Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Her şey REFAHYOL’la başladı 1995 genel seçimlerinde Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi sandıktan birinci parti çıktı. Bu “birincilik” ise ülkede bazı çevrelerde çeşitli “rahatsızlıklara” neden oldu. Asker, YÖK, yargı ve medya, hükümeti, ülkenin laik, demokratik yapısını yıkmakla suçladı. “Rejime aykırı olduğu ifade edilen olaylar” süreci hızlandırdı. Asker, Ankara-Sincan sokaklarında tankları yürüttü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından kapatma davası açıldı. Bu süreçte yapılan MGK toplantısında hükümetin ipini çeken 18 maddelik bildiri hazırlandı. Baskılara dayanamayan koalisyon ortakları yeni arayışlara girdi ama sonunda hükümet istifa etti. Bu istifanın bu kararlardan sonra gelmesi ise kamuoyunda “asker zorlamasıyla dağılan hükümet” imajını doğurdu. İstifa sonrasında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Hükümeti kurma görevini koalisyon ortağı Çillere vermesi gerekirken Mesut Yılmaz’a verdi. Tüm bu olaylar ise 28 Şubat süreci olarak anıldı. Köklü partilerin bittiği an! 18 Nisan 1999 Genel Seçimlerinden sonra Ecevit, DSP, MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) ve ANAP (Anavatan Partisi) ile 28 Mayıs 1999 tarihinde üçlü koalisyon hükümetini kurdu. Böylece Türk siyasi yaşamında 17. koalisyon hükümeti kurulmuş oldu. Bu arada, MHP 21 yıl sonra hükümete girdi. REFAHYOL Hükümeti sonrasında görev yapan DSP-MHP-ANAP koalisyonu “Mağdur olarak” iktidardan edilen REFAHYOL”dan sonra iktidarı aldı. Bu süreçte özellikle ekonomik dengeler bozuldu. 8 Yıllık kesintisiz eğitimle muhafazakâr kesimin tepkisi toplandı. Öte yandan önce Refah Partisi’nin kapatılması, ardından Fazilet Partisi’nin kapatılması bu partiye oy veren tabanın büyük tepkisini çektiği gibi, ülkedeki liberal, demokrat çevrelerin de büyük tepkisini aldı. Ecevit’in son dönemde ekonomiyi düzeltmek için getirdiği Kemal Derviş olumlu çalışmalar yürüttüyse de enflasyonun önüne geçilemedi. AK Parti siyaset sahnesinde Parti, 14 Ağustos 2001 tarihinde kuruldu. Kuruculardan Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Cem Tenekeciler ve Bülent Arınç Parti'nin en önde gelen isimleriydi. AK Parti, Refah Partisi ve sonra yerine açılan Fazilet Partisi’nden ayrılanlar tarafından kuruldu. Ancak kurucular “Milli Görüş” kimliğini taşımadıklarını söyleyerek farklı bir siyasi anlayış taşıdıklarını söylediler. Böylece daha geniş seçmen topluluğu partiyi kucakladı. Öte yandan kuruculardan Recep Tayip Erdoğan’ın siyasi yasağı, aldığı hapis cezası ve “halk nezdindeki mağduriyeti” halk desteğini almasına neden oldu. Bu noktadan sonra yapılan 3 Kasım 2002 seçimlerinde DSP-MHP-ANAP tarihi seçim yenilgisi ile büyük darbe alırken AK Parti girdiği ilk seçimlerden güçlü bir şeklide çıktı. Türkiye, 2007 yılında yapılacak genel seçimlerle 16. defa sandık başına gitmiş olacak. 3 Kasım seçimlerinde ne oldu? Ak Parti kurulduktan sonra ilk kez 3 Kasım 2002’de seçimlere girdi. Seçime ilk kez katılmasına rağmen %34,6’lık oy oranı ile tek başına 58. Hükümet olarak iktidar oldu. Sonuçlar, seçime şu şeklide yansıdı. Adalet ve Kalkınma Partisi %34,28 Cumhuriyet Halk Partisi % 19,39 Doğru Yol Partisi % 9,54 Milliyetçi Hareket Partisi % 8,36 Genç Parti % 7,25 Demokratik Halk Partisi % 6,22 Anavatan Partisi % 5,13 Saadet Partisi % 2,49 Demokratik Sol Parti 1,22 STATÜKONUN DİRİLİŞİ 22 Temmuza giden süreci iyi analiz etmek gerekir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve sonrasında siyasi partiler arasında oluşturulan birleşmelere bağlı olaylar seçimlere büyük etki etti. ANAVATN Partisi bu gelişmeler nedeniyle seçim dışında kalırken Demokrat Parti tabanı ise partilerinin tavrından dolayı rahatsızlık duydu. Cumhurbaşkanlığı seçim krizi Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan ve M. Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'de Cumhurbaşkanı seçilmesinden günümüze kadar geçen sürede 9 Cumhurbaşkanı görev yaptı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresi 16 Mayıs 2000 tarihinde doldu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer, 5 Mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanı seçildi. 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in görev süresinin 2007’de bitecek olması mecliste Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilmesine neden oldu. AK Parti adayı Abdullah Gül dışında hiçbir siyasi parti, Cumhurbaşkanlığına aday göstermedi. Özellikle CHP “aday üzerinde uzlaşma aranmadı” eleştirisiyle Gül’ün adaylığının mümkün olamayacağını ileri sürdü. Sol ağırlıklı bazı kesimler çeşitli gösteriler yaparak CHP’nin bu eleştirisini destekledi. Asker bildirisi Gül’ün adaylıktan çekilmesinin bir başka nedeni olarak da TSK’nın resmi internet adresinde 28 Nisan 2007 tarihinde yayınladığı bildiri gösterildi. Bildiride, yapılan “kuran okuma yarışmalarına”, “Şanlıurfa’da çocuk korosu”, Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde “ilköğretimde din söyleşisi” gibi konulara atıfta bulunarak, “Cumhurbaşkanlığı seçimi laikliğin tartışılmasına odaklanmıştır Bu durum TSK tarafından endişe ile izlenmektedir TSK bu tartışmalarda kesinlikle taraftır ve laikliğin savunucusudur” denildi. Emekli General Necati Özgen, Genelkurmay bildirisini yorumlarken, açıklamadan çok daha sert ifadeler kullandı. Özgen'e göre, "Asker, ben eşi türbanlı birini seçtirmem diyor" dedi. Özgen bu bildiriyi "Genelkurmay'ın açıklaması, öyle bir saatte hazırlanan bir bildiri değil. Üzerinde günlerce çalışılmış, kime ne mesaj vereceği hesaplanmış, ona göre sonuçlandırılıp yayınlanmış” şeklinde yorumladı. Erken seçim kararı nasıl alındı 11. Cumhurbaşkanının belirlenmesi için yapılan Meclis oturumunda AK Parti Adayı Abdullah Gül 1. Tur oylamada 358 oy almıştı. CHP konuyu 367 yeter sayısına ulaşılamadığı için Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ve karar öncesinde "Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durdurma ve iptal kararı almazsa, Türkiye tehlikeli bir kriz ve çatışma ortamına sürüklenecektir" dedi. Anayasa mahkemesi kararını açıkladı ve Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için 367 Milletvekili oyunun gerekli olduğunu belirtti. Karar 2 red oya karşı 9 oyla kabul edildi. Gül 2. Tur oylama yapılmadan adaylıktan istifa ettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu noktada kilitlendiğinden TBMM Genel Kurulu'nda tartışmaların ardından iktidar ve muhalefet milletvekillerinin desteğiyle 458 oyla Erken Genel Seçim yapılması kabul edildi. Seçimlerin 22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılması kararlaştırıldı ANAVATAN ve DYP’nin tavrı AK Parti’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün meclis tarafından seçilememesinin en büyük nedeni ANAVATAN ve DYP’nin aldığı “oylamaya katılmama” yönündeki kararı oldu. “Aday üzerinde uzlaşma sağlanamadı, oylamaya katılmayacağız” mesajı veren her iki parti meclis oturumuna katılmadı. Kahramanmaraş`ta DYP`li 4 belediye başkanı Genel Başkan Mehmet Ağar’ın cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasına katılmadığı gerekçesiyle partisinden istifa etti. Öte yandan, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan, TBMM Başkanlığına gönderdiği istifa dilekçesinde, cumhurbaşkanı seçimlerine katılması sebebiyle DYP’nin hakkında kesin ihraç istemiyle disipline sevk kararı aldığını ve kendisiyle diyalogu fiili olarak kestiğini söyleyerek istifasını verdi. Bu tavır ANAVATAN tabanında da büyük rahatsızlık yarattı. ANAVATAN seçim dışında kaldı? Meclis'in erken seçim kararı almasıyla gündeme gelen sağda birleşme girişimi, bölünmeyle sonuçlandı. İktidar alternatifi olarak sunulan proje, Anavatan'ın seçimlerden çekilmesi ve ismini Demokrat Parti olarak değiştiren DYP'nin ciddi oranda kan kaybetmesiyle neticelendi. Birleşen iki parti “liste anlaşmazlığı” nedeniyle önce ayrıldı, daha sonra yeniden birleşme kararı aldı. ANAVATAN Partisi Milletvekili adayları birleşme gereği partiden istifa etti. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın’ın açıklaması ise şok etkisi yarattı. Aydın, ANAVATAN ile DP arasındaki girişimlerin hatırlatılması üzerine, 2820 sayılı Siyası Partiler Kanunu ile milletvekili Seçimi Kanunu’nda yer alan ortak hükümlere göre, "bir partiden aday gösterilenlerin daha sonra istifa etseler bile başka bir partiden aday olamayacaklarını" belirtti. ANAVATAN Partisi böylece 22 Temmuz 2007 seçimleri dışında kaldı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |