Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Seval Deniz Karahaliloğlu Bu deneme, Türk Yazınının en büyük şairlerinden Veysel Çolak'a adanmıştır. Aşağıda okuyacağınız satırlar, ustanın tek bir dizesinden 'Şairin derisi ince olmalı' sözünden yola çıkılarak kaleme alınmıştır. Yolumuzu, düşün bahçelerimizi şiirleriyle aydınlatan büyük usta Veysel Çolak'ın hoca kimliği, aydın sorumluluğu ve yapıtlarıyla birlikte daima düşün dünyamızda bizlerle beraber olması dileğiyle... ‘Şairin derisi ince olmalı’ der ustalardan biri. Damıtınca kelimeleri, Kalbinin en derin odalarında, İçine sindirmeli. Yüzünün pembesine, Göz bebeğinin aydınlığına vurmalı Yüreğinin iç sızısı. Işıltısına durmalı dizelerin. Aklının en kuytu mahzenlerinde unuttuğun, Yıllanan bilgiler misali onaylanmalı, Bir solukta sarf edilen cümlenin, Pervasız bir anında şairin, Bilmeli. Utandırmayacağını, Onu. Sonradan şiir cumhuriyetinde. Altın kuralına uymalı, Etiğin, Ama en önemlisi, Hani nasıl derler, Akıl ve vicdan birlikteliğinin. Çünkü her bir dize, Döküldükten sonra, Dilden ve gönülden, Elimizden çıkmıştır aidiyeti, Her ne kadar imzasını atsak da köşesine, Berisine, Hükmü yoktur O kadar da kimin söylediğinin Asıl sahibidir, Kimliğimizin efendilerinin. Tüm zamanlarda, Diğer gönüllere, Göçerken, Göçmen kuşlar gibi, Bir zamandan Diğerine, Bir nesilden Ötekisine, Taşıyorsa, Derimizin inceliğini, Aklımızın pırıltısını, Ve yüreğimizin odalarının aydınlığını. Ama en önemlisi dönüştürüyorsa, Kabuğu kırılmayan biçemlerimizi, Özünü çıkarıyorsa, Baobob ağaçları gibi dışarıya, Temiz havaya, Ve hayata, Rahiyası sakız reçellerini anımsatan, Usaresini özümüzün. Bir andan kısa, Ve bin yıldan daha uzun bir zamanda, Yansıtıyorsa aksimizi, İçinde kaybolduğumuz bu kristal aynada. Ne önemi var, Rüzgara karşı uçuşan kelimelerin. Akıntıya karşı çekilen kürekler misali, Eridikten sonra sert bir rüzgarın esişinde. Sahi, ne hükmü olur şairlikte. Dedik ya, Zor zanaat, Ağır işçilik, Vesselam bu şairlik. Not : Madagaskar'daki ünlü baobob ağaçları, tonlarca su yüklü iri gövdeleriyle binlerce yıl canlı kalmayı başaran ender doğa harikalarından biri olarak kabul ediliyor. (Kaynakça : Radikal 1 Ocak 1999)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |