Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Halil’in ıslak giysileri üstünde yapış yapıştı. Gömleğini çıkartırken, “ben de bir duş alsam iyi olur,” diye seslendi. Ümmühan’ın sesi banyodan geliyordu. “Gel, al.” “Sen nerdesin?” “Banyodayım. “ “Sen çıkınca, o halde…” “Neden? Benimle birlikte al…” “Olmaz!” “Utanıyor musun?” “Beni tahrik etmeye çalışma! Sana elimi sürmem…” “Sür diyen mi var sana? Salak!… Üzerimde bikinim var. Az önce, denizde nasıl idiysem yani…” “Ben? Ben de denize girdiğim kıyafetle mi duş alacağım. Mecburen soyunacağım…” “Ben senden utanmam, korkma!” “Ben utanırım. Haydi çabuk çık da, ben de gireyim!” Ümmühan. Banyonun kapısını açarak seslendi: “Çıktım. Tamam. Haydi gel… Ben, sana abimin yazlık kıyafetlerinden hazırlayayım.” Seslendikten sonra tam da banyonun karşısında ki odaya girdi, kapısını açık bıraktı. Onu takiben Halil, salondan geldi, kızın girdiği odaya hiç bakmadan banyoya girdi. Başını çevirip baksaydı, Ümmühan’ı çırılçıplak kurulanırken görecekti. Ümmühan o meşhur ışık hızı aceleciliğiyle kurulandı, iç çamaşırlarını, pantolonunu tişörtünü geçirdi sırtına; o çırılçıplak kız, giyinik bir kız oluvermişti. Tuvalet aynası karşısında saç kurutma makinesini çalıştırarak saçlarını kurulayıp taramaya başladı. Halil, banyo kapısını aralayarak, “hani kuru kıyafet verecektin ya?” diye seslendi. Elindeki tarağı bırakan Ümmühan kalkıp gardırobun kapağını açarak, oradan bulduğu paçalı donu ve bir yarım paça keten pantolonla tişörtü aldı, banyo kapısına götürerek araladığı kapıdan içeri uzattı. “Bunları bulabildim. İdare et!” Halil, kızın içeri uzanan eline baktı bir an, içindeki şeytan tut onu ve okşa diyordu. Elini uzattı kızın eline, tam tutacakken vazgeçerek kıyafetleri aldı kızın elinden; eli hafifçe temas etti yine de kızınkine. Ümmühan, “Niye vazgeçtin? Tutsaydın ya!” demez mi? Halil şaşkınlıktan afalladı kaldı. “Neyi tutsaydım ya?” “Elimi!” “Elini mi?” “Elimi! Tutup okşamak istedin ama, sonra vazgeçtin!” Halil birden sağa sola bakınarak, banyonun aynasında kapı aralığında ki Ümmühan’ı görerek, eline aldığı kıyafetlerle, telaş içinde önünü kapattı ve kapıyı hınçla çarptı. Ümmühan isterik kahkahalarla gülmeye başladı. “Gördüm!… Gördüm!….Gördüm!…” Halil içerden çılgın gibi haykırıyordu: “Allah seni kahretsin! Sen ne utanmaz, sen…” O bağırdıkça Ümmühan gülme krizine tutularak gülüyordu. “Her şeyini gördüm!” Halil nasıl giyindiğini, banyodan nasıl fırladığını bilemedi. Çıktı, o hırsla kızın yanına gelerek, kollarından tuttu, onu sarsmaya başladı. “Sen…Sen…” Ne diyeceğini de bilemiyordu. Küfür etmek niyetindeydi edemiyordu, dövmek niyetindeydi, dövemiyordu… Ümmühan acıdı onun haline, “Tamam, utanma, sadece arkanı, beline kadar gördüm… Daha aşağısını göremedim, korkma!” diye söylendi, gülmemeye gayret ederek. Ama yine de gülerek… Halil, sakinleşerek bıraktı kızı. Kız, birden onun beline dolandı, başını göğsüne yasladı (bunun için biraz eğilmesi gerekmişti). Halil, onu hemen uzaklaştırdı kendinden. Ümmühan, “Nasıl bir adamsın sen, yahu? Senin yerinde herkim olursa olsun, benim gibi bir kızdan yararlanmaya çalışırdı. Sen, ‘gay’ misin yoksa?” Halil, kızgındı. “Çok konuşma! Gidelim haydi! Şu ıslak kıyafetlerimi koymak için de bir poşet buluver bana! “ Kız poşeti hemen bulup getirdi. “Bu olur mu?” “Olur.” diyerek acele ve sinirli hareketlerle ıslak elbiseleri poşete sokuşturdu. “Senden yararlanmamak için ne ıstıraplar çektiğimi gördün işte lavabonun aynasından. Kendimi zor zapt ettim!” “Niçin?” “Çünkü, öyle bir şey yaparsam, seninle evlenmek zorunda kalırım. Ama, şimdi evlenmemek seçeneğim hala mevcut!” “Yanılıyorsun! Öyle bir seçeneğin yok senin. Kuzu kuzu evleneceksin benimle!” “Görüşürüz…” “Görüşürüz…” Ümmühan, evi havalandırmak için açmış olduğu pencereleri yeniden kapatarak kapıya yürüdü. “Haydi gidelim mi?” *
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |