..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Nükhet Everi




21 Haziran 2004
Omega  
Nükhet Everi
Dünya bizden intikam alıyor... Tüm bu olanlara bakarsanız gün gibi aşikâr bu. Gerçi bugüne kadar insanoğlunun yaptıklarına karşılık intikamı bu ise dünyanın, az bile belki. Ama bir de düşünürsek, dünya bir ana; evlatlarının ona verdiği zararı veremez ki o


:AGDF:
Dünya bizden intikam alıyor... Tüm bu olanlara bakarsanız gün gibi aşikâr bu. Gerçi bugüne kadar insanoğlunun yaptıklarına karşılık intikamı bu ise dünyanın, az bile belki. Ama bir de düşünürsek, dünya bir ana; evlatlarının ona verdiği zararı veremez ki o evlatlarına. Bence, bize ders vermeye, bir şeyler anlatmaya çalışıyor, ama biz anlamıyoruz, anlayamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz.

Cumartesi günü evden çıktım. Yaz da bir türlü gelemedi diye düşünüyordum haklı olarak, tarih 18 Haziran olmuş artık. Hava kapalı, Tarabya’dan çıkıp Bebek’e kadar bir gitmem gerekiyordu. Birden kuzey yönünden bir kara bulut kümesi gördüm arkamdan beni takip eden. Kapkaranlık oldu her yer. Peşim sıra gelen yağmuru görebiliyordum. Bebek’te durdum, kuaföre gittim ve yarım saat sonra çıktığımda şakır şakır yağmur altında aynı yolu geri döndüm. Sahil yolu yarım saat önce geçtiğim o yol değildi sanki. Her yer sular altındaydı. Kaldırımlar görünmüyor, arabalar yürüyemiyordu. Kazalar olmuş, yayalar hazırlıksız yakalandıkları yağmurdan korunmak için otobüs duraklarına sığınmışlar, gelip geçen arabalardan ıslanmamak için kaçışıyorlardı.

Yavaş yavaş ilerlerken bir telefon geldi. Ankara’da hortum olmuş. Ne olmuş, ne olmuş? Ne hortumu Allah aşkına? Türkiye coğrafi açıdan hortum felaketleri yaşayacak bir yer değil ki. Ama olmuş işte. İnsanlar ölmüş, ağır yaralananlar olmuş, evler yıkılmış. Pazar günkü gazetelerden birinde bu olması olanaksız felakete tanık olanlar nasıl anlatmışlar olayı: “Dışarı baktığımda şiddetli rüzgarla birlikte köyün dışında toplanan bulut yavaş yavaş aşağı çöküp, hortum haline dönüştü. Döne döne köyün içinden geçti. Sonra göğe yükselip beyazlaştı. Geride yıkık evler, devrilen ağaçlar ve enkaz dolu sokaklar bıraktı.”

Tarabya’ya vardığımda hava günlük güneşlikti. Biraz evvel, yola çıktığımdaki o kapkara havadan eser kalmamıştı. Fırsattan istifade, (aslında yağmur belki yeniden bastırır diye korktuğumdan) hemen bizim oradaki pazara gidip haftalık alışverişimi yaptım. Sebzecim bana sabaha karşı bir yerlerde dolu yağdığından bahsetti.

Geldik mi işte ilk başta dediklerime? Mevsimler değişti. Tamam, bilim adamları da kabul ediyor, dünyanın ekseni değişti, şekli değişti ve eski hızıyla da dönmüyor artık, ama tabiat ana mı desem, kesinlikle canlı olan dünya mı desem, işte o bizden intikam alıyor.

Ama olayları hep kötü tarafından almamak gerekir. Bir de tersinden bakmayı denersek, o zaman belki olayların ardındaki gerçekleri görmek daha da kolaylaşır.

Dünya bir evrim platformu. Bu platformu çiğneye çiğneye yol katetmeye çabalıyor tüm mevcudat, tam bir bilinç bütünlüğüyle olmasa da... Zaman içinde zaman yaşanıyor. Hiçbir bilinç bir diğerinden yüce değildir ve her birimiz bir sistem tarafından yönlendiriliyoruz.

Anadolu’nun önemini hatırlatmak isterim. Tüm zamanların başından alıp bugünlere getirin şu yaşlı dünyanın tarihi hakkında bildiklerimizi ve bazen de bildiğimizi sandığımız tüm bilgileri. Hem Alfa’dır hem de Omega Anadolu her zaman. Yani hem başlangıçtır hem de son. Hem giriştir hem de çıkış. Bakın tarihe, her şeyin başladığı yer olarak göreceksiniz Anadolu’yu. Bir şeyler hep bu topraklarda başlamış, hep buradan çıkıp yol almıştır. Ana Tanrıçalar diyarı Anadolu!

Aynı şeyi Istanbul için de düşünebilirsiniz. Ne de olsa Anadolu toprakları üzerindeki bir dünya kenti Istanbul. İlk dünya imparatorluğunun kurulduğu bu kent bugünlerde önümüzdeki yüzyıla damgasını vuracak bir zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. NATO Zirvesi’ne. Belki de şöyle demek daha doğru olur. “Kuzey Atlantik Konseyi (NAC) ve NATO ve Ortak Ülkeler Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne”.

46 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ve genel kurmay başkanları katılacaklar bu toplantıya. 1999 senesinden bildiğimiz Zirve Vadisi hazır. Normal vatandaşı çok zorlu günler bekliyor. Istanbul’da kıpırdamak bile çok zor olacak. Bush’a ve ABD’ye karşı tepkiler haliyle olacak zirve esnasında da. Bunların hazırlıkları da çoktan başladı.

Gene tersinden bakmayı deneyelim olaylara. Aslında insan hakları, demokrasi, barış içinde bir dünya, tok insanlar herkes gibi benim de hayalim. Ama bırakın gelsin tüm bu devlet ve hükümet başkanları, NATO Genel Sekreteri, üst düzey NATO karargâh görevlileri vs. Bırakın gelsinler bu özel memleketin bu çok özel kentine.

Belki onlar için Omega olacaktır burası.

Zaman içinde zaman yaşanacak ve zaman bize her şeyi gösterecek ve o zaman siz de bu yazıyı tekrar okuyup kendi kendinize bazı sorular soracaksınız.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Açıkhava Akıl Hastanesi
Doğum Günün Kutlu Olsun!
Hoşçakal Ayışığım!
Çarşamba Gecelerimi Çalan Adam (Lar)...
Nedir Sizin İçin 14 Şubat?
'Yeşil Kraliçe' ve 'Mor Kâğıt'
Meyhaneci Oluyorum
Kardan Adam
Troya Sensiz, Türkiye Sensiz... Güle Güle Profesör Korfmann!
Senden Öncesi Yoktu ki...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cunda Adası, Pateriça ve Paşam Cafe - 2
Zaman Amazon Zamanı
Mardin'de Bir Akşamüstü
Asırlık Lezzet 'Konyalı' Artık Başkent'te
Avucumdaki Yürek
Halikarnas Balıkçısı, Murathan Mungan, Turizm Haftası ve Kel
İğde Ağacına Güzelleme Ya da Cunda'nın Kedileri
'Hava Durumu' Deyince...
Gecikmiş Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasıl Yazmak?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleştiri]
Cnn Türk'e Yakışmadı! [Eleştiri]
Güvercinime Güvercin Postası [Eleştiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleştiri]
Bu Gafın Faturasını Kim Ödeyecek? [Eleştiri]
Okuduğunu Anlamak [Eleştiri]
Sen de Kardeşini Seç... [Eleştiri]
İmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleştiri]
Mor Yakup Manastırı (Salhe/barıştepe - Turabdin) [İnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düş' [İnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkırlardır gözleri. . .

Etkilendiği Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.