Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Futbol günümüzün en çok rağbet gören spor dalıdır. Millet olarak futbolla yatıp kalkıyoruz. Küçüğümüz büyüğümüz futbolu seviyor. Belki bu bize bir dayatma olarak sunuldu. Gençlik stadyumlarda efkâr dağıtmaya, dertlerinden kurtulmaya, hayatına renk katmaya başladı. Televizyonlar, radyolar, gazeteler futbola gereğinden çok yer ayırdı. Bütün bu etkenler futbolu hayatımızın bir parçası haline getirdi. Fakat zamanla bizler de futbolu sever olduk. Hemen herkesin bir takımı var artık… Her birimiz bir renge sevdalıyız. Trabzonluların sevdalı oldukları renkler bordo-mavidir. Şehrin hâkim rengi haline dönüşen bordo-mavi, elbiselerden apartman renklerine kadar hayatın her yanına aksetmiştir. Futbol sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada, gelişmiş Avrupa ülkelerinde de (İngiltere, İtalya, Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika… vb.) basit bir seyir zevki olmaktan çıkmış, tabir caizse bir endüstri haline dönüşmüştür. Bu sektörden ekmek yiyenlerin sayısı hiç de az değildir. Günümüzde futbol piyasasında milyar dolarlar dönüyor. Futbol bahisleri ve buna dayalı şans oyunları da apayrı bir yer tutuyor günümüz insanının hayatında. Demek ki futbol eskisi gibi basite alınacak bir uğraş değildir. İyidir, kötüdür; o ayrı bir tartışma konusudur. Bizler mevcut duruma dayalı tespitlerde bulunuyoruz sadece. Türkiye’de futbol deyince akla üç büyük İstanbul kulübü(Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş) gelmektedir. Zira bu futbol takımları hem elde ettikleri şampiyonluklar ve kupalar bakımından, hem de tarihleri bakımından diğer kulüplerden üstün durumdadırlar. Bu üç büyük kulüpteki para akışı, bütçe miktarları Anadolu takımlarıyla kıyaslanamayacak kadar büyüktür. İstanbul gibi büyük bir şehir, bu ağır yükün altından kalkabilmektedir. Bu üç büyüklerin görkemli saltanatını yıkan, ‘dördüncü büyük benim’ diyen futbol takımı ise 1967 yılında kurulan ve bu günlerde 40. kuruluş yıldönümünü kutlayan Trabzonspor’dur. Trabzonspor futbolda Anadolu ihtilalini gerçekleştiren, üç büyüklere boyun eğmeyen, İstanbul hegemonyasını yıkan tek kulüp olma özelliğini taşımaktadır. Keşke Trabzonspor gibi birkaç kulüp daha olsa da ligimiz renklense… Günümüzde her yıl şampiyon olacak takım üçte bir ihtimalle belli… Ya Fenerbahçe, ya Galatasaray, ya da Beşiktaş şampiyon olacak… Ne yazık ki diğer kulüpler bu üç takımın payandası olmaktadır. Trabzonspor’umuz da 25 yıldan beri İstanbul takımlarının saltanatına boyun eğmektedir. Kısa zamanda efsanevi başarılar gösteren, üç yıl peş peşe şampiyon olan bu takım, artık İstanbul’un büyükleriyle rekabet edemez durumdadır. Her yıl şampiyonluk parolasıyla yola çıkan Anadolu kaplanları yeterli ve doğru transfer yapamadıkları için ligin yarılarında şampiyonluğu diğer takımlara teslim etmektedirler. Basiretsiz yöneticiler yıllardan beri Trabzonspor seyircisini oyalamaktadır. Trabzon, aslında ismi kadar büyük bir şehir değildir. Trabzon’u büyük yapan, bu ismi Türkiye gündeminde tutan hiç şüphesiz ki futboldur. Trabzonspor’u bu şehirden çekip koparsanız Trabzon’un içi yarı yarıya boş kalır. Onun için her ne olursa olsun öncelikle ve özellikle bütün Trabzonlular bu takıma sahip çıkmalıdır. Bu takım 25 yıldır ciddi bir başarı yakalayamamışsa bunda hepimiz az çok suçluyuz. Trabzonspor’un geçmişteki üstün başarıları dudak uçuklatıyor. 2 Ağustos 1967 tarihinde bordo-mavi renklerle kurulan Trabzonspor, 1973–1974 sezonunda Türkiye Birinci Ligine çıkmış ve bugüne kadar altı kez Birinci Lig Şampiyonluğu kupasını, yedi kez Federasyon Kupasını, yedi kez Cumhurbaşkanlığı Kupasını ve beş kez de Başbakanlık Kupasını müzesine götürmüştür. Bu kadar kısa zaman diliminde bu denli büyük başarılar elde eden futbol kulübü dünyada da az bulunur. Bu yıl Trabzonspor’umuzun 40. kuruluş yılını kutluyoruz. İstanbul takımları yüzüncü kuruluş yıllarını kutlarken bizler 40. onur yılımızı büyük bir coşku yerine, eziklikle idrak ediyoruz. Çünkü bu büyük takım İntertoto kupasından bile elenmiş, Avrupa’da hiçbir ağırlığı kalmamış, sıradan bir Anadolu kulübü haline getirilmiştir. 40. yıl törenleri de sıra savma kabilinden… Anlaşılan o ki bugünkü yöneticiler Trabzonspor’un büyüklüğünü taşıyamadılar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |