Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Nebimiz Muhammed'in çok eşli evlilikler yapabilmek için Kuran'ı yazdığı iddiası, oldukça yaygın bir savdır. Ancak bu iddianın doğruluğu, hem İslam öncesi toplumun yapısı hem de Kuran'daki ayetler ile çelişmektedir. İslam öncesi Arabistan'da, bir erkeğin çok eşli evlilik yapması yaygın bir uygulamaydı. Bu bağlamda, Nebimiz Muhammed'in çok eşli evlenmeye yönelik bir çaba harcamasına gerek yoktu. Aksine, Kuran’da evlilikler için bazı sınırlar getirilmiştir. Ahzab Suresi 52. ayetinde, "Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz…" (Ahzab, 52) denilmektedir. Bu ayet, Nebimiz Muhammed’in evliliklerine sınırlama getirmesi gerektiğini belirten bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Zaten çok eşli evlilik hakkına sahip olan bir kişinin, böyle bir düzenlemeyi kendi lehine yazması mantıklı değildir. Aksine, Nebimiz Muhammed’in bu ayetle, çok eşliliği sınırlandırarak toplumsal denetimi sağladığı görülmektedir. Bir diğer iddia ise Nebimiz Muhammed'in zenginlik elde etmek için ganimetlerle ilgili ayetler yazdığı yönündedir. Bu iddia, Kuran'ın temel öğretilerine ve Nebimiz Muhammed’in yaşam biçimine aykırıdır. Bakara Suresi 219. ayetinde, "İhtiyaçtan arta kalan tüm malınızı infak edin" (Bakara, 219) buyrulmaktadır. Ayrıca, Kuran'da mal biriktirmenin yasaklandığı ve infak etmenin, zekat ve sadaka vermenin vurgulandığı birçok ayet bulunmaktadır. Eğer Nebimiz Muhammed, kişisel çıkarları için zengin olmak isteseydi, bu tür infak ve zekat gibi müesseseleri emretmezdi. Ayrıca, Kuran'daki ganimet ayetlerinde de, ganimetin Allah’a ve Resul’e ait olduğu, dolayısıyla bu malın halk arasında eşit bir şekilde dağıtılması gerektiği vurgulanmaktadır. Örneğin, Enfal Suresi 41. ayetinde, "Ganimetler Allah ve Resul'üne aittir" denilmektedir. Buradan, Nebimiz Muhammed’in, kişisel çıkar amacıyla ganimet toplamak yerine, bu malların Allah'ın rızası için doğru bir şekilde dağıtılmasını istediği anlaşılmaktadır. Ateistlerin öne sürdüğü bir başka iddia ise, Nebimiz Muhammed’in güç ve iktidar elde etmek için savaş ayetlerini yazdığıdır. Ancak bu iddia da Kuran’ın genel mesajıyla çelişmektedir. Nebimiz Muhammed, İslam’ı tebliğ etmeye başladığında, müşrikler tarafından yoğun bir şekilde reddedildi ve çeşitli baskılara maruz kaldı. Bu sebeple, Kuran’da savaşla ilgili ayetler, sadece savunma amaçlıdır. Hac Suresi 39. ayetinde, "Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılmasına izin verilmiştir" (Hac, 39) denilmektedir. Burada, müminlere sadece kendilerine yönelik saldırılara karşı savunma hakkı tanınmıştır. Ayrıca, Tevbe Suresi 5. ayette, "Eğer onlar eman dilerlerse, eman verin ve güven içinde gitmelerini sağlayın" (Tevbe, 5) denilerek, barışçıl bir yaklaşım da benimsenmiştir. Bu, Nebimiz Muhammed’in, savaş için değil, savunma ve barış için mücadele ettiğini ortaya koymaktadır. Bir başka yaygın iddia kölelik iddiasıdır. Ancak Nebimiz Muhammed Kuran’ı kendi çıkarları için yazmış olsaydı, köleliği kaldırmak gibi bir adım atmayacaktı. İslam, köleliğe karşı bir duruş sergileyerek, kölelerin özgürleşmesini teşvik etmiştir. Kuran, köleliğin kökenini reddetmez, ancak kölelerin azad edilmesi için çeşitli yollar sunar. Bakara Suresi 177. ayetinde, "Yoksullara, yolculara ve kölelere vermek" buyrulmuştur. Ayrıca, kölelerin serbest bırakılması için ödeme yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Eğer Nebimiz Muhammed, kendi iktidarını pekiştirmek için Kuran'ı yazmış olsaydı, köleliğin devam etmesine zemin hazırlayacak bir yaklaşım benimsemesi beklenirdi. Ancak o, kölelerin özgürleşmesini sağlayacak düzenlemeler getirmiştir. Son olarak, bazıları Nebimiz Muhammed’in, evine gelenlerden rahatsız olduğu için "Nebinin evlerine girmeyin" gibi bir ayet yazdığını öne sürmektedir. Ancak bu iddia, İslam'ın nezaket anlayışıyla çelişmektedir. Ahzab Suresi 53. ayetinde, "Ey iman edenler, Nebinin evlerine girmeyin, çağrıldığınızda girin, yemeği yedikten sonra dağılın…" (Ahzab, 53) denilmektedir. Bu ayet, aslında Nebimiz Muhammed'in kişisel hayatına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Buradaki amaç, hem Nebimiz Muhammed'in rahatını sağlamak hem de toplumsal ahlakı korumaktır. Nebimiz Muhammed, evine gelen ziyaretçilere karşı nezaketli bir tutum sergilemiş, ancak aynı zamanda bu durumun toplumsal bir düzen gerektirdiğini belirtmiştir. Nebimiz Muhammed'in Kuran'ı kendi çıkarları doğrultusunda yazdığı iddiaları, hem Kuran’ın mesajıyla hem de Nebimiz Muhammed'in yaşam tarzıyla örtüşmemektedir. Kuran, İslam'ın temel öğretilerini açıkça ortaya koyan bir ilahi kitaptır ve Nebimiz Muhammed, sadece bu mesajı insanlara ileten bir elçidir. Ateistlerin veya deistlerin ortaya koyduğu iddialar, İslam'ı özünden saptırmalarının ve dini yanlış anlamalarını yansıtmaktadır. Kuran’daki her ayet, doğru bir şekilde anlaşıldığında, Nebimiz Muhammed’in Kuran’ı kendisi için yazmadığı ve Kuran’ın ilahi bir kaynak olduğu gerçeği net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |