Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Sonunda gülümseme olan oyun... Bazen, "konuşmak boşuna" diye düşünürüm ve suskunluğumun ne kadar gürültülü olduğunu görüyorum. Bazen ise söylediklerimin havada kalmalarının hayal kırıklığını sessizliğimde saklama telaşında olurum. Hayal kırıklığı... Neyin hayali ki ve nasıl kırılır? Zaman zaman düşündüklerime şöyle bir baktığımda "Bunların hepsi laf kalabalığı" demek gelir. Düşünmek, düşünmek... Aklımı zorlayarak, beynimi patlatırcasına düşünmek ve her şeyin ne kadar basit, ne kadar anlaşılır ve ne kadar anlatılır olduğunu anladıktan sonra aslında hiç bir şeyi anlamadığımı görmek... En baştan başlamaktır, düşünmeye... Hiç bitmeyecek, hiç sona ermeyecekmiş gibi. Her yeni başlangıçta küçük, lakin şaşırtan ipuçları bulmak. Kendine dair, hayata dair... Herhangi bir zamanın değil, tüm zamanların şairleri, yazarları bunları şiirlerde, hikayelerde açık etmeye çalışmış, bir gerçeğin farkında veya ona aldırmaksızın. Sadece onların düşünceleri ve onların ipuçları oldukları... Belki de bunların farkında olan sadece okuyanlar. Veya olması gerekenler onlar. Okuduğum pek çok kitabı düşündüm. Önce ilk okuduklarımı hatırlamak istedim, sonra hepsini birden. Masallar, hikayeler, romanlar, şiirler vs. vs... Gecenin sessizliğinden kaçmak, karanlığı ışıklarda boğmaktı yatağın içinde kıvrılıp okumak. Sayfaların hışırtısı bile farklı, gizemli oluverir. Eğer okuduklarım beni yakalayıp peşinde sürüklerse ne gecenin karanlığı kalır ne de uykunun sabırsız bekleyişi son bulur. Kitaplar, içlerindeki öyküler, içlerindeki insanlar... İmkansız hikayeler, gerçek üstü, basit, yalın hikayeler. Bir okuduklarıma baktım bir de etrafıma. Kimi zaman karşımda oldu okuduklarım, kimi zaman ise okuduklarımdaydı gördüklerim. Ve bütün bu kitaplar dünyasına ait bir kahramanın acaba yerinde olmak isteyip istemediğimi diye düşündüm. Hiç olmadı bu. Ne özenti duydum ne de kendimi onlardan birine benzetmeye kalkıştım. Bana göre onlar çok, ama çok farklıydılar. Nedense çoğu zaman yazılanlarda az da olsa bir abartı sezinlerdim. Kahramanların davranışlarını az da olsa uçuk bulurdum. Önyargı desem, haksızlık etmiş olurum kendime. Sanırım, sık sık kendime sordum: "ben yapabilir miydim" diye. Yapamayacağıma inanmışım peşinen üstelik... Kitaplar da nereden geldi aklıma? Şüphesiz, düşünmekten... Kızgınlık duyacak kadar düşünceleri sardığımda beynime kendimle yüzleşirim, acımasızca. Nedir, derim kendime, nedir bu altında yok olduğum baskı? Nedendir bu kimin veya neyin çizdiği belirsiz sınırların içinde sıkışıp kalmak. Neden belli şekilde davranıp düşünme kalıpları içinde ezildiğim fikrine kapılmaktayım... Neden kendi isteklerimin ardında duramadığım fikrine kapılmaktayım. Neden kırılmak için bekliyorum. Neden kırılmayı bir saplantı haline getiriyorum... Neden Ben Beni saklıyorum... Düşünmekten başlayıp düşündüklerim kitaplar oldu, kim bilir belki onların arkasında gizlendim. Aralarında saklandım. Ne içlerindeki dünyalara ait oldum ne de fiziksel olarak bulunduğum dünyaya ait olamadım. Hangi normların ortasında şekil aldığımı çözemedim bir türlü. Özgürlüğümü nerede kaybettiğimi bulamadım. Düşünceler... Seslendirildikleri zaman ne kadar farklı ve anlamsız olabilirler. Diğer bir olasılık ise daha anlamlı ve şaşırtıcı olmaları... Beynimin içinden geçenleri anlayan aklım, ruhum ve yüreğim iken neyi ve neden söylediğimi sadece ben bilirim. Söylediklerimi duyanın tercümanı ise kendi aklı, ruhu ve yüreği. Konuşmak bu yüzden önemli diye düşünüyorum. Konuşabilmek ise çok farklı... Ne muhteşem kelimeler ne de düzgün cümleler, bunların hiç biri ifadeleri çok daha anlamlı kılamaz. Etkileyici olurlar, sadece etkileyici. Etkilemek geçicidir, etkilenmek gibi. Eğer beyinde yanan bir ışığın ardından aklın kılavuzluğunda gidilirse er geç varılacak yer etkilenmenin,etkinin sonudur. Bu sebeple konuşabilmek de önemli. Kim bilir, belki okuduğum bunca kitabın içlerindeki kahramanların bunu oldukça rahat yapabilmelerinden onları uçuk bulmuşum. Söyleyemediklerimi söyledikleri, yapamadıklarımı yapabildikleri için. Bir nebze dahi de olsa yazarların eserlerini yaratırken yaşadıkları ve yaşattıkları etkilenme ve etkilenmedir sonuçta. Hoşa gitsin veya gitmesin diye yazmak, konuşmak istemiyorum; içimden gelenleri yazıp konuşmak istiyorum. Hoş veya değil, iyimser veya karamsar, her ne ise. Ağlamak ve gülmek gibi doğal olmak, yazarken ve konuşurken. Özürsüz, bahanesiz, takıntısız. Yazmak; düşünceleri ortalığa salıvermektir... Bir kelime, belki bir şarkının içinden kulağa gelen bir söz ne hikayeler yazdırır... Bir günbatımı, bir yağmur damlası ne şiirler döktürür. Sadece yazmak ile olmuyor bütün bunlar; görmek, dokunmak, hissetmek, yürek olmak gerek. Hissetmek... Bu yüzden başkaları gibi hissedemem, başkaları gibi yazamam, başkaları gibi yaşayamam... Belki bu yüzden düşüncelerimin her biriyle tek tek yüzleşirim, hislerimle gerçeklere ulaşmak için... Uzun zaman öncesinde okuduğum bunca kitabı düşündüğümde belli isimler, belli hikayeler, satırlar gelmiyor aklıma. Hatırladığım tek bir şey olur; bir oyun. Amacı olmayan, hırsı olmayan, kazananı kaybedeni olmayan çocukça bir oyun. Kendimi iyi hissetmediğim, düşüncelerin içinde bunaldığım zamanlarda oynadığım... Düşünceleri kendimi tutmadan, Beni tutmadan haykırdığım bir oyun. Sonunda gülümseme olan... eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |