Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Türkiye treni nereye doðru gidiyor? Geçmiþte yaþanan bazý müdahaleler Türkiye treninin ray deðiþtirmesine neden oldu. Tabi bu müdahaleler sadece askeri deðildi, siyasi müdahaleler de zaman zaman makasýn yönünü deðiþtirdi. Askeri müdahalelerin ne zaman yapýldýðýný ve bu müdahalelerin ülkeye nelere mal olduðunu bir çoðumuz biliyoruz. Ancak müdahale her zaman toplumdaki bütün dengeleri bir anda deðiþtiren bir etki yapmayabilir. Bazý müdahaleler ince ince derinden ama kalýcý bir biçimde tüm toplumun deðiþmesini saðlayabilir. Ki, bu gibi müdahaleleri yakýn siyasi tarihimizde çokça yaþýyoruz. Örnek mi? Ýþte yakýn tarihten size bir örnek: Erdoðan’dan önce Ýstanbul Büyükþehir Belediye baþkaný CHP’li Nurettin Sözen’di. Nurettin Sözen’in belediye baþkanlýðý süresince basýna yansýyan olaylar, yanlýþ uygulamalar, rüþvet, adam kayýrma vs. olaylar, ÝSKÝ ve diðer skandallar ayyuka çýkmýþtý. Ýþte bu skandallar ile Sözen ve CHP’nin halký derinden etkileyen büyük baþarýsýzlýklarý. Sonuç olarak Tayyip Erdoðan’ýn gelip Büyük Þehir Belediye Baþkanlýðý koltuðuna oturmasý zurnanýn zýrt dediði noktaydý. Ülkenin en büyük kentinde yaþananlar Türkiye’ye hat deðiþtirtmiþti. Tayyip Erdoðan önce Ýstanbul’u almýþ, ardýndan da tüm Türkiye’yi kazanmýþtýr. Bu kazaným 2007 seçiminde de devam etti ve Erdoðan ikinci kez ezici bir çoðunlukla seçimleri kazandý. Yani, AKP bu baþarýyý bedavadan kazanmadý. Kýsacasý; bugünkü durum geçmiþimizin sonucu, geleceðimizin de nedeni olacaktýr. Ýþte bir siyasi partinin sürekli baþarýsýz olmasý da bir çeþit yumuþak müdahaledir. Yeri gelmiþken yýllardýr muhalefet iktidarlýðýný elinde bulunduran CHP hakkýnda da bir kaç þey söylemek istiyorum. Türkiye'de muhalefet deyince akýllara gelen isim elbette CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal'dýr. Hatta bu o kadar belirginleþmiþtir ki Deniz Baykal deyince de akla hemen 'muhalefet' gelir. Özdeþleþmek fiiline en güzel örnek belki de budur. Aslýnda muhalefet, kendini iktidardan saymayandýr, onu eleþtirendir, eleþtirirken de alternatifini sunandýr. Muhalefet ezber bozmaktýr, iktidarýn oluþturduðu kabullere karþý çýkmaktýr. Muhalefet bir çeþit isyandýr; yönetenlere, topluma, sisteme, yolsuzluklara, düzene, adaletsizliðe, haksýzlýða, anneye, babaya, abiye, arkadaþa, tuttuðu takýma yapýlan bir isyandýr. Muhalefet sesini duyurmaktýr. Muhalefet tuttuðunu koparmaktýr. Peki, bizim siyasi arenamýzda bunlarýn hangi biri var sizce? Tabi ki hiç biri... Her gün ayný sözler, ayný söylemler, ayný kandýrmacalar, ayný kahpelikler. Neyse biz konumuza dönelim artýk: En büyük kentimizde yaþanan siyasi baþarýsýzlýk Türkiye’ye hat deðiþtirtti demiþtik. Durum böyle olduktan sonra sokaktaki türbanlý çoðaldý mý azaldý mý muhabbeti yapmak abesle iþtigalden baþka bir þey deðildir. Türkiye ciddi þekilde Ýslama kaymýþtýr. Laiklik zemin kaybetti, kaybetmeye de devam ediyor. Saðlýk, eðitim, sanayi gibi temel sistemlerde Ýslami iliþkiler tarikatlar ciddi rol oynamakta. Hastanelerin büyük çoðunluðu tarikatçý yöneticilerin eline geçti. Baþhekimler, saðlýkçýlar hep tarikatçý oldu. Bazý kurumlarýn müfettiþlerinin yaptýðý soruþturma esnasýnda: “Yemin et, vallah de, Kur’ana el basar mýsýn?” gibi terimler kullandýðý dahi konu oldu haber bültenlerine. Geçenlerde özel bir hastaneye gittim. Çalýþan kadýnlarýn tamamý türbanlýydý. Erkekler de hep diþ fýrçasý býyýklý malum tiplerdi. Yani özel hastaneler tek tek tarikatlarýn eline geçti geçiyor. Bazý Devlet hastanelerine bile tarikatçý yöneticiler geldi. Kimse üzülmesin, ezilmesin, kýrýlmasýn ülkede her þey göstere göstere oluyor. Üretilen gerçeklikten uzak mailleri biri birine yollamakla ülke kazanýlmýyor. Baþarý sahada oluyor; çalýþma, hizmet ve halkla iliþkiler zemininde yani damardan! Bu halk, kendini beðenmiþ, bencil, benmerkezci, kasýntý, kendini öne çýkarýp yükselebilmek için yanýndaki arkadaþlarýný satan kiþileri ve davranýþlarý sevmiyor. Din tarikat iliþkileri ayni zamanda bir ekonomik zincirin de ifadesi. Zincire giriyorsunuz, yardýmlaþýyorsunuz, cebiniz doluyor büyüyorsunuz. Ancak bu da bir organizasyon, bu da bir baþarý kendileri hesabýna. Ne kadar tarikat ve baðlý kuruluþlar varsa, rakip bile olsalar tümü AKP’ye çalýþýyor. Çünkü kendileri de ancak bu yönetim altýnda rahatça büyüyebiliyor. Al gülüm ver gülüm alýp baþýný gidiyorlar. Bütün bunlar gösteriyor ki 2008’de de hayli yol alacaklar. Onlarý yollarýndan çevirecek organize, demokratik bir güç yok þimdilik ve görünmüyor da. Vezirden sonra eðer Hünkar’da gidip Beyaz Saray’a yüz sürdüyse bu iþ bitmiþtir. Baþlýkta demek istediðim budur ve bu bir kehanet deðildir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ramazan karalar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |