..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




22 Aralýk 2012
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/19. )  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Halil Kaya, odasýna girerek, içinde ýslak elbiseleri bulunan poþet torbayý kapý arkasýna doðru fýrlatýp, kendini sýrtüstü yataðýna attý.


:IBE:
Halil Kaya, odasýna girerek, içinde ýslak elbiseleri bulunan poþet torbayý kapý arkasýna doðru fýrlatýp, kendini sýrtüstü yataðýna attý.

Annesi seslendi dýþarýdan: ”Halil’ciðim! Karnýn aç mý? Yemek hazýrlayayým mý?”

O da, “Karným tok!” diye seslendi annesine. “Ayþe teyzelerde yedim…”

Kendi kendini düzeltti. Mutlulukla gülümseyerek, “Ümmühan’larda yedim,” diye mýrýldandý… “Ümmühan!… Hayat dolu bir kýz… Sevimli bir kýz… Çok güzel bir kýz…” diye düþündü. Bunlarý bir þiiri okur gibi mýrýldanmýþtý, “Bir þiir gibi kýz…” diye ekledi. Kalktý yataðýndan, emektar ders çalýþma masasýnýn baþýna geçti, aceleyle bir defterin en son boþ sayfasýný açarak, bir þeyler karalamaya baþladý. Ýçini dolduran ilham ile yazýyor, yazdýðý bir kelimeyi karalýyor, yerine yenisini yazýyor, yazdýklarýný okuyor, yeniden bir þeyler yazýyordu…Yazýp bitirdikten sonra bütün yazdýklarýný, yine þiirimsi vurgularla okudu: “ iki kiþilik kur masamý meyhaneci!/ sevgilim gelecek…/ Ki, O henüz on sekizinde…/ henüz yýllanmamýþ olsun þarap,/ aþk ve hüsün olsun mayasý!…/ bir adam bulup getir sokaktan, / vereyim ne ise parasýný…/ iki elini gözüne siper edip baksýn pencerenin buðusundan,/ birbirlerine yakýþýyorlar, desin…/ hangi cehennemdeyse al getir kemancýyý,/ bizim için gene o eski aþk þarkýsýný çalsýn! / eski ve tombul konsomatriste tembih et/ sevgilimin yanýnda / bana içki ýsmarla yakýþýklý diye sakýn sýrnaþmasýn!…/ herkese þarap ver meyhaneci,/ bugün içkiler benden olsun!/ herkes þerefime kadeh kaldýrsýn!…/ Sevgilim gelince meyhaneci/ KÝ, O, henüz on sekizinde/ Dök þarabý kadehime/ dök!…/ Þarap içeceðim, bugün,/ sarhoþ olacaðým…/ sarýlacaðým belinden sevgilimin…/ incecik… / sýkacaðým usulca…/ baþý göðsüme yaslanacak…/ bacaklarý dolanacak bacaklarýma…/ koklayacaðým açlarýný ihtirassýz… / öpeceðim dudaklarýný küçücük öpücüklerle…/ sýzacaðým…/ bu hülyadan hiç uyanmayacaðým…/ öylece yaþlanacaðým”

Birden kendine geldi, gerginleþerek, “Bu günkü beraberliðimizden sonra, þu yaptýklarýma, onun hakkýnda ki þu düþüncelerime bak! Beni ne hale getirdi!…“ diye mýrýldandý.

Yazdýðý sayfayý yýrttý, avuçlarýnda buruþturup topakladý, çöp sepetine doðru attý. “Hemen etkisi altýna giriverdim! Yarýn da, sýra, kara sevda çekmeye gelir!…”

Attýðý kaðýt sepetin dýþýna düþtü…

Tekrar uzandý yataðýna, gözlerini yumdu, sýký sýký… Onu düþünmemek için mi, yoksa iyice düþünüp onunla ilgili net kararlar alabilmek için mi, bilinçsizce, ne onu düþünmeden edemeyerek, ne de planlý, düzenli bir þeyler düþünerek, yumdu, yumdu, yetmedi, yüzüne yastýðýný kapatýp bastýrdý, o da yetmedi, yorganýný çekti tepesinden, yorganýnýn içinde yitmeye çalýþtý… “Kafam çok daðýnýk! Çoook!…” diye baðýrdý yorganýnýn altýndan…

*

Halil, gardýrobundan çýkarttýðý yeni kýyafetleri giyindi. Odasýndan çýktý.

Nisa haným, mutfaðýnda bulaþýklarýný yýkýyordu. Halil’ in mutfak kapýsýndan giriþine baktý. Oðlu gelip, arkasýndan sarýlarak yanaklarýný öpmek isteyince de, ellerini deterjanlý suyun içinden çýkartmadan uzattý yanaklarýný oðluna, öpmesini bekledi. Sonra, onun kendisiyle konuþmak için yanýna gelmiþ olduðunu anlayarak, sempatiyle mýrýldandý. “Biricik oðlum, galiba annesiyle bir þeyler konuþmak istiyor…”

Halil, onun yaný baþýnda dikilmeyi sürdürerek, “Yalnýzca, bir þey rica etmek için geldim, anne,” dedi.

“Oturalým mý?”

“Yok, hayýr, sadece dinle…” diyerek devam etti: “Ümmühan hakkýnda konuþacaðým. Sizi, kendi ebeveynini, hatta Erol’u, benimle ilgili duygularýna nasýl inandýrdýysa, bugün beni de ayný etki alanýna çekmeyi becerdi, bu kýz…”

Nisa haným, birden heyecanlandý.

Halil, annesinin neredeyse sevinç çýðlýðý atmak üzere olduðunu görerek müdahale etti, “Yok! Lütfen sözümü bitirmeme izin ver, anneciðim!”

Nisa haným, ses çýkartmadý.

Halil, konuþmasýný sürdürdü: “Düzenli bir gelir saðlayacak iþimin olmasýndan önce, mücadele vermem gereken bir süreç var önümde… Bir tarafta o sürecin belirsizliði, öbür tarafta sevdiðim tüm insanlarýn teþvik ettiði bir iliþki… Bundan dolayý kafam çok karýþlýk! Anlayabiliyor musun, beni, anne?…”

Nisa haným, anlayamýyordu onu. “Biz babanla evlendiðimiz zaman ne bir evimiz, ne de doðru dürüst bir eþyamýz yoktu…” diyerek konuþmaya baþladýðýnda,

Halil, annesinin sözünü keserek, “Ayný þeyden bahsetmiyoruz anne!” dedi. “Bizim durumumuz, sizinkinden farklý…”

Nisa haným, onu anlamamakta diretiyordu: “Ýki gönül bir olunca, samanlýk seyran olur,” diyerek kendi düþüncesinde ýsrar etti. “Hem, biz destek olacaðýz…”

Halil sýkýlmýþtý onunla ayný frekansta buluþamamaktan, “Anne, anneciðim, anneciðim…” diye tekrarladý; “anlamaya çalýþamaz mýsýn beni? Beni anlamak için birazcýk gayret göster, lütfen!…”

Nisa haným, alýnganlýk göstererek sitem etti: “Benim anlayabileceðim þekilde konuþ, mademki…”

Halil, bir kez daha anlattý: “Düzenli bir gelir elde edebileceðim bir iþim oluncaya kadar, yaþamam gereken bir süreçten bahsediyorum ben. Tek baþýma vermem gereken bir mücadeleden bahsediyorum. Etrafýmda, sorumluluðunu taþýmak zorunda kalacaðým, bana ayak baðý olabilecek insanlarý görmek istemediðim bir mücadele o!…”

Ne kadar konuþursa konuþsun, Nisa hanýma izah edemeyecekti durumunu. Kadýn, “Ýþini önüne katýncaya kadar, niþanlý kalýrsýnýz, ya da evlenirsiniz, sen gitsen bile Ümmühan burada, bizimle kalýr…” demeye baþladý.

Halil, “Peki anneciðim!” diye çýkýþtý onun sözünü keserek. “Senden þunu rica ediyorum ben: Kafam öylesine daðýnýk ki, hiç olmazsa bir hafta Ümmühan’ dan uzak durmak ve onunla ilgili düþüncelerimi kendi kendime, bir þekle sokmak istiyorum. Bunun için, beni aradýðý zaman, Halil yok diyebilir misin ona?”

“Bir hafta mý?”

“Sadece bir hafta!”

“Çok… Üç günde toparlarsýn kafaný. Üç gün yeter!”

Halil bu sefer, gerçekten sinirlendi. “Neyin pazarlýðýný yapýyorsun, Allah aþkýna! Bir hafta olsun, rahat etmemi saðlayýversen, ölür müsün?”

Nisa haným, ona sempatiyle gülümsedi. “Tamam, ne senin dediðin, ne benim dediðim. Beþ gün olsun! Beþ gün, Halil yok, derim. Altýncý günü ise, karýþmam…”

Halil, iyice sýkýlarak, “Tamam, anne!” diye söylendi. “Beþ gün…” Annesini yanaðýndan öptü, “Haydi, ben çýkýyorum, yarýn sabahtan itibaren beþ gün süreyle, Ümmühan lafý bile duymak istemiyorum. Ona göre…”

Nisa haným, oðlu mutfaktan çýkmak üzere olduðu için, hemen itiraz etti, “Bugün itibariyle beþ gün…”

Halil, onun, biraz da kendisini kýzdýrmak istediðini anladý.

“Hayýr, yarýn sabahtan itibaren,” diye haykýrarak kaçtý, gitti mutfaktan. Sokak kapýsýndan çýkarken, “Ben þöyle sahile doðru biraz yürüyüþ yapacaðým. Sonra Erol’a da uðrarým belki…” diye seslendi.

*

Nisa Haným, kulaðýndaki telefon alýcýsýyla fýsýr fýsýr bir þeyler konuþuyordu. Karþýdan bakarsanýz, ballandýra ballandýra dedikodu yapmakta olduðunu hemen anlardýnýz!

“Ümmühancýðým,” diyordu; “Tamam, yakmýþ abayý bu sana.”

“…”

“Ben anlamaz olur muymuþum?”

“….”

“Nasýl mý anladým? Nasýl anlayacaðým? Geldi mutfaða, yanýma, dedi, anne seninle konuþmak istiyorum, dedim konuþ, bana, Ümmühan size, annesine babasýna, Erol’ a nasýl tesir ettiyse, bana da ayný öyle tesir etti, dedi, sonra, bir takým kaygýlarý mý varmýþ, ne? Önüme iþimi katýp para kazanamazsam, ne yaparým, nasýl çýkarým bu iþin içinden ben, demeye baþladý.”

“…”

“Ya, aynen öyle.”

“…”

“Olacak, olacak bu iþ. Düðün hazýrlýklarýna baþlayalým bile…”

“…”

“Yok, arama…”

“…”

“Niye mi? Dedi ki, Ümmühan’ dan beþ gün uzak durmak istiyorum, dedi, duygularýmý kendi kendime, bir þekle þimale sokmak istiyorum, onun için, dedi, bana, Ümmühan’dan rica et, dedi, bi beþ gün beni aramasýn dedi. Onun için…”

“…”

“Tamam kýzým, beni ara, ben veririm sana her havadisi, beþ gün kalsýn tek baþýna, bakalým…”

“…”

“Tamam, ben de seni öptüm. Görüþürüz.”

Telefonu kapattýktan sonra, saða sola bakýnýp, telefon konuþmasýný kimsenin görmüþ, duymuþ olmadýðýný tespit ederek, gayet mutlu, mutfaðýna döndü.

Nisa haným mutfaktan, Halil’ in odasýna geçti. Odayý üstün körü, þöyle bir toparlayarak yorganýný düzeltti, ýslak elbiselerin olduðu torbayý aldý, içindekileri çýkartarak onlarý banyoya götürüp geri geldi, çöp sepetini dökmek için aldý, sepetin yanýnda ki buruþturulup atýlmýþ kaðýdý gördü. Sepetin içine atarak çýktý odadan. Mutfaða döndü. Mutfaktaki büyük çöp bidonuna elindeki sepeti boþalttýktan sonra tekrar Halil’in odasýna dönerek sepeti masa yanýndaki yerine býraktý.
Tekrar mutfaða girdiðinde, oldukça dolu haldeki büyük çöp bidonunu kaldýrdý yerinden, mutfaktaki bahçe kapýsýndan, bahçeye çýkarttý. Bahçedeki boþ çöp bidonunu aldý, içeri girecekken, dolu bidonun en üstünde, Halil’in odasýnda, yerde bulduðu, adeta al da bak, der gibi duran buruþturulmuþ kaðýdý aldý eline, içeri girdi, bidonu yerine koyduktan sonra buruþturulmuþ kaðýdý açtý, içindekileri okumaya baþladý. Okumaya öyle daldý ki, az sonra, gözlerinden bir çift gözyaþý süzülerek yanaðýndan kayarken, o okumayý sürdürüyordu. En sonunda, “Aþýk…” diye mýrýldandý.

Hemen telefonun baþýna koþturdu. Açtý telefonu, tuþladý. Az sonra, karþýsýndakiyle konuþmaya baþladý. “Ümmühan! Koþ, çabuk, bize gel!… Bir þey olduðu yok, kýzým! Sana bir þey göstereceðim! Sokaktan gelme! Arka bahçeden, komþunun bahçesinden atla da gel!…”

Telefonu kapattý, elinde ki kaðýt parçasýný tekrar okudu…
Ümmühan’ý mutfakta ki arka bahçe kapýsýndan içeri aldý.
Ümmühan, “Nisa anne, öldürdün beni meraktan ne oldu? Halil yok mu?” diyerek girdi mutfaða. “Yok. Sahile doðru yürüyüþ yapacaðým diye çýktý. Bak, bunu buldum odasýnda…” Elinde ki kaðýdý Ümmühan’a teslim etti. “Bu oðlan sana þap gibi yanýk kýz. Vallahi billahi aþýk sana…”

Ümmühan, kaðýdý okudu, okudu. “Seviyor!” diyerek bir çýðlýk attý.

Nisa hanýmýn boynuna sarýldý. Sarmaþ dolaþ, zýplamaya baþladýlar.

“Seviyor…”

“Aþýk…”

“Hem de deliler gibi seviyor…”

“Ben de, ben de, ben de…”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.