..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Anadolu Kültürü > Kâmuran Esen




3 Mart 2005
Halk İnanışları  
Kâmuran Esen
Mudurnu' ya ait halk inanışları.


:HFAG:

* Düğün sırasında, gelinin eve ilk gelişinde kapıda tavuk kesilir.Gelinle damat kesilen tavuğun
kanına basar, eve öyle girerler. Horoz kesilmez. Horoz kesilirse, gelinin evdekilere horoz gibi dikleneceğine, başka bir ifadeyle karşı geleceğine inanılır.

* Gelin eve girerken eline bir parça hamur mayası verilir. Gelin bunu kapının üst kısmına sürer, içeri öyle girer. Ki gelin eve mayalansın, evi terketmesin.

* Yine gelin eve girerken ayağının altına kuzu postu serilir. Gelin bu posta basar, içeri öyle girer. Kuzu gibi uysal, anlayışlı, evdeki büyüklere saygılı, yumuşak
başlı olsun diye.

* Gelin babasının evinden çıkarken, başının üzerine bir avuç bozuk para konulur. Mutlu, düzenli evliliği olan birisi geline belinden sarılıp silkeler, hatta üç kez hoplatır. Silkelerken de üç kez şöyle der: ” Kötü huyların babanın evinde kalsın, iyi huyların sende kalsın.”

* Gelinin yatağının üzerinde erkek çocuk yuvarlanır. Gelinin ilk çocuğu erkek olsun diye.

* Gelin alma merasiminde gelin babasının evinden çıkarken, annesi gelinin ayakkabısının içine para
koyar, kızının ayakkabısını kendi elleriyle giydirir. Gelinin ayağı gittiği eve uğur getirsin, bereket getirsin diye.

* Kına gecesi geline yakılan kınadan herkes parmağının ucuyla azıcık alır ve başına sürer. Bunun, baş ağrısına iyi geleceğine inanılır.

* Annenin doğum sancıları başlar başlamaz evdeki musluklar,sokaktaki çeşmeler ve hatta mahallenin çamaşırhanesinin ( ırmak ) su dolu oluklarının
tıkaçları açılır. Doğum kolay olsun diye.

* Annenin doğum sancıları başlayınca annenin yarım kalmış elişi varsa, tamamen sökülür, yumak yapılır. Ki, doğum kolay ve çubuk olsun.

* Anne adayına, kolay doğum yapan birinin avucundan su içirilir. Avcundan su içirilen kadın gibi kolay doğum yapsın diye.

* Doğum sancısının başladığı herkesten gizlenir. Çünkü doğacak bebek, doğumu duyan her kişinin günahlarının bağışlanması için Allah'a yalvarır. Böylece doğum gecikir, güçleşir.

* Kadının doğum sancıları başlayınca, doğum kolay olsun diye şerbet içirilir.

* Annenin ilk sütü sağılır, dereye dökülür. Sütü bol olsun diye.

* Bebeğin ilk kirlettiği bez, kapının hemen girişindeki paspas veya halının altına konur. Bu beze basıp geçenlerin, çocuğa nazarının değmeyeceğine inanılır.

* Bebeğe verilmek istenen isimlerin her biri için, uygun yere birer bardak su dökülür. Hangi isim için dökülen su daha çok akıp giderse, bebeğe o isim verilir. Suyun akıp gitmesi, uzun ömrün işaretidir.

* Çocuğa ilk suyu veya ilk mamayı iştahlı biri verirse,
bebek de iştahlı olur.

* Kırk günlük süre içinde doğan bebekler, 40. günleri doluncaya kadar aynı mekânda, aynı odada bulundurul
mazlar. Bebeklerden birinin diğerini bastıracağına inanılır. Buna " yaşıt olmak " denir. Bebeğin bulunduğu odaya kırkı çıkmayan başka bebek gelirse, diğeri yaşıt olur. Yaşıt olan çocuk büyüyemez, sağlıksız olur.

* Bebeğin kesilen ilk tırnaklan, bereket getirsin diye babasının cebine konur.

* Bebeğin avcunda toplanan pudra artıkları, pamukçuklar vs. temizlenmez. Bunlar berekettir.

* Kız çocukları cumartesi günü (Mudurnu’ nun pazarı olduğu gün) yıkanırsa, giydiği giysiler çok yakışır.

* Bebeğin yıkanan bezleri, giysileri gece balkonda, bahçede bırakılmaz. Bezlerin yıldız görmemesi gerekir. Aksi halde çocuk sancılanır.

* Bebek 40 günlük oluncaya kadar odada yalnız bırakılmaz. Herhangi bir zorunluluktan dolayı yalnız bırakılırsa yanına mutlaka bıçak, soğan veya sarmısak konulur.

* Uyumak üzere olan bebeğin yanında bulunanlardan hiçbiri bebek uyumadan odayı terketmez. Yoksa bebeğin uykusu da gider.

* Bebeğin salıncağı boşken sallanmaz.Yoksa bebeğin karnı ağrır.

* Yeni doğan bebek bacak bacak üstüne atarsa, yakında kendisine bir kardeş gelecek demektir.

* Yeni doğmuş kız çocuğunun iki kaşı arasında mor bir leke olursa, annenin bundan sonraki bebeği erkek olacak demektir.

* Bebeğe yeni olmayan giysi ( daha önce başka bir bebek tarafından giyilmiş ) giydirilirse, o bebek
her giydiğini çabuk eskitir.

* Kız çocuğunun kesilen göbeği süpürgenin arasına sıkıştırılır. Büyüyünce temiz, titiz olsun diye.

* Çocuk çok ağlarsa kara gözlü olur.

* Çocuk eğer çok ağlıyorsa, Allah'a ; anne babasının suçlarını affettirmek için ağlıyordur.

* Çocuğa nazar değmesin diye, kulağının arkasına kömür veya tava karası sürülür.

* Çocuk diş çıkarmaya başlayınca komşulara dikiş iğnesi dağıtılır. Çocuğun dişleri iğne gibi çabuk delip, çıksın diye.

* Makas açık kalırsa o evde kavga olur.

* Kızlar gece aynaya bakmazlar.Gece aynaya bakan kızlar, uzak bir yere gelin giderler.

* Akşam evden soğan, sarmısak gibi acı, yoğurt gibi eksi şeyler çıkarılmaz. Yoksa o evde acı bir olay olur. Eğer acı şeyler çıkarmak zorunda kalınırsa, yanına kömür konur.

* Birinin elinden makas, bıçak alınırsa; o kişiyle kavga edilir.

* Kız çocukları düdük çalarsa, kayın validelerinin çenesi düşük olur.

* Dini bayramlarda gündüz uyuyan kişinin; tarhana, makarna yaptığı – yani güneşe çok ihtiyacının olduğu – gün mutlaka yağmur yağacağına inanılır.

* Kapı eşiğinde oturan, iftiraya uğrar.

* Yastığa oturanın kalçasında çıban çıkar.

* Ekmeğin kenarını yiyen kızlar kenara yani uzağa - gelin giderler.

* Ava gidenin sırtına süpürge ile vurulur ya da arkasından süpürge atılır. Avı bol olsun , iyi av yapsın diye.

* Salıncağı kuran kişi, kurduğu salıncağa önce kendi biner.Yoksa başı kel olur.

* Çocukların kesilen tırnakları ahıra atılırsa hayvanlar
çoğalır.

* O yıl yetiştirilen kabak çok olursa, kabak tarlasının
sahibine uğursuzluk gelir. O evden bir kişinin ölebileceğinden korkulur.

*At ve öküz arabası çok gıcırdayan arabacı, eşini çok seviyor demektir.

* Ramazanda doğanlar sabırlı olurlar.

* Ekmeğin yanına bıçak konmaz. Ekmek bıçaktan korkar .

* Yanan ekmek, çobanlardan yardım ister.

*Tohum ekme işi çocuklara da yaptırılırsa, ürünün bol olacağına inanılır.

* Ekmek mayasından simit yapılıp erkek çocuklarına yedirilir. Ki, eve mayalansın, evden ayrılmasın diye. Kızlar yerse, evde kalırlar. O nedenle kızlara yedirilmez.

* Eve konuk gelen bebekle annenin başına un serpilir. Uzun ömürlü olsunlar, saçları un gibi ağarıncaya kadar yaşasınlar diye.

* Ertesi gün havanın açık olması, yağmur yağmaması isteniyorsa; akşamdan cama ayna konur.

* Dolu yağarken, ailenin en büyük çocuğu bir dolu tanesini yerse veya koynuna atarsa, dolu kesilir.

* Ayna kıran kız evde kalır.

* Hayvanlara nazar değmesin diye, alnında yumurta kırılır.

* Kulağı ağrıyan çocuğun kulağına tavşan yağı konur.

* Kulağı ağrıyan çocuğun kulağına anne sütü sağılır.

* Geç yürüyen veya çok düşen çocukların kösteği kesilir. Köstek kesme işi şu şekilde yapılır: Cuma namazından çıkan biri, bacağı iple bağlanan çocuğun ipini okuyup üfleyerek keser.

* Boyu çok fazla uzayan, artık daha fazla uzaması istenmeyen çocuğun başına; bayram ekmeği yapımında kullanılan fırın küreği ile hafifçe vurulur.

* Burnu kanayan çocuğa, kanamayı durdurmak için serçe parmağı ısırtılır.

* Birinin düğmesi, söküğü giysi üstündeyken dikilecekse, o kişi giysinin yakasını ısırır. Yoksa giysisi dikilen kişinin aklı da dikilir.





K.Esen'in Kaleminden Mudurnu / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi







.Eleştiriler & Yorumlar

:: Gündelik yaşam dizgesi
Gönderen: Murat M. UĞURLU / İstanbul/Türkiye
31 Mart 2005
Gelenekler yaşamın motoru, günü güne eklerken,sıradan insanlarda günlere anlam kazandıran kılavuzlardır. Her yerde vardır bu tür düzenleyici kurallar. Kimi önemini yitirmiş ritüel,hoşluk yaratan, gülümseten ve boş zamanaları doldurup insanları meşgul eden anılar kabilindendirler. Gelin eve girerken fındık veya fındık kabuğu dökülür başından. Gece tırnak kesilmez; gaz lambası altında tehlikeli olması bakımından, ikaz olarak algılanmalı sanırım. Emek verip onca maddeyi derlemeniz beni de iştahlandırdı doğrusu. Enerjiniz ve heyecanınız bizlere de bulaşsın...

:: e yani:)))))
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu/Türkiye
7 Mart 2005
kılıcın yüzü kadar keskin bir gerçek...bu işi iyi biliyorsun dost!..bildiklerini de öyle güzel anlatıyorsun ki,anlattıkların da koltuğuna kuruluyor haklı olarak.....kutluyorum yürekten sevgilerimle.....

:: Güzel konu
Gönderen: Emir Düzel / İstanbul/Türkiye
5 Mart 2005
Doğrusu tebrik etmemek mümkün mü? Tam zamanında kültürlerimizden bahsediyorsunuz. Çünkü şu yıllarda Türk toplumunda kültür erozyonu olduğu görülmektedir. Yani popüler kültür... Ben Bolu'yu bilirim. Fakat kültürlerinin çoğunu sizden öğrendim. Sizi tebrik ederim. Çok iyi bir fikir...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anadolu kültürü kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlginç Atasözleri Sözlüğü / Derleme
İlginç Atasözleri
Kına Geceleri ve Kadınlarımız
Atasözlerimiz Üzerine
Öne Deme Gaşım / Mudurnu Halk Dili

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mudurnu Folklörü / Halk Dili / Pekiştirmeler
Fatma Nine'nin Siyasilere Mektubu / Mudurnu Halk Dili
Mudurnu Folklörü / 1 - Yöresel Deyimler
Mudurnu Folklörü / 2 / Yöresel Kelimeler
İlköğretimde Öğretmeni Başarıya Götüren Yollar- 1
Eeeeee De Bakam da Annadıverecen
Folklör / Duyarlı Babanne / ( Mudurnu Halk Dili - 3 )
İlköğretimde Öğretmeni Başarıya Götüren Yollar- 6
İlköğretimde Öğretmeni Başarıya Götüren Yollar - 5
Hala - Yeğen Dialoğu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.