Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Ben sana yandım bir. Gece düşünce göğsüme tüm ihtişamıyla, uçurumlardan fırlattım o hüzün dolu bakışları… Rüyalarımın adıydın! Sonraları ırmak dolusu ayrılık aldı götürdü senli yarınlarımı… (bir toprak kokusu ile yaşıyorum seni…) Neden sen yoksun sevgilim! Takvimler yollarında eskiyor… Bir sen düşmüyorsun hayallerime/ dağılıyorum sensizlikte… Düşünsene yokluğunda güller ekmeye çalışıyorum gördüğüm her yere, oysa kış mevsimi gibi sensizlik. Hani bir gelsen inan bana bahar gelecek düşlerime… Gam dolu gecelere terk eyleme beni… Bir başıma mevsimlerin en zorunda kalırım/ ne olur gel olur mu? (doyamam ki sana, öylece uyurum sevgi dolu kollarında) “firari saatlerden çaldım tüm sevgi sözcüklerimi…” Bil ki, gelecek günlerimi kandırdım; söylenebilecek ne kadar güzel söz varsa bir tek sana söylemek için… Evet, kendimde kandım biraz; koynuma alırken hüzün dolu geçmişimi, çok iyiyim sandım/ yanıldım! Ama asla bırakmadım senli düşlerimi… (gerekirse her şeyi kandırırım… Bilirim ki sen varsan mutluluk vardır.) Tenim “sen “der, susarım… Unutmak sevmek değildir ki-avuturum ancak yokluğunla bedenimi, sanki varmışsın gibi… Zaten öyle olmadı mı yıllarca... Seni düşünmenin kıyısında küreksiz açılmadım mı dev dalgalara. O fırtınalı akşamlarda kaç yıldız kaydırdım, biliyor musun? Sen olabilmeyi hak etmek için, ne zorlu savaşlarda kaybettim kendimi bir bilsen! Belki bu kadar iskelene varmak için neleri feda ettiğimi görürdün… Ay düşer gözbebeklerimden sevgilim! Öyle bir yer düşün ki, telaşlı bir kelebeğin yaşamak için ölüme verdiği karanlık kuyuları/ nasıl kaçılmaz ölümden, nasıl? (bu canı senin için taşırım… Ölürsem eğer, tekrar doğacak kadar da-neyse artık-) “gözlerin gereksiz düşünceleri siliyor ya; inan bakmalara doyamıyorum…” Zaman ne hoyratça serpmiş anıları… Nereye baksam gördüğüm güzelliklerdesin. Ama yine de çok az yaşamışım o sevgini. Ah be zaman! Ne olurdu sanki biraz daha kalsaydın yüreğimde. Sen de şahit olsaydın mutlu olduğum günlere, gecelere… Biraz daha saniyeler verseydin bana ne olurdu ki sanki. Yoksa mutluluğa yakışacak sevgide çoğalamadım mı? Neyse sende bu dünyanın bir vaktisin… En çok yine kendime kızarım/ suçluyum. Kısa zamanlara sığdıramadım seni, affet olur mu? (ey sevgilim! Ben seni hiç geçmeyecek zamanlarda sevdim…) Üşüyorum sensiz zamanlarda gül yüzlü sevgilim! İçimden bir yer taşıyor; kayalardan atlıyor denize tüm çıplaklığıyla haykırışlarım, duyuyor musun? Sakın yüreğimde yaşadığını kimseler bilmesin, hiç konuşma kimseyle olur mu? Artık sevmiyorum senden başka hiç kimseyi/ hatta inanmıyorum sensiz günlerde ki güneşin aydınlattığına bile… Sen yoksan zaten görmüyorum ki-hiçbir şeyi. Umurumda da olmaz varlığından öte yaşanacak her şey… Yeter ki o gül yüzünden bir damla gülücük eksik olmasın, bundan başka isteğim yok inan… (seni sevmenin en güzel yanı da bu zaten; huzur doluyor insanın içine/ tarifi yok) —Bu benim yaşadığım “senli” bir sevgi topluluğu; kaybolmaya razıyım dünden… ( yürek burkulmalarında ki tozlu yazılar–21 ) —Emre onbey
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © emre_onbey, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |