..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Müşerref ÖZDAŞ




7 Mayıs 2011
Hayvan Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı  
Müşerref ÖZDAŞ
Biz hayvanız, anlarız. Sevginizi, nefretinizi daha pek çok şeyi. Depremleri önceden sezeriz ama nedensiz ve zevk alırcasına atılan bir tekmenin nereden ne zaman geleceğini sezemeyiz. Lütfen bizi koruyun, incitmeyin, bize zarar gelmesine engel olun. Hepinizi çok seviyoruz biz


:BFHJ:

HAYVAN OLMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

Önsöz:
Anneler günü geldiğinde bu konuda yazmak artık oldukça sıradanlaşmış adeta yazanlar için bir görev haline gelmiştir. Ben bu 8 Mayıs’ta anne olan hayvanlarla ilgili yazmak istedim. Doğayı bir bütün halinde görüp kabullenmeyi unutmuş biz insanlara yeniden bunun hatırlatılması gerektiğini düşündüm. Doğanın içinde var olan her canlının yaşama hakkı vardır. Bu bağlamda aşağıdaki açıklamaların ardından hazırlamış olduğum yazımı sizlere sunacağım.

İlk kez 2009 Taksim AKM, ikincisi 2010 Sultanahmet meydanında düzenlenen, geleneksel hale getirilmeye çalışılan ‘’ Anne Hayvanlar Günü ‘’ etkinliklerinin 3. sünün bu yıl da 8 Mayıs 2011 Pazar günü Bakırköy Özgürlük Meydanında yapılması planlanmış bulunmakta. Hayvanların da anne olduğunu böyle bir günde hatırlamak akılda kalıcılığını da artıracaktır. Biz kadınların bazıları da zor koşullarda evlatlarına kol kanat germeye çalışmakta ama hayvanların çabaları ve acizliği, insanlar tarafından yeterince korunamaması gerçeği karşısında ne kadar önemli olduğunu takdir edersiniz.

Son yıllarda sıklaşan hayvanlara taciz, sebepsiz eziyet olaylarını göz önüne alırsak ne kadar korunmaya muhtaç olduklarını görmemezlikten gelebilir miyiz? Bizler yardım çığlıkları atıp belki onlara göre sesimizi daha rahat duyurabilir yardıma ulaşabiliyorsak, onlar bu durumdan bir o kadar yoksundur. Seslerine kulaklar kapanır, bahçelere yavrulayan kediler sokağa bırakılır, evdeki yemek artıkları çöpe dökülür de bir kap yemek onlara çok görülüyorsa insanlık nereye gitti, sadece kendi yavrularını koruyup da gerisini görmezlikten gelmek gerçek annelere, o çocukların dünyaya gelmesine vesile olan babalara ne derece yakışır sizlere soruyorum. İnsanlığı çıkmış olduğu uzun tatilden geri getirmenin zamanıdır.

Sadece bizler can taşımıyoruz, anneliğin güçlü koruma duygusunu sadece biz dişi insanlar yaşamıyoruz. Çevrenize şöyle bir bakın, yavruların hangi canlının yavrusu olursa olsun kendini anne kokusuyla ve temasla ne kadar güvenli hissettiğine tanık olun ve düşünün lütfen. Hayvan da olsalar onlar da bir annedir, onlar da ne pahasına olursa olsun yoğun koruma duygusuna sahiptir. Bu 8 Mayıs’ta bir kediciğin, bir minik köpeğin ya da taze bir annenin başını okşayınız, tatlı bir söz söyleyiniz. Hiç birini yapamıyorsanız sadece düşünün ve o güzel enerjinizi yayınız evrene, çevrenize. Çocuklarınıza öğretiniz, tanıtınız… Bir kap suyunuzu koyunuz kapı önünüze, balkonunuza, bir dükkân önüne… Bir lokmanızı da onlara ayırın.
Açıklayıcı yazımın başında sözünü ettiğim etkinlikte yer alması için önceden hazırlanan ve pankartlara yazılabilecek manşetlerden örnekler verdikten sonra asıl yazımı siz dostlara sunmak isterim. İşte kullanılacak manşetlerden birkaç örnek:

* Hukuk; sadece insanlar içinse köhnemiştir.
* Öldürme, yaşat ve sevmeyi dene.
* Ha insan ha hayvan, katil katildir, cinayet de cinayettir.
* Onlar da anne’ydi!
* Artık onların anneleri biberon.

Ve işte bu gün için hazırlamış olduğum asıl yazım:

HAYVANLARDAN AÇIK MEKTUP
Hayvan oğlundan İnsanoğluna açık mektuptur.

Biz hayvanız, anlamaz sanırsınız ama sevgiyi, nefreti anlarız. Bizden korkup yolunuzu değiştirmeyin, bize zarar vermezseniz kendimizi savunmak zorunda kalmazsak size bir zararımız dokunmaz. Bizi sevin, okşayın. Bu dünyayı sizinle birlikte paylaştığımızı unutmayın lütfen. Bu dünya hepimizin. Kuş cıvıltılarını hiç duymadığınız, miyavlamalarımızın olmadığı, bizi okşadığınızda mutlulukla sallanan kuyruklarımızı hiç görüp tanımamış olduğunuzu düşünün. Bizsiz tadı olur muydu bu dünyanın? Arıyız, balımızı veririz, kediyiz mutlu mırıltılarımızı dinlersiniz; köpeğiz dostluğumuzu paylaşırız, ava birlikte gideriz; atız, katırız eşyanızı, sizi taşırız, tarlanızı süreriz; balığız sağlığınız için yararlıyız; Japon’uz, Lepistes’iz akvaryumunuzu süsleriz; kanaryayız, muhabbet kuşuyuz, eve girdiğinizde sizi sevinçle karşılarız. Kelebeğiz, kimimizin ömrü bir gün, ipek böceğiyiz, ipeğimizi verir sizi giydiririz… Sirklerde size hoş saatler geçirtiriz ama eğitilinceye kadar da acılar çekeriz. Lütfen bizi sadece beslemeyin aynı zamanda biraz sevin, incitmeyin. Postumuzu çıkarıp bizden kürk yapmayın, derimizi soyup çanta, kemer, ayakkabı yapmayın. Bunlar size fazladan prestij kazandırmaz. Sadece biraz sevin ve düşünün…

Siz bizi sevmeseniz de biz sizi çok seviyoruz. Bizden aldığınız sokakları, ormanları işgal ettiniz, apartmanlarla donattınız, yaşama alanlarımızı elimizden aldınız. Bize kucak açın şimdi, evlerinizde yer ayırın. Bizi sahiplenin. Bir tas su bırakın balkonunuza, evinizin önüne. Artık yemeklerinizi ekmeklerinizi çöplere atmayın, bizi düşünün. Yavrularımız olduğunu, bizlerin de bir ana olduğunu, onları koruma ve doyurma içgüdümüz olduğunu unutmayın. Bize ve onlara yardımcı olun incitmeyin, sizler de çocuklarınızı eğitin, bizi sevdirin. Toplumunuzu bilinçlendirin.

Biz hayvanız, anlarız. Sevginizi, nefretinizi daha pek çok şeyi. Depremleri önceden sezeriz ama nedensiz ve zevk alırcasına atılan bir tekmenin nereden ne zaman geleceğini sezemeyiz. Lütfen bizi koruyun, incitmeyin, bize zarar gelmesine engel olun. Hepinizi çok seviyoruz biz. Ve yeniden diyoruz ki ‘’ Bu dünya hepimizin, onu sizinle paylaştığımızı unutmayın.’’ Sizleri sevgiyle yalar, okşarsanız gözlerinize pırıl pırıl bir sevinçle bakar, sıcaklığınızı dostluğunuzu daha iyi hissetmek, güven duymak için size sürtünürüz. Patimizi uzatıyoruz, siz de uzatın ellerinizi bize. Bizi görmezlikten gelmeyin, yokmuşuz gibi davranmayın, canımızın acıyacağını unutmayın, karnımızın acıkacağını ve yavrularımıza süt verdiğimizi de…

Bizi her zaman çok sevmiş Lale ablamıza, Nilgün ve Zübeyde ablamıza, Kerem abimize ve onun kadar duyarlı ve bizim için mücadele veren arkadaşlarına, bize tercüman olan Mü ablamıza ve bizi seven koruyan herkese çok teşekkür ederiz, hepinize minnettarız.

Sevgilerimizle…

Yazan: Dünyayı sizinle paylaşan tüm hayvanlar

Tercüman: Mü

Yazan: Müşerref ÖZDAŞ


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Duyarlılık
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
10 Mayıs 2011
İnsanın, insana yaptığı kötülüklerle uğraşmaktan, hayvanlara yapılanları düşünemez hale geliyoruz. Dikkat çektiğiniz için teşekkürler iyi yürekli dost...sevgiler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çiçekleri Döken Bahar
Sevgi Sihirdir
Muhteşem 8 Yıl
Dağılan Bulutlarım
Gelecek Daha Kaç Tecavüze Gebe?
Küçük Bir Koli ve Yaşlı Bir Kadın
Öylesine Bir Gündü...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Umutlar Tükenirse
Geceler Günahı Saklar
4g : Gittim - Gördüm - Gezdim - Geldim (Eskişehir’in Yeni Yüzü)
Sevgi Şehri Şehir Rehberi
Aldanmalar,aldatmalar ve Yalanlar Üzerine Düşüncelerim
Tanrıya Mektup
Sevgi Bekler mi?
Affediyorum
Aşk mı? Alışkanlık mı?
İzler, Yaslar ve Yaşlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Olsaydım [Şiir]
Sevgi (Seni) Ektim Yüreğime [Şiir]
Ateşi Yakan Bilir [Şiir]
Sahtekarlar Balosu [Şiir]
Sualler (1 ) [Şiir]
Yaşam - Aşk - Tutku - Sevgili [Şiir]
Yaşam Akıyor Yanı Başımda [Şiir]
Zamanın Kıyısında [Şiir]
Hani Bir Şarkı Var Ya [Şiir]
Yürekte Bir İmzadır Sevdan [Şiir]


Müşerref ÖZDAŞ kimdir?

Biyoloji öğretmeniyim. 1978'li yıllardan beri edebiyat,şiir,resim ve geleneksel sanatlardan "ebru " ve "kaat'ı " ile uğraşıyorum. Sevgi yolu, Ortanca ve Mahzunice adlı dergilerde yazılarım yayınlanmaktadır. Turkhaber ve Cbhaber internet gazetelerinde de köşe yazarlığı yapmaktayım. Edirne-Uzunköprü SES gazetesinde de yazmaktayım. Yaşamın en iyi öğretmen olduğunu biliyorum. . . Ve sınavını en hazırlıksız zamanlarda yaptığını . YAŞAM BİR ŞİİRDİR. . . ŞİİR DE SEVDAM. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilememeye çalışıyorum..Herkesin de ne olursa olsun bir süre sonra kendine bir tarz oluşturduğunu düşünüyorum...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Müşerref ÖZDAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.