Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Ertesi günü Milliyet gazetesi Show Tv deki bilgi yarışmasındaki rezaleti dile getirerek doğrusunun dört olduğunu yazıyordu. Bir daha bu programı izlememe kararı aldığımdan bu genç arkadaşımız dört milyarlık çeki aldı mı, almadı mı bilmiyorum. Peki bu durumun adını ne koyacağız? Kültür erozyonu mu? Ama olmayan kültürün erozyonu olmaz ki. Ekonomik nedenler, okuma alışkanlığı eksikliği ve daha bir çok nedenlerle disko ve kahvehane kültürüne yenik düşmüşüz. Çocuk okutan ailelerin evlerinde yüzde kaçında yeteri kadar ansiklopedi var? Yine Show Tv de Ateş hattında adlı programı izliyorum. Programda hani şu seçimlerde yüzde bir veya daha az oy alan tabela partisi Liberal Parti var ya, onun genel başkanı Besim Tibük’te var. Besim Tibük, 27 mayıs 1960 yılındaki darbeyi aklınca kınıyor. İhtilal için o seçilmişlere ve halka yapılmış bir darbeydi diyor. Başta İşçi Partisinin genel başkanı Doğu Perinçek olmak üzere izleyiciler bu sözlere büyük tepki gösteriyor. Sayın Besim Tibük, yaşı itibariyle 27 mayıs darbesinin niçin yapıldığını çok iyi bilmesi gerekir. Bilmezlikten gelerek Yüce Divanda yargılananların masum ve mağdur olduklarını savunmaya çalışıyor. Demokrat Parti yöneticilerinin ülkeyi nasıl bir badirenin içine sürüklediğinden bilgisi yokmuş gibi davranıyor. Vatan Cephesine iltihaklar adıyla başlatılan kampanyayla ülke insanları, ülke bütünlüğünü tehlikeye düşürecek şekilde kamplara ayrılmışlardı. CHP liler komünist, Demokrat Partililer ise vatan severdi. Köylerde, bucaklarda, hatta ilçelerde bile CHP liler ile Demokratların kahvehaneleri ayrılmıştı. Aynı kahvehaneyi paylaşmayı bile hazmedemiyorlardı. Devlet radyolarının yayın süresince Vatan Cephesine iltihak edenlerin listesini ilan etmekten başka işlevi kalmamıştı. Vatan Cephesine iltihak edenlerin listesini alt alta eklediğinizde elde edilen sayı dünya nüfusunu birkaç kez katlıyordu. Resmi veya yarı resmi bir işe girmek isteyenlerden ehliyet değil, Demokrat Parti İlçe Başkanlarından referans isteniliyordu. Açıkçası, bir işe girmek için mutlaka Vatan Cephesine girmek gerekiyordu. Başbakan hezeyanlar içerisindeydi. Yokluklar, kuyruklar başbakanı çileden çıkarıyordu. Halk dilindeki Milli Kurutma Kanunu olan Milli Korunma Kanunu bile kuyrukları kaldıramamış ve ardarda gelen zamları durduramamıştı. Halkın dilinden düşürmediği en popüler şarkı oy fasulyem yedi buçuk lira / hem kaynasın, hem oynasın olmuştu. Çiftçi sabanının aşınmış burnunu yenileyecek demiri bile bulamıyordu. Toplu iğne bile yokların listesindeydi. Şeker bulamayan tatlıcılar durumu pekmezle idare etmeye çalışıyorlardı. Varlık içerisinde yüzmesi gereken bu koca ülke yokluklar içinde kıvranıyordu. Ulusal kahramanımız Milli Şef İsmet İnönü kimi yerde taşlanmış kimi yerde öldürülmek istenmişti. Üniversiteler karışmıştı. Olayların büyüyerek ardı arkası kesilmiyordu. Ülke bir iç savaşa hızla sürükleniyordu. Ordunun rahatsızlığını dile getirenlere Başbakan, Beni kızdırmasınlar. Tüm subayları emekli eder orduyu astsubaylara teslim ederim. Orduyu astsubaylarla yönetirim demişti. İktidarın ayağının altından bir sabun kalıbı gibi kaydığının farkındaydı. İstifa edip bu kötü gidişi durdurmak istediğinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “dere geçerken at değiştirilmez” diyerek istifasını reddetmişti. Amerika ile yapılmak istenilen bir ikili anlaşma hazırlığı ordunun sabrını taşırmış, anlaşmanın meclisten geçmesine fırsat vermeden darbeyi yapmıştı. Sayın Besim Tibük’e bunları sormak gerekir. Siz bu olanları nasıl bilmiyorsunuz? Bilmez görünerek küçücük partinizin büyüyeceğini mi zannediyorsunuz? Eskiyi kaşımakla elinize ne geçeceğini zannediyorsunuz? General Mustafa Muğlalı’yı bile mahkemelerde süründüren Demokrat Parti iktidarı değil miydi? Neydi suçu bu yüce insanın? Ülkeyi bölmek isteyenler için verdiği idam kararları mı? Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini öğrenmeliyiz. Ucuz kahramanlıklarla bu küçük partiler büyüyemez. Sayın Besim Tibük’e partisini büyütmek için bir öneride bulunayım. Doğal olarak bu bizim aslan Sosyal Demokratlar için de geçerli. Önce oturduğunuz sandalyenin soğumasından korkmayacaksınız. Kıçınızı o rahat koltuktan kaldırıp yollara düşeceksiniz. Kasım Gülek örneği. Köy mezra demeyip gezeceksiniz. Sakın bunca televizyon halkı harıl harıl aydınlatırken bizim oralarda ne işimiz var demeyin. Halk dizi seyrediyor dizi. Haberleri değil. Ve o halk politikacıların yalanlarına olabildiğince doymuş. Oy verdiği kişilerin kendilerini seçimden çeçime anımsamalarından tiksinmiş. Oy verdiği kişilerle yüz yüze bire bir konuşmak, tanışmak istiyor. Değerli koltuklarınızın soğumasından korkmuyorsanız buyurun yollara. Korkmayın yollar sizlerin yürümesiyle veya mersedeslerinizin dönen tekerlekleri ile aşınmaz. İşsizlik ve yokluk ülke insanlarının canına tak etmiş. Eskinin kaşınmasını değil, bu kötü gidişe umar aranmasını istiyor. ANAP lideri Mesut Yılmaz açıklıyor. Bu günkü duruma göre önümüzdeki seçimde parlamentodaki tüm partilerin hiç biri barajı aşamaz diyor. İşte sizlere büyümenizi sağlayacak ve parlamento kapısını açacak bir açıklama. Özcan Nevres 06 Ekim 2001 Cumartesi Silivri
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |