Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
-Abi şu arkadaş varya.. -Eeeee -Devamlı düşünüyor iş çıkmıyor elinden.. -Sebep.! -Valla bende bilmiyorum,birşeyde söylemiyor.. Yanlız olduğumda odama giren memurlarımla bir abi kardeş gibi konuşurduk. -Çağır gelsin dedim. Baktığımda masasında oturmuş elini çenesine dayamış,camdan dışarısını seyrediyor ama zaman zamanda bazı hareketler yapıp gülümsüyor ve etrafınada acaba kimse görüyormu diye bakınıyor.. Çok iyi birisi idi. şakacımı şakacı,her türlü inasanla ,hertürlü ortamda bulunmuş hayat adamıydı..Yani feleğin çemberinden geçmiş biri idi.Kapı çalındı içeri girdi. -Abi beni çağırmışın dedi .. Ona masamın yanındaki koltuğu göstererek, -Gel gel,otur dedim.. -Abi ben.. -Otur otur rahat ol oğlum hadi otur. Hizmetliye bize iki çay söylemesini söyledikten sonra odamın kapısını kapadım ve masama geçtim. -Hayrola oğlum neyin var.. Önüne bakıyor kızarıyor bozarıyor... -Yok abi. - Oğlum bir şey yokta neden hastalıklı tavuklar gibi düşünüyorsun -Yok abi sana öyle glmiştir. -Var oğlum var.Bak benim canınmı sıkma,hadi söyle bakalım bak biz arkadaşız hadi açıl... Birden ayağa firladı ve çeketinin düğmelerini açtı gravatını gevşetti,sağ elini göğsüne vurarak, -Aşığım abi aşık be.. Allah allah,dünyayı gırgıra alan bu adam aşık..Olacak şeymi.? -Hele otur oğlum otur heyecanlanma..otur anlat bakalım neyin nesi,kimin fesi bir anlıyalım.Elimizden gelen bir şey varsa yapmıya çalışalım.. -Aşığım abi aşık.. -Yapma yahu hadi hayırlısı, senn gibi biri aşık olacak pek olacak gibi değil ama , bu iş nasıl oldu onu anlat. - Deniz kenarındaki çay bahçelerinden birinde oturuyorum Canım sıkkın.Garsonun getirdiğ çayı yudumluyor hemde etrafı kesiyorum. Sağ tarafıma bakayım dedim ne göreyim,hemen sağımdaki masada bir hanım oturuyor ki sorma. -Oğlum nesi var kadınınki. -Abi gözünde CİA ajanlarının taktığı cinsten güneş gözlüğü, bir çay içişi varki abi sorma. -Nasıl içecek oğlum herkes gibi bardağı kaldırıp ağzına götürüp içiyordur. -Olurmu abi, sağ elinin başparmağı ile işaret parmağıyla bardağı kavrarken diğer üç parmak havada öyle bir kavis yapıyorki,o serçe parmak sanki havada vals yapıyor, İyicene kafam atmıya başlamıştı.Artık ben bunun dilinden konuşmıya başlıyacaktım. -Ulan söylesene sen hiç vals yapan insan gördünmüki,vals yapan serçe parmağı tanıyasın ? -Abime bak, bu güne bu gün az çok bilgimiz olsun dimi,azmı televizyon izliyoruz. Kimsenin günahı yok ben arandım vede buldum. -Eeeee…! -Ben çayı unuttum bu hatuna bakıyorum,onunda güneş gözlüklerinden beni kestiği kesin. -Yapma yav.. -Neyse abi kadın çayı bitirdi.Bir müddet daha oturdu ve garson geldiğinde garsona; borcum ne kadar diye soruşu var ki sorma. Artık sabrım taşmıya başlamıştı ama içimden ya sabır çekiyordum. -Oğlum borcumuz ne kadar diye sormuş ne var bunda. -Hele hele el çantasının içinden para çantasını çıkarıp,para çantasından garsona bir para verişi vardıki ? İnanki hatunun elindeki para olasım geldi. -Eeeeeeee..! -Masasından kalktı ve benim masamın yanından geçerken hafifçe kafasını çevirdi ve gözlüklerinin arkasından beni iyice süzdüğüne eminim. Ve… Yürüdü gitti. Ağabey öyle bir gidişi,yürüyüşü vardıki sanırsınki hatunun ayağının altında kırmızı halı varda o halı üzerinde yürüyor.İncecik sivri topuklu ayakkabılar,lacivert diz üstü etek ve ceket,içinde beyaz dantelli bir bulüz. Ve bulüza isyan eden göğüsler.. Abi o gözler,o kaşlar o endam,o saçlar..Abi allah seni inandırsın mımmm biriçim su be.. Bir görsen küçük dilini yutarsın.. -Maaaşallah ,maaaşallah .. Eeeeeeee…! -Gidiyor ama eminimki benimde arkasından gelmemi istiyordu. Ulan şeytan diyorki kalkta şu salağa bir çak feleğini temelli şaşırsın,körle yatan şaşı kalkarmış, ya sabır çekmekten başka çarem yok. -Eeeeee…! -Dururmuyum abi kardeşinde hemen ayaklandı vede kanatlandı. -Oğlum söylesene kim bu.. -Abi bir gülüşü varki.. hele o gülerken yanaklarında oluşan gamzelerine bittim abi.. İnanki yeryüzüne bu zamana kadar böyle biri gelmemiştir.. -İyide kim bu oğlu... -Abi sanki Afrodit be.... -Oğlum Afrodit rahmetli olalı asırlar oldu.. -Afrodit yanında idare lambası gibi sönük kalır bee.. -Yok yav... -He be abi.. Bana bir baktı abi.. -Eeeee ! -Feleğimi şaşırdım... -Yok yahu....Desene iyice abayı yaktın.. -Ne abası abi..abayı boş ver ben yandım abi,ben yandım....Hemde marmara çırası gibi cayır cayır yandım. -Ne çırası gibi..? -Marmara çırası gibi .. Bütün kainatın itfaiyeleri gelse bu yangını söndüremezler abi... Hayda edindik mi donyağından helvayı..Çık bakalım işin içinden çıkabilirsen.Benim başıma böyle bir şey gelmemişki,nereden bileyim ne yapılır böyle durumlarda ..Artık çaktırmadan idare edecek ve erkekliğe halel getirmeyeceğim.. Ben kendimi bayağı bir şeyler bilyor sanırdım,bu salak anlattıkça ne kadar cahil cuhela olduğumu anladım. (Allahım sen yardım et) -Oğlum kim bu söylesene tanıyormuyuz.. -Abi bir afet be.. -Afet olduğunu öğrendik..Yoksa adı Afet mi ha ? Habire elini göğsüne vuruyor.. -Oğlum göğsüne niye vuruyorsunki ? -Aşığım abi aşık... -İyi be oğlum söylesene kim bu afet..Hayallah .! benide şaşırttın.. Kim bu hanım...? Ayağa kalktı boş gözlerle bana baktı baktı....eli hala göğsü üzerinde idi...Birden ellerini başına vurmaya başladı.. -Ne oldu oğlum..neyin var... -Ben adam olmam abi. -Ne oldu oğlum.... -Ne olacak abi adını sormayı unuttum.. -Yok yav.... Gidip sorarsın olur biter...! -Neyi soracağım abi.. -Oğlum hatunu bir daha görüşünde nazikçe adını sorarsın olur biter.. -Artık soramamki ? -Niçin soramazsın ..! -Abi bir daha nezaman rüyama girerki..? Masamdan kalktım, -Ne dedinsen ne dedin ? Masamın üzerinden uzanıp salağın boğazını iki elimle hem sıkıyor hemde defoooooool diye bağırıyormuşum. Mustafa Arif Razgartlı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Arif Razgartlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |