Romancı Cavit Ersen"in Hayat Mücadelesi
(M.Nihat MALKOÇ) 23 Ocak 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Zamanın nelere gebe olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Bugünkü konumumuz bizi ne aşırı derecede gururlandırmalı ne de ümitsizliğe sevk etmelidir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Yarınların renginin siyah mı, beyaz mı olacağı bugünden kestirilemez. Bizler büyük bir gayretle ve iyi niyetle yarınlarımızı bugünden imar etmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Biz elimizden geleni ve üzerimize düşeni yapalım da ötesini zamanın adaletine bırakalım.
|
|
Erdem Bayazıt"ın Zor Zamanları
(M.Nihat MALKOÇ) 23 Ocak 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Türk şiirinden nice kalem erbapları geldi geçti. Herkes kendi ahvalini yazdı. Daha sonra da hoş bir seda bırakıp göçtüler. Arkalarında katlar, yatlar, tapu kayıtları değil, sanat şaheserleri bıraktılar. Onlar sevgiye, aşka, hoşgörüye talip oldular. O, tok gönüllü ve engin yürekli şahsiyet abideleri, kaplarını sevgi çeşmesinin berrak suyundan doldurdular. Yazdıklarıyla zamana kayıt düştüler. Ebedilik nakışını satır aralarına kazıdılar.
|
|
Güneri Kadirbeyoğlu"nun Ardından…
(M.Nihat MALKOÇ) 27 Ocak 2008 |
Sanat ve Sanatçılar |
| |
Önümde bir gazete duruyor… Üzerinde de “Gümüşhane’nin sevilen simalarından emekli öğretmen, fotoğraf sanatçısı Güneri Kadirbeyoğlu hayatını kaybetti.” haberi… İnsan tanıdığı bir kişinin bu son haberiyle mahzunlaşıyor bir an… Hayatın yoğunluğunda belki çoktandır hatırımıza getirmeyiz dostlarımızı… Fakat bu hüzünlü manşet bize onu hatırlatıyor. Acı bir hatırlayış bu… Bu son hatırlayış oluyor. Üzücü olan da bu zaten… Acıyla ve kederle son hatırlayış… Gözlerimin önünde asılı kalıyor gülen siması… Gördüğümüz son görüntü gitmiyor göz önünden. Zira son kare kalıyor zihinlerde. Öylece resmediliyor belleklere…
|
|
Pierre Loti Bizden Biri…
(M.Nihat MALKOÇ) 17 Şubat 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Gerçek adıyla Louis Marie Julien Viaud, bilinen takma adıyla Pierre Loti… Kendisine 1867 yılındaki Okyanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler tarafından “Pierre Loti” ismi verilmiştir. Loti, Büyük Okyanus’ta yetişen bir çiçeğin adıdır, gül anlamına gelir. O, bir Fransız yazarı… Denizci bir aileden gelen Pierre, çocukluğunda Latince, Yunanca ve İngilizce dillerini öğrenmiştir. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da onu tanımayan, bilmeyen aydın yok gibidir. İstanbul’da Divanyolu’nda bir caddeye, Eyüp’te bir kahvehaneye ve o kahvehanenin bulunduğu tepeye adı verilen bu meşhur yazar Türk dostu olarak bilinir.
|
|
Erdem Bayazıt"ın Vedaı
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Ömrün hasat zamanı gelince Azrail geride kalanları hüzne boğarak vazifesini ifa ediyor. “Her nefis ölümü tadacaktır.” (Al-i İmran S. 185) hakikati muhakkak tecelli ediyor. Ölüm bir kere yaşanıyor ama tam yaşanıyor. Allah’ın en sevgili kulu Hz. Muhammed(sav) bile ölüm yolundan geçerek ölümsüzlük makamına kavuştu. Günümüz insanı ölümü soğuk ve sevimsiz buluyor. Oysa hiç de öyle değil. Ölüm aslında Mevlana’nın nitelediği gibi bir şeb-i arus(düğün gecesi) tur. Ölümü itici bulanlar; onu zihinlerden silmek, hatırdan çıkarmak için bin bir türlü yola başvuruyorlar. Fakat bu boş gayretler ölüm gerçeğini örtbas etmiyor. Ölümü başımızdan savamıyoruz. “Şimdi yapacak çok işim var, biraz eğlen sonra gelirsin” diyemiyoruz. Her gün birileri hayattan kopuyor. Bunları görmemek neyi halleder ki!...
|
|
Necla Pekolcay da Geçti Dünya Üzerinden!..
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Güzel insanlar bizleri dünya gurbetinde yalnız koyup birer birer göçüyor. Doğumlar da devam ediyor bir yandan ama gidenlerin yerleri kolay kolay dolmuyor. Yaşlı dünyamız her geçen gün asaletinden bir şeyler kaybediyor. Yıldızlar güneşini yitirince karanlığa gömülüyor mekân… Dünyamızın yıldızları mesabesinde olan ilim ehlinin göçü, değerlerin de göçünü hızlandırıyor. Onun içindir ki âlimin göçü âlemin göçü olarak görülüyor.
|
|
Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine!…
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Sanat ve Sanatçılar |
| |
Akşam oldu hüzünlendim ben yine” şarkısını her dinlediğimde, geçen zamanın bizlerden ne çok şey kopardığını düşünürüm. Her geçen gün taze başlangıçlara zemin hazırlarken öte yandan, yaşanan an’ın da tarih olmasına yol açıyor. Geçen günler muhayyilemizde izler bırakarak zaman ötesine taşınıyor. Geçen zaman yılların harmanladığı kıymetlerimizi de koparıyor bizden. Gün geçmiyor ki bir yaprak kopmasın dalından.
|
|
İnfak En Hayırlı Yatırımdır
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Din |
| |
Hepimiz biliyoruz ki dünya bir imtihan salonudur. Bu salonda her gün sınanıyoruz. Fakat sınanma süresi ve sınanma şekli herkes için aynı değil. Allah herkesi aynı şartlarda imtihan etmiyor. Bazılarını yoksullukla, bazılarını hastalıklarla, bazılarını felaketlerle imtihan ediyor. Yoksulluk da bir çeşit imtihandır. Kişi sadece çalışmakla zengin olamaz. Özünde çalışmak ve gayret olsa da zenginlik bir nasip işidir. Bazıları fakirlikle imtihan edilirken bazıları da zenginlikle imtihan ediliyor. Bu anlayışla hayatımıza çekidüzen vermeliyiz. |
|
İlk Atom Mühendisimiz Ahmet Yüksel Özemre"nin Ardından…
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Sayıları çok az olan, çağımızın alperenlerinden biri daha göçtü dünyamızdan… Türkiye’nin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre’den bahsediyorum. “Âlimin ölümü âlemin ölümüdür” demişti Resulullah Efendimiz… Bu söz ne kadar da doğrudur. Gerçekten de âlimler âleme ışık saçıyorlar. Onlar göç edince âlem karanlıkta kalıyor. Rahmet-i Rahman’a göç eyleyen Ahmet Yüksel Özemre, Türkiye’nin medar-ı iftiharıydı. 34 yaşında profesör olma başarısını göstermişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanlarındandı. Tam bir görev adamıydı. Fizik alanında otorite sayılırdı. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca ve İspanyolca dillerini bilirdi. İlmi açıdan Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı bilim adamlarından biriydi kendisi… Bir o kadar da mütevazıydi.
|
|
Gümüşhane Üniversitesi Hayırlı Olsun
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Eğitim |
| |
Gümüşhane Üniversitesi nihayet kuruldu. Bu üniversite şehrin sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına büyük faydalar sağlayacaktır. Gümüşhane’de hızlı bir göç dalgası görülmektedir. Geçimini bu topraklardan temin edemeyenler bu şehri terk etmektedir. Bu şehre üniversitenin kurulmuş olması göçü önleyecektir. Belki de tersine göç başlayacaktır. Yani iş ve aş imkânı bulan Gümüşhanelilerin bir kısmı şehirlerine geri döneceklerdir.
|
|
Şair H. Mustafa Tomaç"ın Ardından…
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
Ölüm bir güzel insanı daha aramızdan ayırdı. 21 Haziran 2008 tarihinde Trabzon’un önemli söz üstatlarından biri olan Hüsnü Mustafa Tomaç’ı kaybettik. Mustafa Tomaç Ağabeyin 1934 senesinde Trabzon’un Beştaş(Kanliga) köyünde başlayan hayat yolculuğu 21 Haziran 2008 tarihinde son buldu. O da her nefis gibi ölümü tattı. Bizler de günü gelince ölümü tadacağız. Ne mutlu bu dünyadan hoş bir seda bırakarak göç edenlere…
|
|
Şimdi Besteler Suskun… Göç Etti Avni Anıl…
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Sanat ve Sanatçılar |
| |
Ölüm meleği Azrail, kıymetli kıymetsiz ayrımı yapmadan “Her canlı ölümü tadacaktır” ayeti gereğince canları ötelere taşıyarak ölümsüzleştiriyor. Gün geçmiyor ki sala sesleriyle uyanmayalım. Gerçi son yıllarda şehirlerde sala seslerini pek duymuyoruz. Zira ölümü çağrıştıran bu sesler, insanların moralini bozuyor diye artık şehirlerde yankılanmıyor. Oysa gerçeklerin üstünü örterek onları bertaraf edemeyiz. Ölüm de hayatın vazgeçilmez bir gerçeğidir. O hepimizin tadacağı, bazı kişilere göre acı, bazı kişilere göre tatlı olabilecek bir duygudur. Bu, kişinin sürdüğü ömrün içeriğine göre değişiyor. Kişi cenneti de, cehennemi de dünyadan götürüyor. Kimseyi suçlamaya, boşu boşuna yakınmaya hakkımız yoktur.
|
|
Doğumunun 800. Yılında Nasreddin Hoca
(M.Nihat MALKOÇ) 8 Temmuz 2008 |
Türkiye |
| |
Türk mizahının tartışmasız en büyük ismi olarak kabul edilen Nasreddin Hoca, insanları gülmekten kırıp geçiren fıkralarıyla özdeşleşmiştir. Onunla kıyaslanabilecek başka bir mizah ustası ne Türkiye’de ne de dünyada vardır. Hoca güldürürken çok kere de düşündürür insanları. Bu açıdan bakınca ona nüktedanlığının yanında filozof da diyebiliriz.
|
|
Beyaz Perdedeki "Vali"
(M.Nihat MALKOÇ) 17 Ocak 2009 |
7nci Sanat (Sinema) |
| |
Farklı kişiliğiyle, cesaretli çıkışlarıyla, halktan yana tavır ve davranışlarıyla sıra dışı bir valinin hayatı beyaz perdede… Fakat bu senaryo bir masa başında yazılmadı. Bu senaryo gerçek hayattan alındı, bizzat yaşandı. Aksiyon-dram türündeki sinema filmi “Vali”yi Çağatay Tosun adlı genç bir yönetmen yönetmiş. Aynı yönetmen filmin senaryosunu da Batur Emin Akyel’le birlikte yazmış. “Vali” filminde geniş ve daha çok, genç bir oyuncu kadrosu görev almış…Uğur Polat, Erdal Beşikçioğlu, İsmail Hacıoğlu, Hakan Boyav, Şebnem Dönmez, Ayşegül Ünsal, Şemsi İnkaya, Gökhan Soylu, Özgür Çevik, Türkü Hazer isimlerini görüyoruz “Vali” filminin afişinde. Filmin yapımcılığını da Ata Türkoğlu üstlenmiş.
|
|
|
BEN
Leylâ’yı ararken Mevlâ’yı buldum
Muhabbet yükünün kervanıyım ben
Hicran ateşiyle sararıp soldum
Hakikat yolunun rehvânıyım ben
Sevda çöllerinde kum tanesiyim
Yürek dağlarının virânesiyim
Hayat iksirinin peymânesiyim
Sevgi tekkesinin ihvânıyım ben
Kan ağlıyor içim, yüzüm gülmez ki
Gözyaşım sel olur kimse silmez ki
Ateşte yanmayan közü bilmez ki
Bu yalan dünyanın mihmânıyım ben
Gönlümde oturur, kira vermezsin
Bahçemdeki güller kurur, dermezsin
Ağyara dalar da beni görmezsin
Umarsız aşkların harmanıyım ben
Ayrılık ateşi kavurur beni
Eser deli rüzgâr savurur beni
Nefretin silkeler, aşk vurur beni
Sevda ülkesinin fermanıyım ben
Yürek kaleleri bir bir düşüyor
Hayalim almıyor, aklım şaşıyor
Gam yükünü garip gönlüm taşıyor
Çekilmez dertlerin dermanıyım ben
15 Temmuz 2005/TRABZON
M.NİHAT MALKOÇ
|
|