Yalnýzca hava, ýþýk ve arkadaþýn varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
Yaþýný 25-30 olarak tahmin ettiðim kara çarþaflý kadýnýn yüzündeki ifade bir anda deðiþmiþti! Gözlerindeki aklar daha belirginleþmiþ, kaþlarý alnýna doðru yayýlmýþtý. Ne soracaðýmý tahmin etmeye çalýþýyordu belki de. Bir iki sözcük uzandý kulaklarýma. Az duyulur bir sesle, “Þey kapanmayla ne ilgisi var þimdi Ebu Süfyan’ýn, Muaviye’nin?” dediði anda sert hamleyle giriþ yapacaktým, o kara çarþafla örttüðü beynine. - Sizi duyamadým, ne dediniz? Diye yinelettim sözlerini. Tahmin ettiðim gibi de oldu: “Hafýzým,” diyen kadýnda bilgi eksikliði vardý. O belli ki, çocukluðundan aldýðý -kuru softalarýn þartlý dini eðitimiyle- kurslarda edindiði bilgilerle ancak kiþileri “Cennet ve Cehennem” ile korkutmaya alýþmýþtý. Þu haziran sýcaðýnda beni de kendi karanlýðýna çekmek istiyordu. Bu düþüncelerin eþliðinde ona sabýrlý davranmalýydým. - Bakýn kapanmayla ilgisi var. Adlarýný verdiðim kiþiler putlara tapan Kureyþ halkýnýn yöneticileriydi. Sapkýnlýk içindeydiler. Muaviye putlara tapanlarýn komutanýydý. Müminleri hedef alýp zulmeden, zalim biriydi. Ahzap Suresindeki ayetin açýklamasýndan da anlaþýlýyor ki Ýslam dininin elçisi Peygamberimizin ailesi ve ona inananlarýnýn canlarý tehlikedeydi. Belki de çarþaf o insanlarý gizleyecek, kötü sonuçlardan korunmasý için indirilmiþti. Kýz çocuklarýný diri diri gömen bir zihniyetten baþka nasýl korunabilirdiler? Siyah çarþaflý kadýn yüksek sesle itiraz etti: - O düþünceyi geçin. Eskilerde kaldý. Biz þimdiye bakalým. Sabýr gösterip kapanalým. Mümin kadýn, helalinin dýþýnda baþka bir erkeðin dikkatini çekmemeli, kendini þehvetle teþhir etmemelidir. Aksi halde cehennem ateþinde yanmayý göze almýþ demektir. Kadýn sesinin tonunu gittikçe yükseltiyordu. Anlaþýlan bindiðimiz otobüsün yolcularýndan kendisine sessiz dinleyici taraftarlarý vardý. Zira bakýþlarý benim dýþýma kaymýþtý. Onu, “Yavaþ konuþur musunuz, sizi duyabiliyorum,” diye uyarmak zorunda kaldým. Kadýn susmadý. Susacak gibi de deðildi. Onun anlayacaðý dilden konuþmak gerekirdi. Ya sabýr, çektim içimden Ve üzerine kafadan giriþ yaptým. - Peki, Kuran’a inanýyor musunuz? Sesini kýstý. Anýnda yapýþtýrdý “ Evet, inanmayan kâfirdir.” diye yanýtý. - Peki, Kuran Allah kelamý mýdýr? - Tabi ki de… - O deðiþtirildi mi? - Hayýr! Allah kelamý asla deðiþmez! - Peki, siz Coco Cola içiyor musunuz? - Hayýr asla! - Neden? - Çünkü o Ýsrail’indir. - Hýmm, çakk! Harikasýn. Beðendim bu duruþunu! Kadýn ister istemez sað elinin ayasýný ona uzattýðým elime uzatýp, þaklattý. Belli ki verdiði yanýttan hoþnuttu. Gözlerinin içi gülüyordu. Ama yine de o gözler ürkek ve tedirgin bir ifade vardý. Bu kez yüzüne bir çocuðun edasý yerleþmiþti. Yumuþamýþtý. Beklediðim tepkiydi. O aný iyi deðerlendirmeliydim. - Madem hafýzým, dediniz. Üstelik on yýldýr bu misyonu üstlenmiþsiniz. Büyük sevap iþliyorsunuz. Size birkaç soru soracaðým. Yanýt verirseniz, simsiyah giyinmenizi anlayacaðým. Önyargýsýz konuþuyorum. Ýnanýn bana lütfen. Yarý ikna olmuþ gibi omuz silkti: - Tamam, sorun… Bu ara bakýþlarýmý yola çevirdim. Beþ on dakikalýk sürem vardý. Ýneceðimiz yere çok yaklaþmýþtýk. Kýsa dakikalarý çok iyi deðerlendirmeliydim. Ne anlatmýþ olsam kadýna hikâye gelecekti. Ýlk sorumu sordum: - Maide Suresinin 51. Ayeti ne der? - … Suskunluðunu anlamazlýktan geldim: - Bilmiyor musunuz? - Biliyorum da kapanmayla ilgisi mi var? Diye düþündüm bir an… - Anlamý nedir? - Siz söyleyin o halde… - Hayýr, sen söyle… - Bakýn Kuran’ý tek bir ayetle tam yorumlayamazsýnýz… - Anladým. Ayeti bilmiyorsunuz. Bilseydiniz benim ne demek istediðimi anlardýnýz. O halde eve gider gitmez o ayet üzerine düþünün. Ne dedi Rabbim? “OKU”. - … - Coco Cola’nýn, Ýsrail’in 51. Ayetle, Kuran’la ne baðlantýsý var? Bana neyi anlatmaya çalýþýyorsunuz, siz? - Hem de çookkk baðlantýsý var. Anlatmaya çalýþtýðým aslýnda din simsarlarýnýn siyasi oyunlarý. Anlatmak istediðim dünya barýþý… - Nasýl yani? - Peki, ikinci sorumu sorayým. Zira az sonra ineceðim. Benden kurtulacaksýnýz. Korkmayýn sizi fazla yormayacaðým. - Yok, caným daha neler. Ben Allah’tan baþka kimseden korkmam! - Tamam, sorum þu: ÝSLAM sözcüðünün Türkçe anlamý nedir? - Selamet. - Hayýr deðil. O Arapça bir sözcüktür. Ben size Türkçe anlamýný sordum. - Ee, bende verdim iþte. Ýslam demek, selamet demektir. Kurtuluþ demektir. Sizde bunu anlayýn. - Hayýr, Ýslam sözcüðünün Türkçe anlamý: BARIÞ demektir. - Eðer ki, sizler ÝÞÝD ve Muaviye, Ebu Sufyanlar gibi Allahuekber, diyerek kafa kesme düþüncesini benimserseniz, dünyaya asla BARIÞ gelmeyecektir. Günümüzde bir çok örneklerini görebiliriz: Örneðin Ýran… Ne halde? Oysa 1930’larýn Ýran’ý son derece çaðdaþ ve aydýn insanlarýn ülkesiydi. Baskýyla yönetilen Ýran halký daha ne kadar sabýr gösterebilir ki? Ýranlý kadýnlar kafalarýný açtýlar. Saçlarýný kazýttýlar. “Bütün iþ saçý örtmekse, iþte saçýmýz yok artýk, zina da yok!” dediler. Biz bir Ýranlý kadýn kadar mantýklý bakamazsak, asýl o zaman yandýk hanýmefendi. Deðiþtirin artýk þu karanlýk düþüncelerinizi. - Ýranlý kadýnlar yanlýþ yapmýþ. - Peki, Pakistanlý kadýn da mý yanlýþ yaptý? - O da kim? - Sizin gibi hafýz bir ilahiyat öðretmeniydi. Demek onun nasýl öldürüldüðünü de bilmiyorsunuz. - Nasýl ölmüþ ki? - Anlatayým o halde: Adý Ferhunde’ydi. O sizin gibi 25 yaþlarýnda bir genç kýzdý. Cami çýkýþýnda muska yazýp, büyü yapan bir mollaya, “Yaptýðýnýz yanlýþ. Günah iþliyorsunuz! Ey ahali, bu adam dinimizi istismar ediyor. Asýl yolunuz Kuran. Kuran’da büyü günah. Týlsým günah…” diye tepki verdiði için ilk taþý kafasýna o molla tarafýndan yedi. Halk arkadan geldi. Yetmedi, benzin döküp yaktýlar. Yetmedi, binanýn çatýsýndan aþaðý attýlar. Yetmedi, ayaklarýyla ezdiler. Yetmedi, arabayla üzerinden geçip o öðretmeni öldürdüler. Þimdi sorarým size; hangi öðreti doðrudur? Kuran’da yazýlý ayetler mi, yoksa o mollanýn, -ticari amaçlý- yazmýþ olduðu muskalar mý? Emine Piþiren 27.06.2016
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |