Bilgi, insanların okudukları ve araştırdıkları kaynakların meydana getirmiş olduğu birikimden ibarettir.
İnsanoğlu, kendisi için yarar sağlayacağını bildiği kaynaklara sahip çıkmayıp yok edilmesine göz yumarsa rotasını kaybetmiş bir gemi kaptanından farkı kalmayacaktır.
Fırtınalı denizlere yelken açmaktan vazgeçmediği süre içerisinde telafisi olmayan kayıpları yaşayacağını bilmesi gerekmektedir.
Boş, mantıksız fikirlere kafasında yer vermez, kendisine bahşedilen bilgi birikimine sahip çıkması halinde nefes aldığı dünyayı dipsiz bir kuyuya dönüşmekten kurtaracaktır.
Bilgisizlik ve bilinçsizlik insanoğlunu cehalet rüzgarının artan rüzgarında bir oraya bir buraya savrulmaya mahkum ederek bir nevi kendisi olmayı unutturacak, dönüşü olmayan bir yola girmesinin nedeni olacaktır.
Üzerinde nefes almakta olduğumuz kainat, her telden çalan bir topluluğu barındırmaktadır.
Biliyoruz ki yaşadığımız bu dünya çözülmeyi bekleyen, çok bilinmeyenli bir denklemi oluşturmaktadır.
Bahsetmekte olduğum bu denklemin çözümünün de asılsız bilgilerle değil de gerçeklerin yer aldığı kaybolmaması icap eden doğruluğundan bir an bile şüphe edilmemesi lazım gelen kaynakların içerisinde yer almaktadır.
Siz değerli okurlarıma anlatmak istediğim denklemin çözümü ile insanlığa faydalı olacağımız bilinci ile çıkılan yolun tamamlanması, boşlukların doldurulacağını bildirmektedir.
Kaleme almakta olduğum bu makalemde bilginin öneminden bahsetmenin gayretini gösterdim.
Bilinmesini istediğim yararlı kaynakların korunmasında gerçek bilgiye kıymet verenlerin rolü büyük bir öneme sahiptir yalnız yapılan araştırmalar ve okunmakta olan yazılardan oluşan birikimlerde yer bulan bilgilerde belli oranda yanlışlıklarla karşılaşmak mümkündür.
Görmüş olduğumuz yanlışlıkları bir kenara not ederek asıllarını bularak hakkında çalışmakta olduğumuz konu ile alakalı bilgilerin asıllarına ulaşmak için durmaksızın yolumuza devam etmekten kaçınılmamalıdır.
Bilinmelidir ki; insan hayatında cehaletin karanlığını sonlandıran en önemli etkenlerin başında doğru kaynaklardan edinilen bilgi gelmektedir.
Hayatımızı yönlendirme amacı ile yapmış olduğumuz araştırmaların hepsini doğru olarak kabul edersek yaşamakta olduğumuz hayatı çözümsüz süreçler silsilesi üzerine kurmuş oluruz.
Diyorum ki bir kimse dünyasını aydınlattığını bilerek güneşin önüne gölge olmakta ısrar ederse karanlıklarda kaybolacağını aklından çıkarmamalıdır.
Samimiyeti elden bıraktığımız takdirde beyinlerin bir saman çuvalı halini alacağı bilinci ile hareket etmemiz icap etmektedir.
Bilgilerimizi kendimizden sonraki nesillerle doğru bir şekilde paylaşmadığımız müddetçe onlara faydalı aktarımlarda bulunamayacağımız aşikar.
Kulaktan dolma, asılsız şeylerle insanların zihinlerinin bulandırılmasına müsaade edilmemelidir.
Bizler beyinlerde boşlukların yer etmesine sebep olacak, mantıksız fikirlerin yayılmasının önüne geçmemeye devam edersek insanlık büyük bir zihinsel çürümeye mahkum kalacaktır.
Bahsetmekte olduğum bu olayın başrolünde de yazık ki yine sosyal medyanın olduğu, göz ardı edilmemesi lazım gelen önemli bir gerçektir.
Kullanılması amaçlanan gerçek bilgiler zihinlerimize bir tohum misali ekili,r sonra hayatlarımızla bir bütün halini alır.
İnterneti, teknolojiyi gerektiği gibi kullanmazsak zihinlerde meydana gelen çürümenin önüne geçmenin yolunu bulmak mümkün görünmüyor.
İnsanlar saman alevi misali anlık parlayıp sönen bilgilerden uzak tutulmalıdır.
Bizler teknolojinin azizliğinin önüne geçmeye teşebbüs etmezsek, hayatımız açısından büyük önem arz eden asli bilgilerin yayılmasında bir arpa boyu yol alamayız.
Değerli okurlarım, hayatımıza ışık olduğu bilinci ile bu makalemi satırlara döktüm ve etrafımda yer alan insanlara faydalı şeyler anlatma gayreti içerisine girdim.
Diyorum ki insan edinmiş olduğu kaynaklar sayesinde elinde bulundurduğu yaşamını etkileyeceğini düşünerek yapmış olduğu gerçek bir bilgi birikimi ile rotasını yine kendisi çizer.
Her daim çizdiği haritanın kendisinden başka kimselere de faydalı olması fikrine kafasında yer vermesi lazım gelmektedir.
Eğer bu mantıkla hareket etmez, elindekileri sadece kendisi için kullanmayı düşünürse bencilliğin içerisinde yok olup gideceği göz önünde bir gerçektir.
Boğulmadan yüzmek için girdiğimiz akıntıda boşa kürek çekmek istemiyorsak şişirilmiş kaynakların, aslı olmayan bilgilerini hayatımızdan çıkarmamız icap etmektedir.
Mantıktan uzak kimselerin kafa yapıları ile hareket etmeyi tercih ettiğimiz anda yükte hafif pahada ağır olduğunu bildiğimiz kayıplara uğrayacağımız bilinci ile yola devam edilmelidir.
İnsanların cehaletle olan savaşını kazanabilmeleri için beyin egzersizlerinden vazgeçmemek, hayatlarına yön veren bir pusula olacaktır.
İçerisinde yaşamakta olduğumuz dünyanın aydınlatılmasında payının büyük olacağına inandığımız kaynaklarımızı doğru zamanda, yerinde kullanmanın fırsatını yaratmadığımız takdirde bizim insanlığa hiçbir faydamızın olmayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Son olarak şunu söyleyerek yazımı sonlandırıyorum, amaçsız yürümekte olduğumuz yol, elimizde bir pusula olmaksızın son bulmaz.
Anlatmak istediğim elimizdeki bilgi birikimine sahip çıkılmalı, bilinçsiz kimselerin etrafımızda yer etmesine hiçbir şekilde müsaade edilmemelidir.