Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Þimdi okuyacaðýnýz öykü(cük) , iþte bu düzenlemeye uygun olarak yazýlmýþtýr. Hani belki filmi çekilir öykümün ve bir tv kanalýnda yayýmlanýr diye. Hem siz sevgili okurlarýma kötü örnek olmamak, hem de bendeniz cezalý duruma düþmemek için RTÜK düzenlemesine uygun yazdým öykümü. Okurken, rica ederim – eðer içiyorsanýz – sigaralarýnýzý söndürünüz. Öykü bitinceye kadar, sakýn ola ki alkollü içki içmeyiniz. Helâle haram katmayýnýz. Benim, RTÜK kurallarýna uygun yazmak için çaba verdiðim öykümü mahvetmeyiniz. Gelelim öyküye: Nalân ile sevgilisi Murat yeni açýlan Süt ve Simit Evi’ndeydiler. ( Afedersiniz, arkadaþý diyecektim. Belli mi olur, “sevgili” demek de suç teþkil edebilir. Ben tedbiri elden býrakmayayým. Düzeltiyorum; sevgilisi deðil, arkadaþý.) Ne iþleri olabilirdi ki birahanede, kafede ! Onlarýn buluþma yeri süt salonlarý, ayran salonlarý ve simit evleriydi. Murat sandalyesine oturur oturmaz cebinden …. paketine benzer bir paket çýkardý . Paketten, küçük kalem þekline getirilmiþ gofretlerden bir tane alýp dudaklarýnýn arasýna sýkýþtýrdý. Baþladý gevelemeye. Murat’ýn vanilya ve tarçýn kokan nefesini hissetti Nalân . Baþýný döndürdü bu koku. Gözlerini Murat’ýn gözlerine dikti ( Tamamen arkadaþça bir duyguyla.). Usulca: - Bu kaçýncý gofret bugün ? Biliyorsun, katký maddesi var bunda. Sinirlenir gibi oldu Murat. Ýkinci gofreti paketten çekip dudaklarýna götürürken yanýt verdi: - Rica ederim, en büyük zevkimi boðazýma dizme. Bu gofret, benim alýþkanlýðým. Günde bir paket gofret yiyorum. Hatta bazý günler ikinci gofret paketini açýyorum.( Zaten bu gofret tamamen Ýslami kurallara uygun üretiliyordu. Yoksa Murat , aðzýna bile almazdý. Ben de bu öyküde gofretten asla söz etmezdim. Yoksa RTÜK ceza yaðdýrýr, yaðmur gibi.) Nalân sýcak süt istedi, Murat da ayran.( Bira isteyeceklerini düþünmediniz inþallah.) Birlikteliklerini, saðlýklý ve dinimizce haram olmayan içeceklerle pekiþtirmek istiyorlardý. Birkaç dakika sonra geldi istedikleri. Nalân’ýn eli, masada duran süt bardaðýna gitti. Murat atýldý hemen. Nalân’ýn narin parmaklarýna dokunmak için o da uzandý ayný bardaða. Hiçbir kötü niyeti yoktu. Nalân`ýn zarif, kadife gibi ellerinin üþüyüp üþümediðini kontrol etmek istiyordu yalnýzca. Ýþte tam bu sýrada nasýl olduysa, neredeyse kaynar denilebilecek sýcaklýktaki sütle dolu bardak devrildi. Sýcak süt, ikisinin de ellerine döküldü. Caný yanan Nalân, yüzünü buruþturarak : - Böyle kaynar kaynar süt içmenin zararýný düþünüyorum da, dedi. Þaþýrdý Murat: - Ne gibi ? Murat’ýn gözlerinin içine bakarak ( Ama tamamen arkadaþça.) açýkladý: - Diþ çürümesine yol açýyormuþ sýcak içecekler.( Sanýrým RTÜK’ün bu gerçekten haberi yok.) Murat acý acý gülümseyerek konuþtu: - Ellerimizin yanmasý da baþka bir yan etki. Aslýnda, sýcak içecekler konusunda bir düzenleme yapmalý hükümet. Bu konu üzerinde daha fazla durmadýlar. Büyüklerimiz, nasýl olsa bu konuda yeni bir düzenleme getirirlerdi. ( “Yasaklama “ deðil sevgili okurlar, masumca bir “ düzenleme.” Adý, sizi ürkütmesin ve kulaðýnýza su sesi gibi gelsin diye.) Daha sonra bazý arkadaþlarýnýn, okullarýný nasýl kýrdýklarýný; bazýlarýnýn ise, okulun idare odasýna girip, düþük notlarýný nasýl düzelttiklerini anlattýlar kýkýrdayarak. Murat, gözlüðe raðmen gözleri iyi görmeyen yaþlý hocasýna çaktýrmadan sýnavda nasýl kopya çektiðinden söz etti keyifle.( Ýyi ki, sohbetlerde yeni düzenlemeye ve kýsýtlamaya gidilmemiþti. Yoksa nasýl çýkaracaklardý buluþmalarýnýn tadýný ! ) Murat ailesinden ayrý yaþýyordu. Babasý, Murat’ýn annesinin üstüne iki kadýn getirmiþti. ( Dinimizce bir sakýncasý yoktu ya ! Erkekler, eþlerine âdil davranmak þartýyla tabi. Erkek bir eþine ayakkabý mý aldý, diðerine de alacak. Dün gece bir eþine sarýlýp mý yattý; bu akþam da diðer eþine sarýlýp yatacak. Kimseye hak geçirmeyecek. Ne kadar demokratik bir(!) bir düzen.) Ama buna raðmen ya da Murat’ýn babasý eþlerine adil davranmadýðý için evde huzur kalmamýþtý. Bunun üzerine annesi evini terk etmiþ, kaçak üretim yapan bir fabrikada çalýþmaya baþlamýþtý. Hem de sahte kimlikle. Kocasý izini süremesin, onu bulamasýn diye. ( Ýyi ki bunlarý söylemekte ve yazmakta yasak yok. Þu özgürlük ne güzel þey ! ) Murat ile Nalân geçen yýl gittikleri sohbet evinde tanýþmýþlardý...( Ne bir barda, ne kafede, ne spor salonunda. Hayýrlý bir birliktelikti bu.) Eve gidiþ geliþ güzergâhlarý da birdi. Mahalle camiinin hemen yanýndaki dini kitaplar satan Zekeriya Bey’in dükkânýnda karþýlaþýrlardý sýk sýk. Ýþte böyle arkadaþ oldular.( Ne yani ! Diskoteðin, güzellik ve jimnastik salonunun müdavimlerinden olup, bu öyküyü okuyanlara kötü örnek mi olacaklardý !) Nalân’ýn babasý ise, bir bankada çalýþýrken zimmetine para geçirmekten tutuklanmýþtý. ( Öyküde, bunu yazma konusunda bir yasak düþünmüyor RTÜK. Siz okurlar , yazmakta bir sakýnca olmadýðýna göre, zimmete para geçirmenin de mi sakýncasý yok diye sorabilirsiniz. Bilemem. Siz bu soruyu RTÜK’ e sorun. ….Nalân’ýn babasýna “ kader kurbaný” gözüyle bakabilirsiniz. Alnýna öyle yazýlmýþ, kader aðlarýný böyle örmüþ. Adam ne yapsýn? ) Kýsacasý Nalân ve Murat, kaderin kötü oyun oynadýðý iki ailenin zavallý evlâtlarýydýlar. Saatine baktý Nalân. Telâþla: - Gitmem gerek. Bugün kýrdýðým derslerin notlarýný Aysel’den almaya gideceðim. Þu Aysel de ayný Ýnek Þaban. Bir dersi bile kaçýrdýðý ne duyuldu, ne görüldü. Tam, katýksýz inek! Þimdi destan gibi not tutmuþtur derste. Neyse ki, kendisinin inekliði benim iþime yarýyor. Okulu kýrdýðým günler, o ineði saðýyorum. Muratçýðým, sana da bir inek bulalým. Okuldan kaytardýðýn günler, saðarsýn. Bunun adý “ paylaþma ” aslýnda. Sahip olduklarýmýzý, olmayanlarla paylaþmak. Sosyal yardýmlaþma diyebiliriz buna. Alaylý alaylý gülüþtüler. - Benim de gitmem gerek , diye yanýtladý Murat. Ertesi gün , o çevrede meþhur olan “ Çapýt Baðla, Dileðin Olsun Aðacý” nýn altýnda buluþmak üzere vedalaþtýlar. Kâmuran ESEN
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |