..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > HAMZA EKİZ




15 Ağustos 2012
Birgün Daha Geçti…  
HAMZA EKİZ
BATAN BİR GÜNEŞİN ARDINDAN DİLE GELENLER....


:AEIA:
Bir gün daha gitti ömürden. Yaşanılan tüm güzellikler çirkinlikler, tüm kahkahalar ve gözyaşlarıyla. Sadece benim ömrümden bir günü daha tüketmedi sabah doğan gün kim bilir kaç insana umut kaç insana hüsran kaç insana acı getirdi ve hiç arkasına bakmadan bir teşekkür beklemeden yada özür dilemeden çekip gidiyor yavaşça. Yine saklanacak uzaktaki bir dağın ardına ve yine karanlık örtecek tüm acıların, güzelliklerin ve çirkinliklerin üstünü. Kim bilir kaç çocuk aç uyuyacak bu gece, kim bilir kaç kadın kendinden utanarak etini pazarlamaya çıkacak kendi gözyaşlarının gölgesinde. Kim bilir kaç kişi baba diye ağlayacak annesine sarılıp, kim bilir kaç çocuk anne diyecek gözyaşları yastığa dökülürken. Kaç baba evine çöpten topladığı ekmeği götürdü bugün? Ve kaç baba evine ekmek getirememenin utancıyla son nefesini ardında iki satır bırakarak verecek. Ve sonra birileri çıkıp taktir-i ilahi deyip yanan yüreklere su serpmeye çalışacak yada acılara paylaşmak adına güç vermek adına yarı ağlamaklı sesle anlaşılıp anlaşılmadıklarından bile habersiz cümleler kuracaklar ve haklı bir gurur yaşayacaklar kendi içlerinde. Kim bilir ki yüreğe düşen acının bedende bıraktı izi. Bir insan bir acıyı yaşamadan nereden bilir ki. Kim bilir kaç kişi sustu bu günde bir daha konuşmamak için, kaç kişi gülmeyi unuttu bu gün. Kaç ana oğlunu özledi, kaç kişi yol gözledi.. kim bilir kaç kişi soğuk bir mermere sarılıp iç çekti. Kaç kişi demir parmaklıklara aldırmadan özgür olabildi bugün? Kaç kişi Vatan diyebildi? Kaç kişi korkmadı bugün.
Evet. Kaç kişi? Ne önemi var? Ne yapalım yani kaç kişiyse kaç kişi. Sabah güneşle doğdu umutlarımız ve yaşadık bize düşen hayatı üzerimize düşen rolü oynayarak. Ne var yani aklımızı çalıştırdık, dişimizi sıktık okullar okuduk ve diplomalar aldık duvarları süsleyen onlarca neyimiz eksikti diğerlerinden. Neyimiz fazlaydı diğerlerinden? Ne yani ölelim mi şimdi? Biz bu paraları nasıl kazanıyoruz haberleri bile yok, herkesin gözü diğerinin cebinde, bir ev yetmez birde yazlık yok yok beş yıldızlı otelde güzel birde tatil ya araba kimden neyimiz eksik en iyisinden alacağız tabi kazanıyoruz arkadaş kime ne? Biz aç kalsak biri bize bir somun ekmek mi verecek? Ben mi dedim etini sat diye? Biz mi dedik bakamayacağın çocuğu yap diye? Ne var yani üç kuruşa şükür etmeyen beşi bulamaz iş beğenmiyor da çöpten ekmek topluyorsa bize ne. Ha duygusal burhan yaşayıp canına kıyanları da hiç anlamayız biz depresyona girdiysen bir psikologa git sağlık parasız nede olsa. Teselli vermek boynumuzun borcu zaten ne yapalım yani. Acıyı herkes yaşıyor bizde yaşadık ne var yani ölelim mi şimdi. Hele, hele devlete baş kaldırıp yada çalıp çırpıp onu bunu yapıp içeri girenleri hiç düşünecek halimiz yok ne yapalım yani yapmasalarmış bizi neden almıyorlar var demek ki bir bildikleri alıyorlar. Bizi de özlüyor Annemiz atamız bizde gurbetteyiz ne yapalım hayatımızı kazanmak için çalışıyoruz işte özleneceğiz tabi. Bizde üzülüyoruz o mermere sarılan insanları görünce ne yapalım herkesin başına gelebilir elden ne gelir şimdi. Hem, hem devlet onlara en iyi imkanları sunuyor tabi ya o imkanlar bizde bile yok. Ya konuşturmayın bizi. Yahu vatan mı kaldı parası olana her yer vatan. İki üç toprak satıldı diye kazan kaldırdılar çalışıyoruz işte keyfimiz yerinde biri tavuğumuza kış mı dedi yani ne var? Bizde Vatan diyoruz. Sanki biz vatansızız iyi ya iyi ki üç beş kuruş paramız var keyfimiz yerinde diye başımıza gelene bak. Yahu iki dirhem keyfimiz vardı onunda içine ettiniz valla. Hem herkes yaşayabilir bunları ne yapalım.
Hayatın neresindeyiz sizce? Bu soruların kaçına doğru kaçına yanlış cevap veriyoruz? Acaba hayatımızda yaptığımız üç yanlış hangi doğrularımızı götürüyor? İçimizdeki insanlıkla, acıma duygusunu hangi zamanlarda birbirine karıştırmıyoruz. Bir gün içinde yaşanan gerçeklerden acılardan kaç tanesini içimizde yaşıyor kaç tanesinden sorunlu olduğumuzu düşünüyoruz? Çöpten ekmek toplayan bir adama acıyıp aşağılamak yerine yada ona acımak yerine neden böyle diye kendimize soruyor muyuz? Neresindeyiz bu akıp giden yaşamın? Hangi ağaç kavuğa sığınıp hangi geceden kurtulmayı düşünüyoruz. Hangi gerçeklerden kaçıp hangi yalanlarla kendimizi avutuyoruz. Hangi Takdir le bizim için ilahi olurken başkaları için kader oluyor. Hangilerini biz yaşayınca isyan ediyor başkaları yaşayınca da öylece bakıp başımızı önümüze eğip geçiyoruz? Neyiz biz? Kimiz? Kendimize karşı insan başka dünyalara karşı mutasyona uğramamış ilkel bir yaratık mı? Ne oldu içimizdeki o paylaşma sevgisine ne oldu insanlığımıza ne oldu hiç düşündünüz mü? Etini satan bir kadın gördüğümüz zaman erkekleşen bedenlere sahibiz? Hatta türlü hayaller kurup binbir türlü fantezi geliştirmekte üzerimize yok yada bir kurtarıcı edasıyla türlü naralar atmaktan da alamıyoruz kendimizi oysa o kadını o hale düşüren kim acaba? Hiçbir nebze sorumluluk duydunuz mu? Hiç acaba benim bunda ne payım var dediniz mi kendinize.
Ne diyorum ki ben? Neden yazıyorum ki? Amacım ne? Kaç kişi okuyacak kaç kişi duyacak ki beni. Hadi be oradan kaç kişi acaba deyip bir nebze düşünecek ki yaşadığı güzel hayattan kendini alarak. Öle ya pisikolojisi bozuk, ona buna muhalefet yapan kendinde olmadığı için başkalarının yaşadığı güzel vce gösterişli hayata dil uzatan bozguncu çok bilmiş bir ukalayım ben. Hatta ve hatta Donkişot musun sende diyebilirsiniz. Yahu ne derseniz deyin.. Hatta ileriye gidin yüzüme gülüp arkamdan türlü türlü kelime grupları kurup büyük beyinlerinizle o kefeden bu kefeye de sokun beni. Ne yapalım hayat işte bir gün daha böyle geçti demekten başka ne gelir elden.
Ve umutlarınızı saklayın yine doğacak güneşe, başkalarınızın umutlarını gölgelemeden ama. Ve kahkahalarınız başlarının hıçkırıklarıyla karışmasın. Ne diyelim örtmesin karanlıklar sizin başkalaşmış dünyanızın üstünü. Ne diyelim nasılsa yeniden doğacak güneş kime ne kimin nerede nasıl yaşadığı yada kimin yaşamından bizlerin ne kadar sorunlu olduğu. Hiç yoktan aldım geçen bir günde telafisi olmayan bir zamanı sizden ve hiç yoktan ağrıttım başınızı. Ve hatta dedim ya bana ne kim neden etini satmış kim o eti hangi fantezi ruhuyla satın almış. Adam sende Dünya yı sen mi kurtaracaksın. Bak işine.. Sizde bakın işinize. Ev yazlık villa şu bu yetmez arabada yetmez açın ufkunuzu kayıkla başlayın gemiciğe kadar yolu var. Yarın yeniden doğacak güneş. Ve umutlarınız hangi yüce umutların gölgesinde saklanacak bir daha düşünün. Sizin güzel dünyanız üzerinde yaşanılan başka güzel dünyalarda var. Benden söylemesi. Gün bitti artık güzel bir akşam yemeği ve ardından mis kokulu yastıklarınıza koyun başınızı sorumlusu kimdir umursamayın sizin olmadığınız kesin nasılsa, İLAHİ ADELET tecelli eder. YARIN OLA HAYROLA….




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değişim
Şuursuz Bir Yazı…
Unutmadımaklımda!..
Dost Kokan Bir Dem’de….
Âlim Olup Anlayana…...
Benim Halkım
Yeter!..
Ya Siz?
Temmuz Adın Kalleş Olsun!
Aynalar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gülüp Geçin……
Sen Sevmek Nedir Bilirmisin?
Biz Kimiz*
Ama Ben Seni Çok Sevdim…….
Yorulur Mu Bir İnsan?
Tatlı Bir Hayaldir Benim Köyüm……
Nasıl Bir Sevdaya Sevdalıyız Biz?
Sevda
Çocukça Bir Tebessüm…
Bir Dosta İnceden Sitem…...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yürek Sızısı [Öykü]
Gökyüzü [Öykü]
Kalemle Aydınlanan Düşler [Öykü]
Hişt Oradakiler…. [Eleştiri]
Gündem [Eleştiri]
Asosyal Bir Paylaşım [Eleştiri]
ve Zaman Durdu…. Konuştu Yürek Pervasızca…… [Eleştiri]
Yeni Türkiye!.. [Eleştiri]
Yoruldum [Eleştiri]
Olacak Tabi O Kadar [Eleştiri]


HAMZA EKİZ kimdir?

İNSAN OLMAYA ÇALIŞAN BİRİ İŞTE.

Etkilendiği Yazarlar:
CAN YÜCEL


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.