..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > mahmut dağ




25 Temmuz 2011
Samed Behrengiye Mektup  
mahmut dağ
hayran olduğum yazarlardan biri olan Samed behrengi için yazdığım bir mektup. sevgili okur. eğer ebeveynsen ya da ebeveyn olmak gibi bir düşüncen ya da bir planın varsa, veyahut çocuksan samed behrengiyi mutlaka tanımalısın. çünkü bence, samed behrengiyi tanımadan büyüyen ya da büyütülen çocuk büyümüş ya da doğru biçimde büyütülmüş olmaz.


:BBCB:
Merhaba semed dede,
Sana bu mektubu ülkemin sahil kıyısında bulunan bir kentin sahile uzak bir semtinden yazıyorum. Sahil kıyısını senin deyiminle şahlar ağalar beyler tutmuş. Benim deyimimle burjuva sınıfı. Ama bu beni mutsuz etmiyor sevgili Semed dede. Her ne kadar isyan etsem de haksızlıklara ve adaletsizliklere, bu beni mutsuz etmiyor. Çünkü biliyorum ki, mutsuz olursam onların hak ettiği biçimde isyan edemem, ve onlara hak ettikleri tepkiyi gösteremem. Mutsuz değilim, çünkü yaşadığım yer soysuz soytarıların henüz ulaşıp kirletemediği ancak fiziksel kirliliğin güney tebrizdeki gibi olduğu bir yer. Hani anlatmıştın ya bize bir varmış bir yokmuşla başlayan püsküllü deve masalında, hani Latif’in ağzından dinlemiştik ya o masalı... işte tam olarak orası gibi olmasa da oraya yakın bir yer. Mutluyum! Çünkü mutsuz, züppe ve şımarık çocuklar yok sulu şeftalileri bir kere ısırıp bir kenara fırlatan benim mahallemde.

Sevgili öğretmenim, sevgili semed dede.
Yazdığın hiç bir şey yabancı gelmiyor bana. Benim ülkemde de var şahlar, ağalar ve beyler. Benim ülkemde de var güney ve kuzey tebriz. Hemde her kentimde. Mesela görmeni isterdim İstanbul’daki küçük armutlu ve akmerkezi. Hem öyle aralarında kilometreler yok. Bir çıkıversen tepesine akmerkezin, tam ortasında dursan bir yanın şanlı beşiktaş, ardına baksan küçük armutlu. Ve çatısında durduğun yer istanbuldaki burjuvanın kalelerinden yalnızca biri. Her şey öyle hızlı büyüdü ki dünyamda sen öldükten sonra, insanlar uzaya çıktılar örneğin. Aya uydular diktiler. Şimdi bilgisayar diye bir şey var elimizde. Ülkemin çocukları windows’un pencerelerini biliyorlar daha hayatın pencerelerini bilmeden. Ülkemdeki çocuklar korkuyorlar öğretmenim. Allahtan, cinlerden, tecavüzcülerden, sapıklardan korkuyorlar ve bunlarla korkutuluyorlar. Ülkemin çocukları seni bilmeden büyüyor sevgili Semed dede. Masallarının tadına varamadan büyüyüp öyle tatsız bir hayata hazırlanıyorlar ki, yetmiyor binlerce parçalık arabalar, yatlar ve en lüksü dairelerin. Hayat onlara az geliyor malesef. Aradıkça arıyolar ve ne aradıklarını bilmeden arıyorlar. Ve bulamıyorlar... bulamayınca daha hırslanıyorlar. Hırslandıkça daha çok arıyorlar bulamadıklarını ve ne olduğunu bilmedikleri o şeyi. Sonra birilerini vuruyorlar bir zamanlar bebek olanlar. Şimdi ruhu senin yanında bir yerdedir daha onyedi yaşında bir çocuk tarafından ensesinden vurulup öldürülen senin kardeşin, benim ağabeyim Hrant Dink. Ve babası Ararat’ın, dedesi Nora’nın ve nare’nin. Şimdi yakınlarında bir yerdedir. Bir baksan görürsün. Ve bir görsen eminim paylaşırsın sana saldığım selamımı onunla gözünü kırpmadan.

Sevgili öğretmenim, sevgili semed dede.
Sensiz büyüyen çocuk yarış atı gibi büyüyor. Hep en önde olması gerektiği anlatılıyor senin masalların yerine. Hep en önde, hep en ileride. Senin masallarında geçen tüm güzel ve büyülü sözcüklerin içini boşaltıp güç adında bir karmaya açıyorlar onların tümünü. Sevgi güçtür diyorlar örneğin. Güçlüysen paylaşabilirsin. Masallarındaki kırların yeşilinin yerini amerikan dolarının yeşili alıyor. Ve bomba yüklü uçaklarla kaplı masallarının masmavi gökyüzü. Bomba yüklü uçaklar bir yerden başka bir yere ölüm taşıyorlar. Ve düğmeye basmayı bekleyen birileri var plot kabininde. Bir zamanlar bebek olan, ve senin masallarını okumadan büyüyen eski bir çocuk. Senin masallarınla büyüseydi o eski çocuk şimdi büyük olan plot, öldürseler basmazdı o düğmeye. Çünkü öğrenirdi ulduzdan yaşamın kutsallığını. Bırakıp uçurduğu kocaman uçağı, küçük karabalık gibi hayatın farklı tatlarını arardı kocaman dünyada. Masmavi gökyüzü onun için uçağının uçtuğu yer olmazdı artık. Uçaklar yerine kuşları görmek isterdi. Karga, güvercin, serçe... ne olursa artık. Çünkü bilirdi gökyüzü kuşlarındır, uçakların değil.

Gözlerini dünyaya çığlık çığlığa açan her bebek, daha ilk günden başlıyor etrafına surlar örmeye. İlk kavgayı anne ve babasından görüyor. Sonra evinin camından sokağı izlerken tanık oluyor insanların kavgalarına. Gazeteler, dergiler ve televizyon denilen medya araçları kavganın her gün bin türlüsünü veriyorlar haber ve realitiy show dedikleri yayınlarında. Her gün yeni bir ölme ve öldürme haberiyle büyüyor masalla büyümesi gereken çocuklar. Bizim zamanımızda senin masallarının yerini kirli diziler, kirli çizgi filmler aldı. Bunların hepsini televizyon denilen bir aygıtla çaka çaka yerleştiriyorlar ağalar beyler masum çocukların beynine. O çocuk kavgayı bilerek hazırlanıyor hayata, tamamını savaşla geçirmeye hayatının. Senin masalındaki çobanın bey kızına duyduğu sonsuz aşkın yerini bir gecelik zavallı ilişkiler aldı. Aşk deyince akla hemen süslü püslü bir otel odası yada sıradan bir yatak odası geliyor insanların aklına. Hayattaki her şeyi öyle hızlı tüketiyoruz ki, elimizdeki hayat bitiveriyor bir anda. Sonra başkalarının hayatını sömürmeye, tüketmeye başlıyoruz. Hayat bir tüketim yarışı haline geliyor. Kim kimi daha önce tüketirse o kazanıyor. Ta ki, onun hayatını daha güçlü biri tüketinceye kadar.

Sevgili öğretmenim, sevgili semed dede.
Keşke sana güzel şeyler anlatabilseydim. Senin masalların kadar güzel şeyler. Ancak senin masallarının gerçekçi yanları sen bizi terkettikten sonra öyle hızlı büyüyüp, öyle hızlı çoğaldı ki, merak etmeden duramıyorum. Acaba şimdi, yani bu dönemde yaşayıp yazsaydın, acaba nasıl kurtarırdın ulduzu uçuran karga sürüsünü şahların avcı uçaklarından. Yada hala direnebilirmiydi o tatlı ve şevkatli şeftali ana, bilim soytarılarının yapay gübrelerine? İnat edermiydi acaba bir şeftali bile vermemek için hala? Belkide latif bile kirlenip, yasal olmayan yoldan ancak oldukça ucuza bir silah edinip soyardı o oyuncak mağazasını çalmak için devesini. Peki deve yine de sever miydi latif’i?

Sevgili öğretmenim, sevgili semed dede.
Sistemi birilerinin ölümüyle besleyen ölüm yiyenler senin o güzel hayatını çaldıklarında henüz üç yaşında olan joanne k rowling adlı bir masal yazarımız var şimdilerde. Senin ağa dediğin bey dediğin kişilere o kara büyücü diyor, ölüm yiyen diyor. Bana sorarsan sevgili Semed dede, senin ağaların ve beylerin de birer ölüm yiyendi aslında. Çünkü güçlerini başkalarının acılarından başkalarının tüketilen hayatlarından alıyorlardı. Senin ağaların ve beylerin de korkutuyordu insanları. Ya da yüzme bilmeyen seni aras nehrine indiren, indirirken ayağına taş bağlayanlar senin ölümünle beslemedilermi köhne düzenlerini? Senin yüksek sesin onları korkutmadımı? Senin masalın mutlu sonla bitmedi semed dede. Mutlu sonla biten masalların yazarı olan senin masalın oldukça trajik bitti. Ancak rahat uyu sen. İsyanın isyanımdır. Ülkemin tanıyabildiğim tüm çocuklarına seni anlatmadan kendi masalımı bitirmeye niyetim yok. Senin isyanını onlarında isyanı yapmadan bitmeyecek masalım. Bir çocuk, bir anne yada bir baba benim gözümle seni tanısa, ve sonrakilere anlatsa bile bu kokuşmuş ve köhne düzende bir şeyler değişmeye başlıyor demektir. Sen rahat uyu ve selam et bulduğun tüm iyi ruhlara.
Sevgilerle



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevinilmez Hiç Bir Ölüme.
Bize Özgü Bir Hayat
Hayat ve Yağmur
İki Kişilik Gerçek Bir Düş
Seyir Defterinin Altın Sayfası
Hep Yalnızlık! Hep Yalnızlık!
Çölde İsyankar Bir Kum Tanesi
Tek Çözüm, Hepiniz Ölün
Denizin Sevda Şarkısı.
Omelasta Devrim

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnız Yolcu [Şiir]
Adem ve Havva Masalı [Şiir]
Hayat ve Hayat2 [Şiir]
Bir Kucak Aşk [Şiir]
Aşk ve Huzur [Şiir]
Savaş Korkularınla [Şiir]
Zıtlıkta Birlik [Şiir]
Her Hangi Bir Masal [Şiir]
Yalnızlığa Sürgün [Şiir]
Sıcak Gülüşler [Şiir]


mahmut dağ kimdir?

tıpkı erasmusun dediği gibi; delilik mutluluktur. bu düsturdan yola çıkıp beni delirten yazma tutkusunu özgür ve çılgın düşlerin, ve hayal gücümün en çılgın halinin emrine verdim. yazmak, yaratma tutkusunun insan zihnindeki tüm açmazlardan kurtulup, sözün ak ve kara büyüsüyle biçimlenmiş en gerçek halidir. çünkü söz büyüdür, gerçek söz deliliktir.

Etkilendiği Yazarlar:
J. R. R. Tolkien, Samed Behrengi, Stephan King, R. A. Salvatore, Tess Geritson... ve daha nice güzel kalemler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mahmut dağ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.