Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Türkiye’de bazı sistemler var ki, neredeyse halkımıza eziyet için mevcut olduğunu düşünmemek elde değildir. Sosyal Sigortalar Kurumunun vermeye çalıştığı sağlık hizmeti de bunlardan birisidir. Diğer güvenlik kuruluşlarının sağladığı hizmet, SSK ile karşılaştırılınca neredeyse Türkiye ile ABD kurumları arasındaki fark kadar olmalıdır. Sistem tıkanmıştır. İnsanlara neredeyse gelmesinler diye zorluklar çıkarılmakta; hastanelere, polikliniklere yolu düşenler, kahır çekmektedirler. Sizlere geçtiğimiz günlerde yaşamış olduklarımı aktarayım. Belki, merhametli ve halkına hizmet etmeyi amaç edinmiş siyasilerimizden bazıları okur da, bu konuda daha iyiye doğru bir çaba gösterirler. RANDEVU ALMAK KOLAY MI? Hafta başında boğazlarımdaki yanma ve öksürükle birlikte bir burun akıntısı şikayetiyle, SSK Şişli polikliniğinden randevu almak üzere telefon çevirdim. O gün telefon hep meşguldü. Ondan sonraki günler telefonu düşürebilsem bile nedense hep kontenjan dolmuş oldu. Ancak Perşembe günü randevuyu alabildim.Bu arada artık hastalık iyice yerleşmiş ve cerahatli bir akıntı başlamıştı. KLİNİK KAPISINDA BEKLEYİŞ! Cuma günü eşimin bütün eleştirisine rağmen SSK dispanserine gitmek üzere yola çıktım. Güya kendi kendime; bu hizmeti almanın, herkes kadar benim de hakkım olduğunu, kalabalıkların yarattığı zorluklar olsa da, SSK’da kendimi muayene ettirmem gerektiğini telkin ediyordum. Sağlık güvenliği, Anayasal bir hak değilmiydi? Sonuçta güçlükler yaşayabilir olsam da, neden özel doktora gidecek ve ilacımı eczaneden alacaktım ki? Bunca yıldır prim ödememiş miydim? Bana verilen saatten önce, ilaç kuyruğunda bekleyen yüzlerce kişinin arasından zorlukla geçip, KBB polikliniğinin kapısına vardım. İnsanlar kapalı kapının arkasında bekleşiyorlardı. Sordum, ‘doktor yok’ dediler. Bir süre sonra sağlık memuru kapıyı açtı. Sağlık cüzdanımı ve kimliğimi verdim.Sıraya koydu. ‘Doktor ne zaman gelir’ diye sordum. ‘Kontrol aletlerini sterilize edeceğim, ondan sonra gelecek’ dedi. Adam kapıyı kapadıktan sonra diğer bekleyenlerden birisi ‘hikaye!’ dedi. Bekledik.Yarım saat geçti.Gelen giden yok. Kendimi dışarı attım.Yarım saat dışarıda oyalandım. Döndüğümde henüz doktor dönmemişti. Sağlık memuru hala yeni gelenlere aletleri sterilize edeceğini söylüyordu! En yoğun çalışma olması gereken saatti, doktor nerede kalmıştı? Sağlık memuru bu arada sabah çok erken saatte muayene olmuşta, ancak ilacını alıp gelebilmiş olanlara, ilaçlarını ne zaman kaçar adet alması gerektiğini söylüyordu. Eh doktor yerinde olmayınca, boşluğu birisi dolduracaktı işte! Grafi istenmiş olan birisi geldi kapıya; ‘Bu çekimi SSK yapmıyormuş, beni özele yolluyorlar’ diye yakındı. Memur onun işini de halletti: ‘Şu kliniğe git, onlara Dr. Selçuk Beyin selamını ilet, senden az ücret alsınlar!’ tavsiyesinde bulundu! Benim randevu saatimi 1 saat 10 dakika geçmişti ki; artık karnemi isteyip gitmeye karar vermişken, bir azametle doktor geldi, beni de içeri aldılar. KÜSTAHLIK, KÖTÜLÜKTÜR! Oturdum, şikayetimi sordu. Ağzımı açmamı istedi, dilime basarak boğazıma baktı. Toplam on saniye! Ne başka bir şey sordu, ne sırtımı dinledi. Reçete yazmaya koyuldu. Bir burun açıcı dekonjestan tablet ve boğaz spreyi yazdı. Ben boğaz ve burun akıntılarım artık yeşil cerahate döndüğü için daha etkili ilaçlar bekliyordum. ‘Antibiyotik de yazabilir misiniz?’ diye rica ettim. Bana ne cevap verdi tahmin edemezsiniz: ‘Siz doktor musunuz?’ dedi küstahça. Ben ondan yaşça, eğitim ve tecrübe olarak daha aşağı da değildim. Ne kadar saygısızdı? Ama görgüm, ona hak ettiği cevabı vermeme engel oldu, teşekkür edip çıktım. Pişmanlık, üzüntü, kızgınlık!!... Bunları hak edecek ne yapmıştık ki? SONUÇ - SSK hastanelerinde ve kliniklerinde sağlık hizmetleri aksamaktadır. - Bu kliniklerden faydalanma durumunda olan halkımızın çoğunluğu ise; durumundan memnun olmamakla birlikte, kendini ifade edebilme istek ve yeteneğinden yoksundur. Benim yukarıda anlattığımdan çok daha ağır şartların yaşandığından şüphe yoktur! - Bazı genç doktorlar işine ve hastalarına saygı göstermeyi bilmemektedir. Özellikle SSK kliniklerinde karşınıza bu yapıda insanların çıkabileceğini göz önünde bulundurmanızda fayda vardır. - Sinirleriniz sağlam değilse ( mümkün olduğunca ve cüzdanınız elverdiğince), SSK’dan hizmet almanızı ne yazık ki öneremiyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şahingöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |