..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden sonra yeni birşeylerin olduğu konusunda umutluyum. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Mehmet Sinan Gür




27 Mart 2002
Hey, Okur...  
Mehmet Sinan Gür
Karşımda siz varsınız. Yüzleşeceğiz. Kim haklı kim haksız göreceğiz. Ben hiçbir zaman haklı olmaktan hoşlanmam ama sonunda genellikle haklı çıkarım.


:BIJI:
Başlamadan önce şunu söylemeliyim. Bu yazı 5 saniye sonra kendisini yok edecektir. O yüzden okumakta acele etseniz iyi edersiniz.

Yazmağa başladım; herhangi bir önsöz yapmaksızın. Bu yazıya değil, genel olarak. Size birbirine benzemeyen öyküler anlattım. ‘Türkiye’nin Belkemiği’nden söz ettim. ‘Müzikli Yazılar’ yazdım. Ne anladınız? Bu yazı bir önsöz değil; olamaz da; çünkü ortada yazılmış, yayınlanmış ürünler var. Olsa olsa bir ‘Arasöz’ olabilir. Sakın ha, ‘Arazöz’le karıştırmayın; o başka bir şey ve konumuzla hiç ilgisi yok. Hatta bunun bir sonsöz olma olasılığı bile var. Canım sıkılırsa susarım ve bir daha konuşmam.

5 saniye geçti mi? Yazı da yok olmadı. Evet, yalan söyledim. Sırf siz okuyasınız diye. Ben hep sizin istediğiniz gibi şeyler yazmak zorunda mıyım? Hep sizin düşünceleriniz midir önemli olan? Öyle ise neden okumak zahmetine giriyorsunuz? Bir başınıza düşünün, düşünün, yatın uyuyun. Okumaktan daha iyi bir iş yapmış olursunuz. Nasıl olsa başkalarının düşüncelerine değer vermiyorsunuz.

Aşktan söz etmeliyim. Evet, okumanızı sağlamak için bunu yapmalıyım. Nasıl romantik biri olduğumu anlatmalıyım. Karşılık görmemiş aşklarımı anlatıp sizi ağlatmalıyım. Mümkün olsa da internetten mendil de dağıtılabilse. Bu belki sizi harekete geçirirdi. Peki hiç mi yapmadım sanıyorsunuz? Bilmiyorsunuz ki... Okumadan bilemezsiniz. ‘Çoban Yıldızı’ ne, ya da kim? Yoksa ‘Görünen Madde’ yi ‘Göçmen Kelebekler’i okuyup onun hakkında bir önyargıya mı vardınız? “İşte, adam Yıldız dedi. Yine kafayı sıyırıp uzaydan söz ediyor olmalı.” Böyle mi dediniz?

Ruhlardan söz etmeliyim. O zaman belki olmayan öte taraf konusunda yeni bir fikir edinirsiniz. Hatta fal açmalı, burç tahminlerinde bulunmalıyım. ‘Bir Ruh Çağırma Operasyonu’na nasıl atladığınızı biliyorum. Ama şaşırdınız değil mi? Çünkü okumak istediğiniz şeyleri göremediniz orada. Doğduğunuzdan beri size işlenen sözleri yinelememi bekliyordunuz. Ya, işte böyle, tam tersi çıktı. ‘Kabus’u da sevmediniz. Çünkü peşin peşin, onun gerçek olmadığını, bir rüya olduğunu söylemiştim. Zaten öykünün sonunda da uyandım. Okuyanları biraz sıktım. Ama itiraf edeyim, ben de sevmedim kabusu.

Komik şeyler yazmalıyım. Hep katıla katıla gülmelisiniz. Durmadan öyle öyküler, fıkralar okumalısınız. “Hey, bu adam çok komik...” demelisiniz. Anlaşılan sizin yeni bir şey öğrenmeye niyetiniz yok. Peki hiç araştırdınız mı? Acaba komik bir öykü yazmış mıyım? “Noter’de”yi okuduğunuzu sanmıyorum. Nerede durduğunu bile bilmiyorsunuzdur. Ben de söylemiyorum, haydi bakalım.

İnsanları öldürmeli miyim, öldürmemeli miyim? Evet, bir itiraf daha yapayım. İnsanları öldürmekten hoşlanıyorum. Bir bakıyorum ki ellerim onları yazıyor. Çünkü ben de öleceğimi biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum. İsimlere bakın, ‘Celladın Önündeki Adam’, ‘Balerinin Ölümü’. Biliyorum, siz de bunun hatırlatılmasından hoşlanmıyorsunuz. Ama yine de okuyorsunuz. Acaba bunu neden yaptığımı anlıyor musunuz? Hepsinde olmasa da çoğundaki umudu görmüyor musunuz? Ben ölümü yok sayarak yaşamıyorum. Ona rağmen sorumluluklarımı yerine getirmem gerektiğini düşünüyorum. Bunu da en açık olarak ‘Göçmen Kelebekler’de yazdım.

Siz isteseniz de, istemeseniz de ben sizden sorumluyum. Kendimi burada sorumlu ilan ediyorum. İster okuyun ister okumayın, ben uyandım; sizi de uyandıracağım. Dünya çok hızlı değişiyor. Bu değişime ayak uyduramazsak ayaklar altında kalmaktan korkuyorum. O zaman sizi ne ruhlarınız, ne aşklarınız, ne gülüşleriniz kurtaracak. Çocuklarınızın hiç olmazsa sizin kadar gülmesini istiyorsanız biraz ağlayacaksınız. Yokmuş gibi yaparsanız, var olduğunu anladığınızda çok geç olabilir.

26.Mart.2002




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lenin'in Mozelesini Ziyaret
Önyargı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Canlı Balık
Baraj Sorusu: Beni Seviyor Musun?
Sahalin'de Altı Ay
Ölüm Anında Görülen Tünel ve Işık
Cadde'de Eğlence
Müzik Film - Hair
Çanakkale Gezisi - 2
İki Günlük Çanakkale Gezisi - 1
Müzik - Tevekkül
Film Müzik– Batı Yakasının Hikayesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.