En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Olaya metodolojik olarak baktýðýmýzda, bilinç ve düþünme nedir gibi sorulara çok daha net cevaplar verirsek, bu cevaplarýn hayvanlarýn incelenmesinde ne gibi ön açýcý sonuçlar doðuracaðýný ortaya koyabiliriz. Farkýndalýk, karmaþýklýk, bizi saran çevre hakkýnda bütünsel bir resime sahip olma ve ona müdahale gücü, yaþamdaki bazý þeyleri önemseme… Ýþte bunlarýn tanýmlanmasý açýklýða kavuþunca hayvanlar üzerinde çok daha net bilgilere sahip olma durumuna gitmiþ oluyoruz. Örneðin, çoðu zaman bilinçsizde olsa, karar vermeyi, daha çok “düþünen” varlýklara ve asýl olarak da kendimize ait bir þey olarak görürüz. Ama aldýðýmýz kararlarýn çoðu aslýnda dýþsal olarak alýnmýþ, bizim onlar hakkýnda pek denetimde bulunamadýðýmýz zamanlarda belirlenmiþtir. Yaþamda yapacaðýmýz birçok edim daha baþýndan “belli” olma sürecine girmiþ, kalýplar oluþmuþ, bunun ötesine taþmaya çalýþan kiþiler ise bir þekilde damgalanmýþtýr. Karar vermenin “seçim”le ilgili yeri bizi çok fazla doyuruyor gibi görünse de, bu seçimin kökenindeki etkileri genellikle gözden kaçýrma eðilimindeyiz. Seçenekler arasýnda bir seçim yapmak özgürlük gibi görünse de, bu seçeneklerden baþka seçenek yaratamamakta tutsaklýktýr. Bu açýdan Shakespeare’in dediði gibi minicik bir ceviz kabuðunda tutsak olup, kendimizi evrenin mutlak hükümdarý olarak ilan ediyoruz. Diðer yandan yaþamýn özünde bu bilinçli ve bilinçsiz seçimler, karar almalar vardýr. Bir farenin bile gideceði doðrultu hakkýnda “karar”larý vardýr. Yemek yemek, türdeþlerle iliþkilere girmek, kendini korumak, hepsi de bir karar alma sürecinden baðýmsýz deðildir. Bu açýdan hayvanlar güdüsel ve belirgin seçimler yapýyor dersek de, bunun pratikte pek de öyle olmadýðýný, bizim anladýðýmýz boyutta olmasa da hayvanlarýn da ilkel bir düþünme biçimlerine sahip olduklarýna dair deneyleri inceleyebiliriz. Çoðu zaman canlý olmak her ne biçimde olursa olsun karar almaktýr. Hayvanlarý çoðu kez “basit” yaratýklar olarak tanýmlarýz. Gerçi bazen onlarýn yaptýðý hareketlere hayran olma gibi deneyimlerde yaþadýðýmýz olur. Kedilerin veya ineklerin evin yolunu bulmasý, köpeklerin sahipleriyle kurduðu candan iliþki, dikkatli bir eðitim verildiðinde buna olumlu cevap veren hayvanlarýn yaptýklarý þeyler… Ama iþ son kerteye gelince onlarý basit yaratýklar görme eðilimindeyizdir. Maymunlar, yarasalar, kuþlar, fareler ve daha birçok hayvan üzerinde yapýlan araþtýrmalar ve deneyler, bizim anladýðýmýz biçimde onlarýn “basit” yaratýklar olmadýðýný gözler önüne seriyor. Bu karmaþýklýk hayvanýn dýþ doðayla kurduðu iliþki çerçevesinde ortaya çýktýðý gibi, asýl olarak türdeþleriyle girdiði toplumsal iliþkilerde ortaya çýkýyor. Kendine yakýn olan türdeþlerini tanýmasý, yiyeceklerini onlarla paylaþmasý, kime güveneceði üzerine tavýrlar koymasý, kendisine yapýlan “iyilikleri” unutmadýðý gibi, kendisinin yaptýðý iyilikleri de unutmamasý ve buna yönelik bir karþýlýk beklemesi (özellikle vampir yarasalar olarak lanse edilen, kanla beslenen yarasalarda bu çok açýk ve net biçimde görülebiliyor) gibi, hemen her topluluk üyesine farklý bir davranýþ biçimi geliþtirmesi “karmaþýklýk” diye tanýmladýðýmýz þeyin bize bu kadar kesin sýnýrlarla ait olmadýðýný gösteriyor. Düþünen bir varlýðýn en önemli göstergelerinden biri de, o canlýnýn çevresi hakkýnda bütünsel bir resime sahip olmasý ve oraya bütün sýnýrlýlýðýna raðmen bir etki yapmaya çalýþmasý diyebiliriz. Etrafýmýzý bilmeden orda yaþamamýz mümkün deðildir. Ve daha önemlisi “bildiðimiz” bu çevreyi deðiþtirme gücüne sahip olmadan, düþündüðümüz saklý bir gerçek olarak ortada öylece durur. Düþünmek sadece resimdeki varlýklarýn yerini bilmek deðil, onlarýn yerinin deðiþmesiyle birlikte yeni duruma adapte olmak, öngörülülerde bulunmak, eski resim ile yeni resim arasýndaki farklýlýklarý bulup gereksiz davranýþlardan kaçýnmaktýr; daha da önemlisi devingen olan çevreyle birlikte hareket etmek, bu devingenliðin sonuçlarýný tahmin etmektir. Yapýlan deneyler hayvanlarda hatýrlama dediðimiz þeyin belli ölçülerde var olduðu, çevreleri hakkýnda bir bilgiye sahip olduklarý ve bu deðiþimlerin olmasý durumunda yeni duruma çar çabucak adapte olduðunu gösteriyor. Bir dolambaca konulan farenin belli bir hat üzerinde yürüyüp çýkýþa ve hediyesi olan yiyeceðe ulaþmasý, dolambacýn deðiþtirilen birkaç yerindeki deðiþiklikleri bilmesi ve buna yönelik yeni bir davranýþ göstermesi oldukça iyi bir gösterge (Burada bu deneye tabi tutulan bütün farelerin ayný davranýþý göstermediðini, %30’a yakýnýn apýþýp kaldýðýný da söylemek gerekiyor.). Ayrýca bilinç üzerine de daha kesin bir yargý edinebiliriz artýk. Çoðu zaman bazý þeylerin bilgimiz dâhilinde ve tahmin edilebilir biçimde þekillendiðini belirtmek için “farkýndayým” ya da “bilincindeyim” deriz. Eðer bilinci farkýnda olma durumu diye tanýmlasak bile yaþamýmýzdaki birçok þeyin “bilinçsizlikten” köken aldýðýný görmezden geliriz. Bilinç, geçmiþin edinilen deneyimlerinin, “fabrika üretimi” olarak gelen kodlarýn, yaþamda farkýnda olmadan yaptýðýmýz birçok edimin üzerine kuruludur diyebiliriz. Ve bilinç dediðimiz olgu, genellikle normal bir yürüyüþ esnasýnda veya yemek kaþýðýný aðzýmýza götürürken deðil, yeni oluþmuþ bir durumda, öðrenme süreçlerindeki durumlarda “daha belirgin” biçimde ortaya çýktýðýný da görebiliriz. Diðer durumlarda ise daha çok alýþagelmiþ davranýþlarý gösteririz. Ve yaptýðýmýz bu bütün “bilinçsiz” davranýþlar geçmiþin deneyimlerinin bir sonucu olarak “bilinçli” tanýmýný da hak edebilir. Bu açýdan minik parçalara böldüðümüz zaman bilinçsiz tanýmýný alan edimler, daha genel tanýmlamalar içinde bilinçli tanýmýný alýyor. Ne kadar bilinçsiz davranýrsak bir o kadar da bilinçli davranmýþ oluyoruz. Çünkü bilinç dediðimiz þey bunun üzerine kurulu. Eðer birbirlerini kati biçimde ayýrmaya çalýþýrsak oldukça yanlýþ bir duruma düþmüþ oluruz. Ayrýca birçok bilim insanýn düþtüðü bir yanýlgý da, bilinç dediðimiz þeyin öznel olmasýndan ve sýrf özne tarafýndan test edilebilir olmasýndan dolayý, bunun bilimin dýþýna itme çabalarýdýr. Bu varlýðý kabul edilen, ama iþlevi görülmeyen hayali bir makine tanýmlamasýna dönüþtürülüyor. Eðer ki iþlevinin nesnel anlamda göremiyor fakat bunun karþýlýðýnda varlýðý tartýþmasýz biçimde öne sürülüyorsa, iþlevini göremediðimiz bir þeyin varlýðýndan da kuþkuya düþmemiz gerekir. Hâlbuki böyle deðildir. Eðer ki bilincin varlýðýný öne sürüyor ve güncel hayatta öznel de olsa onu sürekli test edebiliyorsak, iþlevi ve etkisi de görülebilir, herkes tarafýndan test edilip, sýnanabilir olmalý. Bu ise önümüzdeki yýllarda yepyeni araþtýrmalar ve bilgilere hazýr olmamýz gerektiði anlamýný taþýyor. Evrim tartýþmalarýnda da sýkça yaþanan bir olgu, insanýn düþünen, bilinçli bir varlýk olarak hayvanlardan kesin biçimde ayrýldýðý, bu kadar büyük bir uçurumun hayvanlar ve insanlar arasýnda kapatýlamaz olduðu ve hayvanlarýn bizim düzeyimize neden gelemediði üzerineydi. Bu bir þekilde insanýn kendini evrenin merkezine koyma düþüncesinden de güç alýyor diyebiliriz. Belki de sorun hayvanlarla insanlar arasýnda bu kadar kesin ve kalýn çizgiler çizmemiz, bunu uçurumlar kadar büyük bir ayrým olarak görmemiz ve ortaya çýkan þeyin de bizi onlardan fazlasýyla uzaklaþtýrmasýndadýr. Hayvanlarýn da bizim taþýdýðýmýz özelliklerin öncül, bize göre ilkel ve basit biçimlerini taþýyabileceði gerçeði bu uçurumu kapatýr ve daha nesnel bir duruma gelmiþ bulunuruz. Böylece insanla hayvan arasýndaki ayrýmlarý yadsýmadan, “akrabalýk iliþkileri bakýmýndan daha sýcak” bir ortamda bulunuruz. Evet, önümüzdeki dönemde hem insan bilinci, hem de hayvanlardaki bilinç, düþünme gibi konularda fikirlerimizi baþtan sona deðiþtirecek þeylerle karþýlaþabiliriz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mikail Boz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |