..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Modern > Yeşim




14 Ocak 2005
Biz: Bekleyenler  
Yeşim
Pazartesi bitti oh!...Cumaya az kaldı...


:BFJD:
Eskiden günleri sayardım. Aslında taa ilkokul yıllarından beri...Kuzenim cumartesileri bize kalmaya gelirdi; haftasonunun gelmesini beklerdim, sabırsızlıkla... Ortaokul yıllarında tabi ki bir türlü gelmek bilmeyen yaz tatilini bekler oldum heyecanla... Lise 2’de 3. sınıfa geçip, bizden küçüklere hava atacağım günü beklemeye başladım... Üniversite sınavı için gün saydım bir ara... Neyse o da bitmişti, kurtulmuştum.

İş hayatı başlayınca, Cuma en mutlu günüm oluverdi. Pazartesi ise en mutsuz...Hele o iki günlük mini haftasonu tatilinin üzerine Pazartesi sabahın köründe kalkmak yok muydu? İşte o beni her hafta yeniden öldürürdü. Salı daha iyi geçerdi, Çarşamba, Perşembe eh işte, fena sayılmazdı, Cumaları iş hiç koymazdı, akşamı iple çekerdim.

Sonra borçlarım çıktı. Kira, faturalar, kredi kartı taksitleri... Her gün kendi kendimi içine sürüklediğim bataklar... Alışveriş manyaklıkları, yeni yeni cezbedici markalar, alkol, partiler, fıstık hatunlar, en kral djler... Pazartesiye dinlenmiş başladığım olmazdı...
Bu sefer her ayın birini iple çeker oldum. Kendi kendimi sürüklediğim batağa saplandım durdum. Borçlar belimi büküyordu. Beni boğuyordu. Bunu unutmak için kendimi alışverişe, partilere, fıstıklara, içmeye verdim...Verdikçe de battım, haliyle...

Sonra gittim, aşık oldum. Malın tekiydi. Tabiri caizse motor denilenden... Ama öyle sarhoştumki onla evlenmek için gün sayar oldum bu defa da... Her buluşmamızda beni en az yarım saat bekletirdi. Dakikaları sayar oldum... Evlendik... Kiralar, faturalar, kart ekstreleri ikiye katlandı. Bu sefer de mutluluk için gün sayar oldum. Toz kondurmadığım karımın ne mal olduğunu anlamam beni ortak bir arkadaşımızla aldattığını öğrendiğim zamana dek sürdü. Başkaları da vardı tabi listesinde, bunları keşfedebilmek için gün sayar oldum bu kez... Haftalar geçti... Zor geçti... Bu sefer de boşanma günümüzü beklemek, ondan bir an evvel kurtulmak için gün sayar oldum.

Ondan kurtulduğumda öyle yorgun hissediyordum ki kendimi, bu sefer tatilin gelmesi ve bu lanet şehirden uzaklaşmak için gün sayar oldum. Tatile gittiğimde tatil bitmesin diye günleri sayar oldum bu defa... Son üç gün, son iki gün, son bir gün... Lanet olsun, tatil bitmişti.

Tatil beni hiç kesmediğinden olsa gerek, bu sefer emeklilik için gün sayar oldum. Evet mutluluk çok yakındı. Emekli olunca, köye yerleşip, köpek besleyip, minik domatesler yetiştirecektim bahçemde... Kendimi gün sayarken yakaladım. Ufff daha öyle çok vardı ki.... Koskoca sekiz yıl... Bitmek tükenmek bilmeyen söylemesi kolay, beklemesi zor sekiz yıl. Ne zorluklarla... Saya saya, her gün beynimdeki takvime çizik ata ata bitirdim ben bu sekiz yılı…

Yıllardır hayalini kurduğum emekliliğimin gerçek olmasıyla, kendimi bitkin hissetmem eş zamanlı oldu. Kesin köye yerleşmeliydim, sakin, huzur içinde dinlenmeliydim. Emeklilik ikramiyem gelmeden bu olamazdı. İşlemlerin bitmesi için gün sayar oldum.

