..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




17 Mart 2020
Mantığını Oluşma 9  
Bayram Kaya
Sistem çevrimlidir. Çevrim geri dönüşlü olmakla sorusu cevabı olan bir kontrolle, referans durumdur. Çevrimi olgu olay olam gibi üç durumla yalınlaştıralım. Çevrim döngüseldir.


:GJI:
Sistem çevrimlidir. Çevrim geri dönüşlü olmakla sorusu cevabı olan bir kontrolle, referans durumdur. Çevrimi olgu olay olam gibi üç durumla yalınlaştıralım. Çevrim döngüseldir.

Üst üste durum olgu olay ve olamla ve daha nicelerle vardır. Süper durum bütün bu durumlarla vardır ve sistem içi çevrimle sürekliliktir. Bu süreklilik nedenledir ki üst üste durumlarla yalınlaşan yalıtılan çevrimlerde; son baş, baş da son olmaktadır.

Bu üç belirleme dışında örneğin olanak, olası tasarım, düşünsellik gibi birçok faz yâda derişim durumlar vardır. Ama yalınlaştırılan sistem üzerindeki çevrim içinde, olamın başlangıca etkisi; üst üste durumlarla belirsizdir.

Olamın sistem çevrimi içinde sonuca etkisi belirlemedir Olgu ve olayla da çöktürülen durumdur. Ölçülen deneysel olan bir olgu ve olayla belirlenmedir.

Bu şuna benzer harcanan enerjinin ya da harcadığımız enerjinin değiştirme değeri üzerinde birçok kullanım değeri olmakla sistem başlangıcına depo enerji olması gibidir. Değiştirme değeri belirsizledir. Kunduraya veya bala yahut ta yağa çöktürülen dönüşümle, belirlenir. Belirlenmenin başlangıca belirsizliği vardır. Belirsizliğin de sonuçta belirlenmesi vardır.




Olam kavramı, olama durum olmanın gereği oluşla tek tüktür. Bu nedenle evrensel malzeme bir tek durumla bir tek türlü belirme olamaz. Seleksiyon da kişide değil türler içinde tek tük olandan ve tek tük olmanın seçilmesindeki genetik aktarımlarla özelliğin korunması yapılır.

Bir önceki çevre koşulu içinde hata, kusur, hatta belki de kimi durumda ölümcül olabilen postlu lük veya postsuz lük kusur gibi yansır. Dünya ölçeğinde kutuplarda kıllı oluş postluğu ile çöllerde, steplerde kılsızlık; yarasa gibi çıplaklık aynı anda baş ve sondurlar.

Kutuplarda kıllı post başlangıç gibi yansırken, kutuplarda yarasa gibi insan gibi çıplaklık son olarak yansır. Ekvatorda çölde çıplaklık başlangıç oluşla yansırken maymun gibi kıllı, postlu olmak son gibi yansır.

Çöldeki postlu durum genelde ölse bile ara sıra, sıra dışı kusur olarak tür içinde çok az bir olam durumla çölde istisna kabilinde postlu bir soy temsilcisine rastlamak ta olasıdır. Altıparmakla olmak ölümcül değilse de bir hata ve kusurdur.

Ne beş parmak ne altıparmak asıl ve esastır. Şu an geçerli olan duruma göre beş parmak asıl ve esas gibi yansır. Oysa altıparmağın icabı hal olduğu ortamlarda da beş parmaklı oluş hata ve kusur olacaktır. Yeni ve eski duruma göre uyumla olunan çevre yeni durumla uyumsuzluk olacaktır.

Soğuk çevrede olam ile kıllı doğum ve kılsız doğum her zaman olamdır. Ama kutuplarda genellikle kılsız doğumlar ayakta kalamaz. Daha ceninken bile elenebilir. Ancak olam nedenle istisnalar kaçınılmazdır.

Bu durum kutupta yaşayan bizlere kılsız doğum yokmuş gibi gelir. Bu kes de ısınan çevrede; soğuk çevreye göre olan kıllı kalın postlu lük uyumunun, sıcak çevrede seçilmesi işe yaramayacaktır. Üstelik te işe yaramaz kalın posta harcanacak enerji de işin başka bir yükü olacaktır.

Isınan çevrede sık ve kalın kıllılık, post olarak işe yaramayacaktır. Soğuk yer ısınmakta. Soğuk yer ısınmakla yüz bin postlu hayat devrediyorsa bir iki tanede az kıllı kılsız yaşamı, olam (istisna) durumla ısınan çevreye aktaracaktır.

Bu kes ısınan çevreye istisna kabilinde aktarılan bu tarz tek tük olan kılsızlar ısınan çevrede, ayakta kalacaktır. Artık kıllı doğumlar sıcakta yaşayamaz oluşla tek tüktürler. Artık ısınan çevrede kalın derili kalın ve sık kıllı, postlu olan doğumlar ısınan çevrede hatadır, kusurdurlar.

Bu hatalar bu kusurlar her zaman olası olan, bu tür olam istisnalar; kıyamet alameti sayılan bilmezi düşünceye içinde bu müstesnalar bozuk anlayışlı düşüncelere temel olmaktadırlar.

Korona salgınını kime sorarsanınız; dinsizlik, imansızlık ahlaksızlık nedenle; kendimize gelelim diyen bir cezalandırma söylemli sapıklık ortamda kol gezmektedir. Korona virüs ile manevi âlemde konuşup, "ben yaşadıkça falan yer uğramayacaksın" diyen süper sapıklıklar da işin başka bir cabasıdır.

Korona virüs te bozuk anlayışlar içinde aynen böyledir. Korona virüs ister laboratuvar menşeli politikle olsun; ister yarasadan insana geçen mutasyon sonucu insana musallat olsun. Hayatın özelliği çevreye uyumdur.

Virüs bir hayattır. Çevre parçalı bir etki alanıdır. Virüste ne kadar çok parçalı çevrede yaşama uyum gösterirse virüsün hayatta kalma başarısı o kadar iyi olacaktır.

Yarasa bu virüsün doğal çevresi ise insana bulaşmakla virüs hayatta kalma şansını ve uyumunu artırmaktadır. İnsanı da yararlanabildiği bir çevresi yapmıştır. Bu virüs için başarıdır.

İnsan gibi virüsünde besine ve beslenme enerjisine ihtiyacı vardır. Biz nasıl deveyi yemekle, deve de otu yemekle biz gibi hayatta kalıp; zenginleşen menü ile bizler soy kütüğünü nasıl garanti ediyorsak; virüste kimi hayvandan insana geçmekle menüyü zenginleştirip, kendi tür hayatını garanti ediyordu. Hayat ile olup biten işin gerçeği budur

Bunda şaşacak bir şey yoktu. Ne var ki deve de biz de virüs te ölmek istemeyiz. Bu da özneler dünyasının kendi fantezisidir. Fakat hayat bizim dışımızdaydı. Hayat kuralı böyle koymuştu. Hayat siz ile de deve ile de virüs ile de genel bir süreklilik ile hayatı güvenceye alıyordu. Hayat, ne insanı, ne virüsü, ne de deveyi hayat olarak esas alıyordu.

Değişen bir ortamda beş parmağın yetersiz kaldığı çevrede altıparmakla olmanın uyumu seçiliyorsa bu ortamda tek tük durumla altıparmakla oluşumların var bulunmasındandır. Değilse yeni baştan bir altıparmağa düzenleniş değildir. Böyle bir ortamda kıyamet alameti sayılan altıparmakla oluş, giderek çoğalan, seçilen, karakter olacaktır. Evrim budur.

Türler içinde, olam kapsamında bulunan kimi sıra dışı zıtlıklar yeni çevreye uyum olan seçimlere, denk düşmekle değişme, dönüşme, gelişme, seçilenin çoğalması ile hayatta kalma; işte evrim dediğimiz süreçtir. Çevreye uyum olacak istisnalardan daha fazlası uyumsuzluklar da çevrede bir rast gelmedir.

Değilse uyum ve seçilimler evrimi bilinçle yapılmış, amaç edilmiş, hedefi gözetilmiş durumla ya da bir türden diğer türe dönüşen bir durum değildir. Bunlar sakat anlayışlar olmakla bilgisizliklerdir. Olamla olma; doğanın kendi işleyiş kuralıdır.

Var oluş türlü biçimle üst üste süper pozisyonlu belirme durumla, olam içindeydi. Ama belirli değildi. Belirme çok köklü belirsizle süper durumlardır. Belirli olma bir veya birkaç bağıntı duruma çöktürmedir.

Bir pozisyonun tekrarları; ölçme, kıyaslama çöktürmesi olmakla belirsizlikten belirli hale gelir. İçinde ne işe yaradığı belirsiz ıvır zıvırla dolu olan bir alet edatlar evreni (olgu ve olaylar olaylığı olamlar) düşünün.

Bu düşünme içinde gün gelir ıvır zıvırla olan evrendeki kargaşa pozisyon içindeki bir olay, bir başka olay duruma uyarılan ve uyarılan duruma cuk oturan bir uyumla, ya da bir durumun zıddı durumla vida işlev duruma bağıntı olan çökme durumla bağıntı kılınsın.

Konumuz yivli vida ile yive zıt kalıpla tornavida olsun. Vida ve tornavida zıt ve süper durumlardan sadece iki belirli durum olsun.

Ivır zıvır içindeki yıldız torna vida (süper bir durum), ıvır zıvır içindeki yıldız vida ile (başka bir zıt süper durumla) eşleşen bir uyum ve girişme ortaya koymakla, bu iki bağıntı seçilecektir. Süper durumlardan sadece iki süper durum vida ve tornavida ilişkisine çöktürülmekle belirlenecektir.

Bu seçme ayıklamayla ıvır zıvırlar âlemi gibi durmakta olan süper durumlar içindeki belirme bilincine varamadığımız olmalardır. Zıtlar belirmesiyle de olan süper durumlar, hem her yerde, hem bir yerdedirler. Süper durumla her yerde. Çöktürülen iliş kinlikle bir yerde dairler.

Süper durumlardan olanı çöktürürseniz bir yerde ve belirlidirler. Çöktürme bağıntısıyla düzensizlik te bir nebze düzene girecektir. Yıldız vida olanın belirme, aynı anda zıttı olan tümseği yıldızda, ilişkin ligin tornavidasıydı.

Ya da aynı anda süper durumlarla tümselen yıldız tornavida olanın çukur yivlisi, tornavidanın yıldız vidasıydı. Oyuğunu, eksiğini dolduran parça-dalga ya da parça-oyuk zıtlarının aynı anda olması gibi yıldızın da tornavida durumla belirmesidir. Yeter ki tümselen ile çukur pozisyon, vidanın tornavida ile girişen eylemlerinin tek yer durumlu bağıntı duruma çöktürmesi yapılsın.

Buradaki ıvır zıvır içinde ne keser torna vidaya dönüşüyordu. Ne de torna vida keserdi. Yani evrimle ne maymun insana dönüşüyordu. Ne de insan maymuna dönüşüyordu. İnsan süper pozisyonlu durumlarıyla bizim sınıflamamıza göre maymunlar sınıfındandı.

Boşluk devinmesi olamdır. Olam hiçbir şeyle belirlenmemiş olanı tek tük durumlar içinde zıttı ile çağıran bir belirme ve oluşmalar olanıydı. Olam yer ve zaman bağıntılı çöktürmelerle olguydu, olaydı. Seçilim ve evrim denen yasaydı.

Değişen soğuk çevre ısınmakla karşı çevreyi zıttı olan sıcak çevreyi çağırır. Soğuk çevrede aktarılanlar içindekilerin tamama yakını soğuk çevre koşullarına uygun olan olay ve girişmelerdir. Yok denecek kadar zıt durum istisnalar sıcak çevrenin uyumlusu olacaklardır.

Eski çevrenin uyumlusu olan (kürk), sıcak çevrenin uyumsuzu kürk olmakla, istisna duruma geriler. Zıt durumların birbirini çağırması onca pozisyonlar içinde seçme ayıklama denen seleksiyonu yapıyordu.

Zıtlık tepki bir durum veya aksi bir durum olmakla harmonidir (uyumdur). Eski çevrenin tepki uyumu veya tepki çağırması olan bir durum, değişen çevre direncinizle ve donanımınızla yeni çevre içinde tam bir uyumsuzluk olmanız nedenle ölümünüzdür.

İnsan istediği için toplumsal değildir. İnsan, biri istediği için de toplumsal değildir. İnsan toplumsal bir varlık ta değildir. Pekiyi de insan neden toplumsaldı? İnsan çevrenin ve hayatın bir ürünüdür.

Hayatta çevredeki sağlamalardan elde edilen enerji yokuş yukarı yapma düzenlerini yalıtıp, çevrilmeyen organizasyonlar sistemiydi. Yaşamı çevrede sağlamak yerine yaşamı üretmek insanın toplumsallığıydı.

İnsan üreten ilişkileri nedeniyle toplumsaldı. Üreten ilişkiler de hayata yaşama denk geliyordu. Toplumsa ilişki, seçme ayıklama ilişkisi olmakla; sosyal insanı toplumsal insan yönünde evrime uğratan bir seçme ayıklamaydı.

Bu seçme ayıklamanın evrimi içinde ya da canlılık içinde toplum; insana dıştan etkili bambaşka bir süreçti.

Zekâ süren hayatlarla ve özellikle de üreten (toplumsal) hayatla, bambaşka bir aşamaya dönüşmüştür. Zekâ insan ile de kolektif akla dönüşmüştür. Toplumsal zekâ kişide olmaz.

Toplumsal zekâ kişiye aktarılır. Aktarılan zekâ kişisi beyin toplacı içinde kolektif eylemli depo enerji kullanımlarıyla aktifleşir. Eksiltme, çıkartma, katma, ekleme süper durumlarla tamamlama yapar. Kişi anlağı şimdiden sonra daima toplumsal zekâ ile beslenmek zorundadır.

Kişi zekâsı toplumsal zekâ değildir. Toplumsal zekâ da kişinin değil toplumundur. Toplum; öznel (insan) ve nesnel sürçle girişen bir üretim ilişkisidir.

Toplumun fail öznesi, insandır. İnsanın referansı nesnel yasalar üzerinde toplumu (sistemi) ve kendisidir. Nesnel yasaları geciktirmek, oluşturmak, engellemek te insanın toplumsal etkinliği olan bilinciyle; teknik teknolojidir.

İnsan toplumsal olmakla amaçlı, hedeflidir. Doğada evrimin ya da evrimsel yasanın işleyişiyle yapacağı işi insan; teknik teknolojilerle tamamlayıp, çevreyi size ya da sizi çevreye uyumlu kılar.

Yani üslü değişken bağıntılar standardı ile var oluyor, üslü değişken bağıntılar standartsızlığı nedenle ölüyordunuz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 4
Ölçü 3
Ölçü 1
Hemcinslerin Tarihi 11
Ölçü 2
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.