Sen Geldin Ya!..
(M.Nihat MALKOÇ) 7 Ekim 2007 |
Din |
| |
Sen geldin ya, ey ramazan!…
Kuruyan damarlarýmýza kan, gözlerimizin ferine can geldi. Yeþile hasret gönül daðlarýnda açtý çiçekler… Merhamet aðacýnýn yapraklarý yeþerdi. Sonbahar hüzünleri geride kaldý. Rahmet bulutlarýný saðýyor nurlu nazarlar… Gönül göðümde neþeyle uçuþuyor kuþlar… Yüreklerin narý nura tebdil oluyor bu rahmet göðünün altýnda. Heybemde sakladýðým bir tutam huzur, en zor vaktimde senin rahmet ve saadet ikliminde abad eyledi keyfi kaçan kalbimi. Göklerime taþýdýðýn ateþböcekleri karanlýðýma ýþýk oldu |
|
Filistinli Yaser"in Gözyaþlarý
(M.Nihat MALKOÇ) 23 Ocak 2008 |
Yaþam |
| |
Sabahýn ayazýnda üþüyor ellerim, buz kesmiþ yýrtýk ayakkabýlarýmýn deliklerinden fýrlayan parmaklarým… Güneþ bulutlarýn arasýndan kýsýk aydýnlýðýný gösterse de deðmiyor zamana yenilen ve zamanla ezilen bedenime sýcaklýðý… Güneþ aydýnlatamýyor biriken karanlýklarýmý. Ben gözlerimi dünyaya açalý beri gönül heybemde karanlýklar biriktiriyorum. Bu benim tercihim olmasa da hayattan payýma düþen karanlýklardan gayrisi deðil.
|
|
Haberiniz Var mý? Hicri 1429"dayýz…
(M.Nihat MALKOÇ) 26 Ocak 2008 |
Yüzleþme |
| |
Zaman akýp gidiyor kendi mecrasýnda. Fakat bizler bu akýþta pek çok þeyin farkýna bile varamýyoruz. Çünkü ayrýntýlara takýlýp kaldýðýmýz için gerçekleri göremiyoruz. Zaman, hicrete mahkûm hayatlarý menziline taþýyor. Her gün fark etmesek de gönül dünyamýzda hicretler yaþýyoruz. Zira hicret sadece bir yerden bir yere maddeden göçmek deðildir. Mana hicretleri de en az maddeden hicret etmek kadar tesirli ve mühimdir. Ancak bunun idrakinde olanlar, ruh dengeleri ve hassasiyetleri kaybolmayanlar bunun mana ve önemini kavrayabilir.
|
|
Muhayyilemdeki Akçaabat Silueti
(M.Nihat MALKOÇ) 17 Þubat 2008 |
Yaþam |
| |
Denizin kýzý Akçaabat, iþveli bir gelin oluyor bembeyaz duvaðýnýn altýnda. Bu gelinin yüreðindeki umutlar Karadað’dan daha yüce ve heybetli… Acýlar ders oluyor geleceðin mimarlarýna. Umut harmanlarý endiþeleri bertaraf ediyor. Akçaabat yarýnlara parlayan gözlerle, taze beklentilerle bakýyor. Akçaabat yüzyýlýn þerefini bütün hücrelerinde hissediyor.
|
|
Ben Hiç Büyümedim Anne!..
(M.Nihat MALKOÇ) 10 Mayýs 2008 |
Yaþam |
| |
Ben hiç büyümedim anne!...
Her zaman senin kollarýnda buldum tarifi imkânsýz huzuru… Hayat denizinin korkunç dalgalarý arasýnda boðuþurken sen bana güvenli bir liman oldun her zaman. Yaðmur ve dolu aman vermediði zamanlarda sevgi þemsiyesini açtýn üzerime. Sen ýslandýn beni yaðmurdan korumak için. Zemheri soðuklarýnda üstündeki yýrtýk pýrtýk paltoyu çýkarýp, üzerime giydirdin. Üþüdüðünü belli etmemek için diþlerini kerpeten gibi sýktýn. Çoðu zaman sofradan yarý aç kalktýn. Çocuklarýn aç kalmasýn diye tok insan rolü yaparken ne kadar da zorlanýrdýn.
|
|
Sürmene Anlatýlmaz, Yaþanýr!..
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yerler |
| |
Sürmene’m!… Sürmene’m!… Âh Sürmene’m!...
Gençliðimizin fýrtýnalarýný sende býraktýk. Deli dolu yanlarýmýzý topraðýna gömdük. Sen ki içimize altýn harflerle yazdýðýmýz bir sevdasýn. Baba ocaðýmsýn, ana kucaðýmsýn sen… Yaðmurlarýnda ýslandýðým günlerin hatýrasý suluyor ruhumun goncalarýný. O masum gençlik aþklarýnýn üzeri henüz küllenmiþtir. Daðlara, taþlara ve aðaçlara çizdiðimiz kalpler ancak silinmiþtir. Fakat hiçbiri gönüllerden silinmemiþtir. Seneler geçse de nabýzlarýmýz ‘Sürmene’ diye atar. Sürmene’nin taþý, topraðý þairlerimizin ilham kaynaðý olmaya devam ediyor. Bu þehir dünüyle, bugünüyle ve yarýnýyla içimizde yaþýyor. Sazýmýz sözümüz sýladan izler taþýyor. Türkülerimizin naðmeleri bizi bu topraklara baðlýyor. Yeþille mavinin kucaklaþtýðý Sürmene’m dosta güven, düþmana korku salmaya devam ediyor.
|
|
Sürmene"m!… Sürmene"m!… Âh Sürmene"m!..
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yerler |
| |
Sürmene’m!… Sürmene’m!… Âh Sürmene’m!...
Her gece yarýsý girersin rüyalarýma… Tam orta yerinden ikiye bölersin uykularýmý. Aydýnlatýrsýn gecenin zifiri karanlýðýný. Umutlarýmýn çýkýnýnda en muteber azýk olursun. Hasretin aklýmý çevirir yangýn yerine. Annemsin, babamsýn, kavgam ve de sevdamsýn. Þimdi senin o berrak hatýralarýnýn aydýnlýðýnda gecelere tafra satarým. Çay toplayan kýnalý eller çaya deðil, sanki umuda uzanýr. “Fýndýk dalda tekleme/Kýz saçlarýn ekleme/ Ayrýldýk Sürmene’den/Gelir diye bekleme” türküsü kulaklarýma deðince hasretin közü yakar yüreðimi.
|
|
|
BEN
Leylâ’yý ararken Mevlâ’yý buldum
Muhabbet yükünün kervanýyým ben
Hicran ateþiyle sararýp soldum
Hakikat yolunun rehvânýyým ben
Sevda çöllerinde kum tanesiyim
Yürek daðlarýnýn virânesiyim
Hayat iksirinin peymânesiyim
Sevgi tekkesinin ihvânýyým ben
Kan aðlýyor içim, yüzüm gülmez ki
Gözyaþým sel olur kimse silmez ki
Ateþte yanmayan közü bilmez ki
Bu yalan dünyanýn mihmânýyým ben
Gönlümde oturur, kira vermezsin
Bahçemdeki güller kurur, dermezsin
Aðyara dalar da beni görmezsin
Umarsýz aþklarýn harmanýyým ben
Ayrýlýk ateþi kavurur beni
Eser deli rüzgâr savurur beni
Nefretin silkeler, aþk vurur beni
Sevda ülkesinin fermanýyým ben
Yürek kaleleri bir bir düþüyor
Hayalim almýyor, aklým þaþýyor
Gam yükünü garip gönlüm taþýyor
Çekilmez dertlerin dermanýyým ben
15 Temmuz 2005/TRABZON
M.NÝHAT MALKOÇ
|
|