Bu zaman zarfında kendimi öylesine yorgun ve halsiz hissettim ki, bunun geçmesi ve eski sağlığıma kavuşmak için gün sayar oldum. Bağlı olduğum kurumun hastanesini aradım. Bana randevu verdiler. Doktora gitmek için gün sayar oldum. Doktor şikayetlerimden şüphelendi, tahlil yaptırmamı istedi. Bu sefer tahlilerin sonucunu öğrenmek için gün sayar oldum.

Kansermişim... İnanamıyorum...! Yapacak çok şeyim, hayata dair umutlarım vardı benim... Yıllardır aradığım mutluluğu yakalayacaktım ben o küçük köy evinde.

Oysa şimdi ise ölüm için “an” sayıyorum ve artık anlıyorum:
...
yelkovan akrebin, ay dünyanın, dünya güneşin etrafında ne kadar da çabuk dönüyormuş meğer...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Hep Öyle Olmaz mı?
Gönderen: Orkun Levent BOYA / Ankara/Türkiye
8 Eylül 2005
Manillus der ki, “Doğar doğmaz ölmeye başlarız: Son günümüz ilk günümüzün neticesidir.” Lucretius ise, “Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun?”... “Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun?” demiş... Montaigne de, "Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır: öyle uzun yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Şunu anlamakta geç kalmayın: doya doya yaşamak yılların çokluğuna değil, sizin iradenize bağlıdır." Öyküdeki kahramanımız değil sadece, hemen hepimiz yaşayanın kendimiz olduğunun farkına varamadan yaşarız ve sonuna doğru da, "daha ne yaşadık ki" deriz... Ömrünü, hep bir şeyleri bekleyerek geçirmeye güzel bir örnek olmuş yazı... tebrikler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın modern kümesinde bulunan diğer yazıları...
20 Aralık 2012*
Randevu
Didem'in 3. Doğumgünü
Böcek

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gölge
Welcome To Kay-ıp-bedenler Kulubü
Beyoğlu ve Ben
İntihar
P - Lastik
Tez
Dedem
Kırmızı
Gamma
Kayboluş

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayaletperest [Şiir]
Mesih [Deneme]
Savunma Mekanizması [Deneme]
Film Şeridi [Deneme]
Aşka Dair Monolog [Deneme]
Terk [Deneme]
Post Modern Putperestlik [Eleştiri]
Bu İşte Bir 'Yanlışlık' Var [Eleştiri]
Aşkın Ömrü 300 Yıldır [Eleştiri]


Yeşim kimdir?

Okuyucularımı şaşırtmak ve yüzeysel olmayan tarzda düşünmeye yönlendirmek en büyük hedefim. Güneşin muhteşem batışı, kuş, böcek tasvirleri, sevgi pıtırcıkları bana göre değil… Güneş gökyüzünde, kuşlar ağaç dallarında zaten yeterince güzel… Ben dünya üzerindeki en karmaşık şeyi insan psikolojisini eşelemekten ve bunu yazılarıma aksettirmekten büyük keyif alıyorum. Üzerinde çok fazla yazılmış, çizilmiş, fazla tartışılmış konular bana göre değil. Yazarken edebiyat yapma kaygım yok. Soyut olan düşüncelerimi, karakterler vasıtasıyla somutlaştırmak amacım. Yazdıklarımı anlaşılması zor bulanlar var. . . Çünkü ben yazarken kendi hayal gücümü ya da kurgu yeteneğimi ispatlamak adına yazmıyorum; -kendi hayalgücüm bana yetiyor, fazla bile geliyor! -Okuyucuya hayal gücünü zorlatmayı hedef alıyorum. "Eğer Leonardo, Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik ?: 'Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var' bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001'e (Space Odyssey) olmasını istemiyorum" (Stanley Kubrick)

Etkilendiği Yazarlar:
Ayn Rand, Dostoyevski, Sarah Kane, Annem, Bent, Smoke City, Beyoğlu, desteğini hep hissettiren İzzet Harun Akçay


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yeşim, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.