Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yazı; insanların iyi kötü bütün duygularını anlatmak amacı ile kullanmakta olduğu kalemle kağıdın bir araya gelerek oluşturduğu, kaybolması imkansız denilen bir yöntemdir. Yazı olmasaydı; okumuş olduğumuz kitapla,r şiirler, şarkılar, kalplerimizde yer alan duygularımız hiçbir şekilde ortaya çıkmayacaktı. Üzerinde yer bulduğumuz dünyada yazının insan hayatında birinci sırayı alan iletişim yöntemi olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Unuttuğumuz gün hayatımızdan büyük bir parçanın koptuğu gün olacak, geri dönülmesi imkansız bir yola girmemiz halinde değişmez dediğimiz dünyamızda olumsuz değişiklikler yer bulacaktır. Bunların meydan bulmaması için yazının sabahımızın, akşamımızın sönmeyen bir ışığı olduğu bilinci ile hareket edilmelidir. Sözlü bilgilerin belli bir müddet sonra kulaktan dolma bir hal alarak değişip aslından uzaklaştığını hepimiz biliyoruz; fakat yazının öyle bir riski yok, bunu neye dayanarak söylediğimi soracak olursanız söz uçar, yazı kalır cümlesini her daim pusula olarak kullanmışımdır. Elbette yazının da değiştirilerek aslından uzaklaştırıldığını biliyoruz; lakin yazılan kitap yahut bir ansiklopedinin aslının hiçbir zaman kaybolmadığının da bilincinde olmamız lazım gelmektedir. Bunu da üstadım, kaderdaşım, değerli düşünür Cemil Meriçin yazılarına dayanarak siz değerli okurlarımla paylaşıyorum. Ben aklıma gelen her şeyi not alırım; çünkü yüreğimden dökülenleri anlatmak istediğim her şey o manalı kelimelerde gizlidir. Bir kimse duygularını paylaşmak için zihninde bir ömür saklayabileceğini düşünürse hayatında en büyük yanlışlardan bir tanesinin içine düşer ve kaybolur gider. Buna en büyük sebep olarak alzaymır hastalığını göstermek mümkündür. Bu hastalık; insanın aklından her ne varsa silip süpürür, yaşamakta olduğu ömrünü nerede ise boş bir karton kutu haline getirir. O yüzden diyorum ki hayatınızda sizi etkilediğini düşündüğünüz anılarınızı yazın ve hayatınıza mana veren güzelliklerin ışığınız olmasında yazı en büyük etken olsun. Gün gelir sizin hatıralarınız yolunu kaybettiğini düşünen küçük bir çocuğun yolunu bulmasının da sebebi olur. Aklınıza gelen önemli olduğuna inandığınız cümleleri not alarak size pusula olmasına engel olursanız etrafınızda sizlerin bilgi birikiminden yararlanmak isteyenleri de tecrübelerinizden mahrum bırakmış olursunuz. Bilinmelidir ki yazının ne kadar önemli olduğu anlatılmaz, yaşanır sözünün doğruluğunu anlatan bir gerçektir. Bizler yaşadığımız dünyayı yazılarımızla anlatmaz sadece sözde bırakırsak hem kendimize hem de sonra geleceğini bildiğimiz nesillere en büyük zararı vermiş oluruz. Üsdadım, kaderdaşım, kıymetli yazarımız Cemil Meriç de yazının ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu bizlere kazandırmış olduğu kitapları ile anlatmaktadır. Yazık ki insanların okumayı da yazmayı da önemsemediği ucu bucağı görünmeyen büyük bir boşluğun içerisinde oradan oraya savruluyoruz. Düşünmüyoruz ki okumak ve yazmak hayatımızın vazgeçilmemesi icap eden iki büyük kavramıdır ,bahsedilen bu ikili insanoğlunun hayatının en önemli yerine koysun dediğimiz bilgi kaynaklarının kapılarını açan anahtarlarıdır. Eğer hayatımızın değerlerini elinde tuttuğunu düşündüğümüz yazıya istenenin üzerinde kıymet vermez, yok olmasının önüne geçmezsek kayıplarımız kazancımızdan büyük olacaktır. O yüzden diyorum ki her zaman bizim biz olmamızda rolü büyük olan yazıya sahip çıkalım, kalemi kağıttan ayırmayalım; yoksa cehalet denizinde rotasız bir gemi misali yolumuzu bulmamız kolay olmayacaktır. Yazının önemini çevremizde yer bulan şahıslara anlatmazsak kendimizde bir arpa boyu yol almamız zorlaşır, boşa kürek çektiğimiz gerçeği de yüzümüze her zaman bir tokat gibi vurulur. Onun için her zaman yazalım, kıymetli bilgileri bizlerden sonra gelen nesillere aktarılmasını sağlayalım, bizler yazıya gereken kıymeti vermezsek küçüklerimizden de aynı duyguya sahip olmalarını beklememiz bencillikten başka bir şey olmaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © HUSEYİNABAD, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |