Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
Totem dönemle ikinci aşamadaki teoloji, ilahi dönemle üçüncü aşamadaki teoloji, kolektif bir anlayışla teolojiydi. Bu iki dönem içindeki teoloji kolektif eş anlı süreçlerden yansıyan ilinekle eylemleri senkronize ediyordu. Ve bu iki dönemin teolojileri de ilk sel dönem groteski ligi gibi az çok animizmiydi. Tekil groteski anlamalar totem alan içindeki kişi özneli bileşimlerle totemi mana anlamasına dönüştü. İlahi dönem içinde ilahlar kuruluna izafeten kolektif eş anlı süreçler çevriminin sağlasanı ve üreten ilişki biçimlemesinin söyleyeni olan, sosyal elci bir kolektif anlayışa dönüşmüştü. Köleci sistem içindeki kabalcılık, işrakiyun, karmatilik, Babekilik, Hürremilik, Şeyh Bedrettin hareketi vs. kolektif teolojisi depo hafızanın hatırlanıp köleci sisteme göre uyarlanıp dışa vurulmasıydı. Koşulları oluşan kolektif dönüşmenin dördüncü aşaması içinde köleci El teolojisi vardı. Totem alan doğada ortaklaşa sağlama yapılanların paylaşımında kendisine birçok ortak totem eşler tanıyordu. Yine üreten ilişki ve ittifaklar ortak süreçlerle başladı. Ve üreten ilişki ile ittifaklar da kendisine üreten ortaklar tanıyan süreçti. Üreten hafızanın başlangıcı doğada ortak sağlama ve ortak üreten, üretileni ortak paylaştıran ortaklaşmasına karşı üretim hareketi kendisine ilahi ortaklar tanıyan süreçle, üreten başlangıç; doğada sağlama ve üretim ile üretileni paylaşmada kendisine ortakları olan kolektif hafızaydı. Köleci teoloji; kendisine kolektif kaynakların ortaklığını tanıyan; doğada sağlama yapmanın ortaklığını tanıyan ve üretme işinin ortaklığı ile üretileni paylaşma yapan kolektif ortaklığa karşı çıktı. Köleci teoloji kişi benci hırsın tepkisiyle ortak tanımazlığı ve özelleştirmeyi ortaya koydu. Kolektif alanı özelleştirecek olan bu anlayışa göre "özel mülk kimine takdir ile verilendi. Kimine de takdir ile verilmeyen; ancak rızkı verilmeyenlerin sabır ve tevekkül sınavı olan bir alın yazısıydı (fataliteydi). Görüldüğü gibi teoloji birbirinden çok farklı dört aşamadan içikindi. Bu aşamaların ilki kişi benci imge olukla başladı. İkinci ve üçüncü aşamada kişi benci groteski ve animizdi anlayışların totem alan içinde eş anlı kolektif bir ruha bürütülen söylem ve çıkarımlar oldu. Bu nedenle teolojik anlayışın faili olan kişiler kolektif alan içinde üreten ilişkiler girişmesiyle giderek insan oldu. İnsan olmanın sosyolojik mana karşılığı her şey insan için olan söylemle, teolojik bir insan oluştu. Groteski temelden ötürü teoloji de kişi biçimli, insan biçimli kolektif anlayış olmaktan kurtulamaz. Zaten groteski animizdi olanlar da totem ve üreten ilahlar da canlı kanlı hayatlardı. Köleci sistemin teolojin El 'i groteski animizmi anlamlandıran sıçramalarla teoloji El anlayışı içinde kişi tamahını güden anlayış ve vaatler oldu. El mana anlayışı içindeki teolojik somutluk; mülk sahibi monarşin beylerle ve mülkten yoksun kölelerle uç verdi. El mama anlayışının El 'i olan monarklar canlı kanlı antroformlardı. El istediği kadar görünmez doğaüstü güç olsun, El antroformizmden (insan biçimli, kişi biçimli) olan canlıcılıktan, kolektif geçmişli hafızadan ve kolektif kaynakları özelleştirmecilikten kurtulamayacaktı. El 'e atfen söylenenlerin tümü de insana göre duygu, düşünce ve imgelemlerdi. Teolojiyi oluşan hiç bir aşama bir önceki aşamayla aynı ve eşit değildi. Teoloji tamamlanmış bir formel değildi. Parça süreçler belirlisi içinde hayatımıza göre yaşanmış ve yaşanacaklardan kaynaklı geçmiş, şimdi ve gelecek dediğimiz parça süreçlerle bireyden kolektif oluşa doğru tamamlanacak olan anlayıştı. Önce birey eylemi vardı. Doğada da birey eylemlerinden önce bileşim eylemleri vardı. Birey de bir bilişimdi. Ve birey eylemi çevrenin bileşim etkilerine maruz kalana indüksiyonla bir eylemdi. Her aşama bir önceki aşamanın baskılanmış veya ortaya salınmış üssel durumları içkini olan bir gelişme ve farklılıktı. Şimdi kurban seremonili teolojik anlayışı ilksel dönem şartlarına göre ele alalım. Totem dönem öncesi ilk sel dönem içinde eğer bir kurban seremonisi tasavvur edilirse, bu tasavvur belki de ve ancak av ve meyve bolluğu olan dönemler içinde bu bolluğa bağlı tutumla bolluğun kurban sunusuna dönüşeceği düşünülebilir! Fakat böyle bir seremoni de sürekli olamazdı. Oysa kurban sunusu sürekliydi. İlk sel dönemin kurban sunusu olacak teolojik yorumlaması iki temele oturtulabilir. Bu temellerden birisi kişinin olgu, olay ve düşüncelerini kendisinden çevreye doğru başlatma grotesk isiydi. Bu groteski oluşa göre doğa da kişi gibi canlıydı (animizm). Kişi kendi kaygılarını kendi heyecan, korku ve sevinçlerini çeşitli sağlamalarla bastırıyordu. Öyleyse kendisi gibi canlı olan doğanın öfkesi de bu türden analojiyle ve bu türden sunu yapan sağlamalar içinde hareketle kurban sunularıyla doğanın hırçınlığı dindirilebilirdi. Demek ki ilk sel dönem içinde kişi kendi duyuşunu doğaya eşletirse; kendi duyularını dindiren yaklaşımın benzerini kendi gibi canlı saydığı doğaya da uygulayacaktı. Böylece bir kurban sunu ritüelleri doğabilirdi. İlk sel dönemin kişisi sosyal birliğin gücünden yoksundu. Kişi gelip geçici bir doğumun yavru bakımı olan sosyal birlikteliği ile sürü yaklaşımı içindeydi. En sık tekrarlanan sosyoloji böyleydi. Sürü davranışı pek pek kurban ritüeli içermez. Kişisi bazda kurban sunulu teolojik yorumun oluşma temelinin ikincisi de kişinin çevresinde sunu yapacağı yiyeceklerin bol olmasıyla kurban teolojini sunu olası olabilirdi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |