..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Mustafa Arif Razgartlı




18 Eylül 2011
Kahreden Çaresizlik  
Mustafa Arif Razgartlı
Adam göz yaşlarını karısına göstermemek için içine akıtıyordu.


:BCCF:
İster inanın ister inanmayın ama aşağıdaki olay bire bir gerçekdir.

Adam bahçeden içeri girdiğinde eşinin dijital tansiyon ölçerle tansiyonunu ölçtüğünü gördü.
“Nasıl ?”diye sordu. Kadın “Tansiyon 9,5 ama kalp atışları 150 cıvarında” dedi.

Kadın uzun zamandır kalp ritim bozukluğu yaşamakta olup,tedavi görmekteydi. Tedavi gördüğü halde zaman zaman kalp atışları 150 nin üzerine çıkmakta, buda kadını oldukça halsiz bırakmaktaydı. Daha dün uzun zamandır tedavi gördüğü kalp doktoruna kontrol için gitmişti. Doktoru “Kullandığın bu ilacı bu sefer değiştirelim,bir ay sonra tekrar kontrola geldiğinizde duruma göre gerekirse az riskliden daha riskli olan ilaçlarla tedavi yollarını deneyelim.” demişti. Yeni verilen ilacı ilk defa kullanmıştı. “Doktoru arayalım” dedi adam. Uzun uzun telefonla aramalarına rağmen doktora ulaşamyınca “Hadi hastaneye gidelim” dedi. Kadın yavaş yavaş kalktı,üstüne bireşeyler geçirdi ama çektiği ıstırap yüzünden okunuyordu.

Adamda rahatsızdı. Nasıl olduysa ufak bir hareketle belini incitmiş,ne eğilebiliyor nede doğrulabiliyordu.
“Sende rahatsızsın,nasıl gideceğiz” dedi kadın. Adam “hastane yakında yavaş yavaş gideriz” dedi.
Birbirlerine yaslanarak evden çıktılar. Yavaş yavaş yakındaki hastaneye doğru yürümeye başladılar. Yürürken kadın sık sık “Biraz soluklanalım bey” diyor,biraz dinleniyorlardı.

Hastanenin acil kapısının merdivenlerine geldiklerinde adam acaba personelden biri varmı,ondan yardım istiyeyim diyerek etrafına bakındı ama kimse yoktu. Dinlene dinlene zorda olsa merdivenleri çıktılar ama kadında adım atacak hal kalmamıştı. Adam, eşi için hasta sandalyesi bulmak amacıyla tekrar etrafına bakındı,yoktu. Eşine “sen biraz durabilirmisin,ben tekerlekli sandalye bakayım” dedi. Kadın kısık bir sesle “iyi olur,adım atacak halim kalmadı” dedi.
Adam eşini o halde bıraktı içeriye tekerleki sandalye aramıya gitti. Biraz sonra tekerlekli sandalye ile döndü. Adam kendi kendine “Şuraya bir yere bu sandalyeleri koysalar sanki günaha girerler” dedi. Eşini bindirdi,açilden içeri soktu. Ne bekleme koridorunda nede içeride hiçbir hasta yoktu. Adam duvardaki saate baktığında saat 18,30 u gösteriyordu. Görevliler “Nesi var” diye sordular. Adam “Kalp ritim bozukluğu,galiba 150 nin üstünde atıyor” dedi. Hemen perdelerle ayrılmış yataklardan birine oturtulan kadının tansiyonu ölçüldü 10,50 idi. Elle kalp atışları ölçüldü 150 civarı dendi. Hemen “Şu yan yatağa geçebilirmisin” dendi. Kadın oraya geçtiğinde ilgilenennöbetçi genç doktor hanım “EKG sini alalım” dedi. Makinadan çıkan kağıda baktıklarında yüzlerinin buruştuğunu gören adam”Hayırdır bir şeymi var ?” diye sordu ama hiç cevap alamadı. Doktor hanım “Monitöre bağlıyalım,kan tahlili için kan alalım” dedi. Monitöre bağlandığında monitör de kalp atışları 145-155 arası gidip geliyordu. Tansiyonu ise 10,50 du. Hemen serum bağladılar. Kalp atışları 160 ‘a kadar çıktı. Derklen 130-150 etrafında dolanıp durdu.
Dışarıdan gelen nöbetçi doktor bey bir ara yanımıza geldi,gitti. Adam devamlı eşinin kalp atışlarını monitör den endişeli gözlerle izliyordu. Kalp atışları 95- 100 arasındayken doktor bey odanın öteki ucundan “Monitördeki hastayı monitörden çıkarın evine yollayın” dedi. Ben ne oluyor diye hemşirelere baktığımda onlarda şaşkın şakın bana bakıyorlardı. “Monitördeki hastayı çıkarıp göndermemizimi istiyorsunuz” diye doktor beye sordular. Onlarda inanamamışlardı. Sert bir sesle doktor bey” Evet çıkarın evine yollayın” dedi.
Adam ne söylediyse dinletemedi. Görevliler kadının üstündeki elektrodları çıkardılar “Evinize gidebilirsiniz” dediler.
Gidebilirsinizde nasıl? Kadın zaten halsizlikten bitap düşmüş kımıldayacak halde değildi. Tahlil miçin alınan kanın sonucu dahi istenmedi.
Resmen kovulmuşlardı.
Adam eşine kalkması için yardım etti. Hemşirelerde acıyarak bakıyorlardı.
Kadın kocasının koluna tutundu “Yavaş ol nolursun” dedi. “Tamam “ dedi. Adam. Yavaş yavaş acilden salona çıkarken odada,girerken kullandıkları tekerlekli sandalye boş duruyordu. Adam bir sandalye ye baktı bir eşine baktı. Korkusundan “Şu sandalyeye eşimi bindirip kapı önüne kadar çıkarabilirmiyim?” bile diyemedi.
Acilin önündeki on metrelik yolu soluklana soluklana alırlarken kadın ”Gidemiyeceğim,biraz oturup dinlenelim” dedi.
Acil kayıtın önündeki sandalyelere oturdular. Kadın iyice bitmişti. O sırada yanlarından geçen acildeki hemşireye adam “Bakarmısınız,bu hastayı iyileşti diye çıkardınız bakın buraya kadar zor geldi” deyince Hemşire,“Doktor bey çıkarın dedi !” derken yüzündeki ifadeden üzüntülü olduğu anlaşılıyordu.

Bir müddet dinlendikten sonra kadın”Yavaş yavaş gidelim” dedi. Adamın gözü duvardaki saate ilişti. 19,05 di.
Yavaş yavaş merdivenlerin başına geldiler. Dinlene dinlene merdivenleri indiler.
Bir ara kadın kocasına “Acaba yapılacak başka bir şey yokmu?” diye acılı acılı baktı. Adam eşinin o yardım isteyen acılı durumuna nasıl cevap vereceğini bilemedi. Herşeyi birlikte yaşamışlardı.
İki hasta bir birlerine yaslanarak yakındaki evlerine dinlene dinlene giderlerken adam göz yaşlarını karısına göstermemek için içine akıtıyordu.


Mustafa Arif Razgartlı



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bu Kadın Bunları Hakettimi?
Berber
Canım Ablam - 2
Miras Paylaşımı
Canım Ablam
Üvey Babam
Dört Oğlu Vardı
Aldınmı Arabadan Ham Bostanı
Böbreğini Alabilirmiyim
Keriz

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Randevu
Mechul Sevgili
Defoooool...
Yıldızlar Hep Kayarmı
Benimle Evlenirmisin?
İçim O Kadar Acıyor ki
Bir Yaz Gecesi
Haydiii Gevrek Gevrek Akşam Simidiii...
Ya Vicdanım Ya İşim
N'olur Anne,bizde Kurbanlık Alalım


Mustafa Arif Razgartlı kimdir?

Yaşanmışları kimi zaman komik,kimi zaman da dramatik şekilde anlatmıya çalışırım.

Etkilendiği Yazarlar:
Fakir Baykurt,Reşat Nuri Güntekin,Ömer seyfettin,Ahmet Haşim


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Arif Razgartlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.