Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Geçenlerde tanıştığım 80 yaşında bir delikanlı beni nostaljik bir denize götürdü. Adı Tahir Baykal. Delikanlı diyorum çünkü o da ruhuyla bedeni arasında fark olanlardan. Onu ilk gördüğümde kulağında kulaklıklar hardrock müzik yapan bir grubu dinliyor ve ayağıyla tempo tutuyordu.. Uzun uzun sohbet ettik müzik üzerine. Aslında bir jazz tutkunu. Blues, flamenco ve hard rock dinlermiş ama favorisi jazz müziği. 80 yaşındaki bu müzik tutkunu delikanlı bana bir kaset hediye etti. 40 sene once doldurmuş bu kaseti. İçinde türkçe pop parçaları var. Ama parçaları okuyanlar yabancı. Türkiyeyi ziyaret eden o zamanın ünlü şarkıcıları, günün sevilen melodilerini türkçe söylemişler. Tükçeleri son derece sevimli. Hani yabancılar Türkçeyi nasıl konuşur, kelimeleri nasıl değiştirir işte öyle söylemişler. Şimdi kaseti koydum müzik setime bir taraftan dinleyip bir taraftan yazıyorum. Sesler ve melodiler beni uçuruyor. Yani anlayacağınız nostalji yaşıyorum. Kolumdaki saat gece 23.00 ü gösteriyor. Yani bugünü bitirip yeni bir güne, yeni umutlara ve yeni olaylara gebe bir günü sonlandırmaya az kaldı. Bir saat sonra bu zaman dilimi de anıların arasına karışıp gidecek. Zaten yaşam dediğimiz şey de anı bırakmak, sağa sola anılar saçmak değil mi.? Peki ne oluyor bu anılar.? Fazla önemi olmayanlar unutulup gidiyor. Bazı anılar, her hatırladığımızda bizi geçmişin keyifli dakikalarına götürürken, bazıları canımızı acıtıyor. Kaç yaşında olursanız olun, geçmişte bıraktığınız pek çok anınız var. Kiminin çok, kiminin az. Tahir Baykal’ın verdiği kaset bana nostaljinin hayatımızdaki önemini hatırlattı. Kim olursanız olun geçmişe saçtığınız anılarınız vardır. Birgün biryerlerde aklınıza geliveren, gelip de kah gülümsemenize yol açan, kah burnunuzu sızlatan anılarınız vardır. Anneanneler, dedeler, çocukluk anıları, gençlik anıları, askerlik anıları, seyahat anıları neler neler… Duyduğunuz bir melodi alır sizi ilk aşkınıza götürür. Bir gün biryerlerde bir koku duyarsınız; ninenizin pişirdiği börekler gelir aklınıza. Hele hele eski bir arkadaşınıza rastlayıverin, hemen geçmiş günlere döner, yaptığınız yaramazlıkları, okuldan nasıl kaçtığınızı, bahçelerden çaldığınınz meyvaları, kantin sohbetlerini hatırlar, bir anda geçmişte yaşarsınız o birkaç dakikalık sohbette. Geçmişte yaşanmış anıları hatırlamakla, sürekli geçmişte yaşamak arasında fark vardır. Bu hoş değil. Sürekli geçmişte yaşamak… Bir yerde okumuştum buna, albümlerde yaşamak deniyormuş. Çok da doğru… Bu günden mutlu olmayanları sığındığı bir limandır bazen geçmiş anılar. Ben geçmişin güzel anılarına gitmeyi, yüzümde gülümseme, ağzımda tat bırakan anılara gitmeyi seviyorum. Anılar deyince, artık görmediğimiz, yollarımızın bir şekilde ayrıldığı dostlar arkadaşlar gelir aklıma. Yaşamın bir diliminde; bu, okul çağı olabilir, bir gençlik kampı,bir yaz tatili veya ailemizin görev dolayısıyla bulunduğu şehirde sımsıkı sımsıcak arkadaşlar ediniriz. Yaşamda iz bırakacak anılar yaşarız birlikte. Sonra yollar ayrılır, Okul biter, Askerlik biter veya o şehir terkedilir. İstemeye istemeye ayrılır yollar. Şansınız varsa birgün biryerde karşılaşır çok mutlu olursunuz. Ya da bir daha hiç görmediğiniz ama hep taşıdığınız bir sevgi olarak kalır yüreğinizde. Artık görüşemeseniz de değerlidir eski dostlar. Unutulmaz.. Bizi anılara taşıyan çok önemli bir şey de kokulardır. Bir çiçek kokusu alır sizi taaa çocukluğunuza, çocukken oynadığınız bahçelere, çocukluk arkadaşlarınıza, ya da artık hayatta olmayan büyüklerinizin anılarına götürür. Bir kokuyla, hayatta olmayanları da olup da göremediklerinizi de özlersiniz. Kokular, sesler veya bir anlık bir görüntü alır beni yıllar öncesine götürür. Anneannem gelir gözümün önüne. Seccadesinde namaz kılarken sırtına atlayıp, onunla yatıp kaltığımı, bu yüzden hiç kızmadığını, şefkatini, banyodan sonra saçlarımı tarayışını anımsarım. Lavanta kokulu havluların, bembeyaz çarşafları serinliği vurur yüzüme… Birgün yolda giderken bir parfüm kokusu duyarsınız. Bu koku hoop alır sizi bugün artık görmediğiniz eski bir aşkın kollarına atar. Gözleriniz açık rüya görür gibi, sanki bir film seyreder gibi geçer gözlerinizin önünden tüm anılar. Kaçamak buluşmalar, ilk öpücük, kahkalalarla gülüşmeler, birlikte gidilen sinemalar, pastahaneler… Çok önemlidir kokular, renkler, sesler. Hiç beklemediğiniz bir anda alır sizi eski bayramlara, kalabalık ramazan sofralarına, çocukken yastığınızın altına koyduğunuz rugan ayakkabılarınıza götürür. . Kokular renkler ve sesler sizi artık görmediğiniz eski arkadaşlarınıza, hayatta olmayan yakınlarınıza uçuruverir. Evet. Uçarsınız, Ayaklarınız yerde, gözleriniz açık, bedeniniz burada herkesin gözü önündeyken, ruhunuz eski günlere eski anılara uçuverir. Engel olamazsınız. Burnuma ne zaman sosis kokusu gelse, okul yıllarıma dönerim. Sosisli sandviçin tadı bile gelir ağzıma. Okul arkadaşlarımın bazılarının isimleri bile yoktur aklımda ama yüzleri hiç silinmez gözlerimden. Sınav heyecanları, spor salonundaki çekişmelerimiz, okulu kırmalar,Okul çıkışı, formanın boyunu kısaltmalar… Kantin mis gibi sosisli sandviç kokar. Kulaklarımda şen kahkahalar, Burnumda sandviç kokusu, gözlerimin önünde anılar… Bir kaset alıp beni nerelere götürdü. İ.Fügen Yılmaz Mayıs 2001
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İnci Fügen Yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |