Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Kimilerin düşüncesi hayatın ciddiye alınması gerektiği, kimileri için ise bir şakadan ibaret olduğu. Öyle veya böyle, aynı gezegenin atmosferinde nefes alıp veriyoruz, hepimiz. Farklı iklimlerde, benzer kaderlerimizi sona sarıyoruz... Her konuda, her bir şey çok konuşulmuş, çok yazılmış. Sonsuz gökyüzünde, ışıldayan sayısız yıldızlar misali; kimimiz parlayacak, kimimiz sönecek. Sonuçta, muhtemelen, hayat daha çok konuşulup, yazılacak. Yaşam ne şaka ne de aklıbaşında olmak. Belki bir düş, yanılsama. Şüphesiz ki, bir mucize. Nefes alan her canlı için öyle, lakin İnsan olmak, mucizeden de öte. Yaşamak, nefes almak. Farkına varmak, Ol'mak ve Nefes'in hakkını vermek. Yaşamak, zamanla çözülen bir bilmece. Karanlıkta, tünelin ucundaki ışığa doğru yürünen bir yol. Ve biraz da hayal kurmak karışır işe. İlla ki, çocukluğu, masumiyeti yitirmediysek... Bir intikam planı değil yaşamak, bumerang etkisi keşf edilmiş çünkü. Aman!.. Bir de unutmamalı ki, Kibir dağlarının tepesinden düşmek var, her zaman. Mütevazilik kime göre, nasıl bir çaresizlik olmuş? Maddiyat eşit değil midir maneviyatın yoksu(n)lluğuna; hemen bozulmak olmaz, dengeler değişken, an be an... Sakın ola; üç kuruş muhtaçlığı durmasın boğazında, mucize özgür iradeni unutuverirsin, maazallah. Kimileri konuşur, kimileri dinler. Kimileri susar, kimileri duyar... Hayat bu; dengelerle var. Sen(ben) varsın. Birileri sebep olmuş buna. Bir anlık çarpışmış ruhları, mucize gerçek olmuş. Geriye dönüş yok, yol var sadece, yürünecek. Kimse sormadı sana, bana, hiç birimize. Benlik yoktu ki sorulacak, adı üstünde: mucize... "Geldik, gördük, gittik" olmasın hikayemiz dedik. Geldik, gördük, fark yarattık, olsun diye umduk, gitmeyi unutup yaşadık. Unuttuk. Mucizeyi, nefesi, yüreğimizi, özgür irademizi unuttuk. Sığındık; korkularımıza, kaçışlarımıza, yalanlarımıza. Unuttuk gelişimizin çıplaklığını, sonumuzu unuttuk... Yaradılışı unuttuk... İnsan olmanın hakkını verdik. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |