerde üşürmü sevgili İki kuş konmuş demir parmaklıkların üzerine Bir diğeri gökyüzünde Güneşe hasret sen ve ben, biz olmuş deniz manzaralı gönül tepesinde Yağmur yağıyor yine, yüreğime yüreğime Üşüyen ellerimi versem ellerine Kalp atışlarını duysam yine Sarılıp öpsem saçlarını, kokusu nefesimde Siyah giymiş yüreğim yine, yasını tutmakta Hani deniz vardı uzakta Dalgaları yangınlarımızın üzerinde Yanarken Üşüyorum sevgili, Üşüyorum Yanıyorum… Sende üşüyormusun güneşin doğmadığı her gece Yine üstünü açmışsındır sen şimdi Hayallerinde açıkta kalmıştır İyi giyinmeden dalmışsındır yine rüyalara Of ama sevgili, kaç defa dedim Kalbini kalbimin yanına koymadan Aşk böceği ipeğinden geceliğini giymeden Sevda nevresimlerini yatağına sermeden Mutluluk yorganlarının altına girmeden uyuma diye Kalk hadi Kalk… Hadi ama kalk… Huzuru içmeden uyumuşsun yine Umudu da öpmemişsin gözlerinden Neşeyi de sürmemişsin gamzelerine Gönül kafesindeki kuşları da salmamışsın gece uçuşlarına Kalk hadi sevgili, kalk Uyandır artık üşümekten titreyen bedenini Sen üşür, ben üşürsem Nasıl gelir bahar yüreklerimize Nasıl açar çiçekler Nasıl kelebekler dans eder Arılar vızıldayıp kuşlar neşeli şarkılarını söyler Nasıl sevda ağacının dallarında aşk meyvelerine gebe çiçekler açar Melekler öpse yüreğinden Bende alnından, sonra gözlerinden Dönmezmisin yalnız göçlerinden Sessizce süzülüp giremezmisin kanadımın altına Üşüyenlerini ısıtıp gülemezmisin yeniden. Sen üşümezsen ben üşürmüyüm hiç sevgili Yıldızdan yorganlar altında En sert kışların soğuğunda da olsam İnsan boyu karların altında Buz tutmuşta olsam Sen üşümezsen ben üşürmüyüm hiç sevgili Hadi kalk sevgili, uyan Yusuf’un derin ve soğuk kuyularından Olympos’un karlı dağlarından Ares’in kan vaatli cehennem uykularından Afrodit kıskansın uyanışlarını Tanrılar imrensin, aşkımızın yeniden doğuşuna şahitliklerinde Ve Utansın kader, ellerimizle yeniden yazılabileceğini görüşlerinde Hadi ama kalk Hadi uyan sevgili Birlikte çıkaralım yasların karalarını üzerimizden Ellerimizle ördüğümüz sevdayı giydirelim üşüyen kalplerimize Gözlerimizden öpelim, geceyi gündüz görme niyetleriyle Sarılıp aşka dalalım her yeni günde Aşk yağsın bulutlardan Çatıdaki kiremitleri sıyırıp atalım Tavanları delip içeriye akıtalım Yağan aşka ıslansın evimiz Sırılsıklam olsun yalnızlığımız Aşk olsun ve aşk doğsun sevdiğim Hiç üşümeyelim Hiç ama hiç… Bilirim çok titizsindir Toz görmeye dayanamazsın sen şimdi İllaki rafların tozunu alırken yalnızlığın türküsü takılır eline Başlarsın sende eşlik etmeye Ne olur sanki biraz pasaklı olsan Bak sen varsın artık dillerimde Sen varsın ellerimde Gönlüm sarmış gönlünü Kuşatmış aşk ordularım yalnızlık ordularını Teslim ol artık sevdiğim Bu savaşın sonu baştan belli Çek artık beyaz bayrağını üzerine Katıl artık sınırlarımın içine Toprak ol topraklarıma Sana eşitlik vaat ediyorum Demokraside neymiş Bir yanım sensin, diğer yanım zaten senin Ben seninim aslında teslimiyetinde Hadi açtım kollarımı, sadece sarıl Ben umut, sen mutluluk Kapatın bütün ışıkları Dünya aydınlansın aşkımızın parıldayışıyla Melekler secde etsin dualarıyla Aşka hürmetsizlerin dili tutulsun amâ kalışlarında Acılar tatlansın yüreklerde Sonsuzluğun kapıları aralansın ardına kadar Sıkış tepiş değil, el ayak sallayarak geçelim aşkın sırat köprüsünden Gönüller aydınlansın nurlanmış aşk yemişinden Söz verdim sevgili İki cihanda birden canımsın diye Ölüm yok bu mevsimde de bu aşka Hadi aç gözlerini gözlerime Dünyanı izle gözlerimde, görebildiklerimle Göremediklerim zaten yok sevdiğim Bir sen varsın dünya diye bildiğim Hayat diye yaşamayı seçtiğim Nefes diye içime çektiğim Tatlı diye yaşamı tatlandırdığım. Söz verdim sevgili Seni sevmenin vakti yok diye Her an kalp atışlarımdasın Nefes alışverişlerim bile çok uzun Sensiz geçen her anın faizini öder gibi çarpıyor kalbim Sen varsan ben üşüyemem ki zaten Ben üşümezsem, sen üşümeyi bile düşünemezsin ki zaten Yansın artık aşkın alevi Pişsin sevda yemeği ocaklarda Yayılsın hoş kokuları bütün dünyaya Üç öğün yetmez dört olsun Dörtte yetmez on olsun Yürek yürek tadılsın Nefes nefes koklansın Aşk sarıp aşkla yaşansın Şimdi yemek zamanı sevdiğim Hadi otur aşk soframıza Yüreğini ban aşkıma Karış kaşık, tabak tabak ama sıcak sıcak yemelisin Dilin değil yüreğin yanmalı Tadı ancak böyle çıkıyor be sevgili Afiyet, bal, şeker olsun sevdiğim Hadi bir kaşık daha, kırma beni Sonra yine yüreğini ban aşkıma Kilo üstüne kilo alsın sevdamız Küçük, minik, sevimlimi sevimli bir filcik olsun daha ilk yemeğimizde Tartılar tartamasın Gönülden bakışlar bile göremesin bir bakışta Bir kaşık daha, Sonra aşk, gönül soframızda tatlı olup gönül tabaklarıyla serviste ( Tarifi gizli tatlılar; Tarif 21) Hadi bana bir aşk doğur sevdiğim Gözleri mavi, gülümsemeleri yeşil Adını umut koyalım Bahtı açık olsun Yüreği masum Elleri minik Ninnilerle büyütelim yüreklerimizde ama hiç uyutmadan Fincan fincan kahveler içirelim Esnemeye başladığında yüzünü aşkla yıkayalım Hiç dalmasın bir daha derin uykulara Hiç üşümeyelim Hiç ama hiçbir zaman Hadi sarıl bana sevdiğim Saçlarını öpeyim Aynı yere bakıp, aynı düşe dalalım Demir parmaklıkları yuvarlayalım tepeden aşağı Resimdeki kuşlar konsun omuzlarımıza Sıcak bir yuva sunarak Yalnızlığa kanat çırpmış olana eş doğursun parmakların Bir kuş daha çiz yanına Aynı hayale kanat çırpan Kimse yalnız kalmasın Yalnızlığın tadına bakılmış olarak acı, çok acı Hadi sevdiğim al eline kalemini Yüreğindeki aşkla çiz resmimizin eksik kalan yerlerini Önce bir eş ver yalnız uçan kuşa Sonra yeniden yaz tarihi sağ köşesine Saçlarını aşkla yıkayıp yeniden bağla yanlardan Kokusu sinsin içime aşkın Öperken saçlarını, tadı gelsin dudaklarıma Sonra biraz daha sokul yanıma Bir daha öpeyim saçlarından Çiz hadi sevgili kalem hala ellerindeyken Bir ömür çiz önce Sonra yeniden hayat ver bana Senin için atan bir kalp ekle Gülümsemeni de koy gamzelerine Çiz işte sevgili hayalini/hayalimi İmzaya gerek bırakmadan çiz aşkla Bakan ilk görüşte anlasın “Seninle bir ömür” değişini
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sinan Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |