Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Sercan otel olarak tarif edilen taş binaya girip girmemekte bir an tereddüt etse de başka alternatifi olmaması onu içeri sürükledi. Binanın girişinde x-ray güvenlik sistemi falan yoktu ama, Sercan, bu tarihi binanın adeta tüm hücrelerini denetimden geçirdiğini hissetti. Müşteri kabul’e doğru giderken adeta şok içindeydi. Dışarıdan baktığında içeride karşılaşacağı manzarayı az çok tahmin edebileceğini zannediyordu. Bu kadarı onu adeta sarsmıştı. Odaya çıktığında karşılaşacaklarını tahmin bile etmek istemiyordu. Şişe dibi gözlüklü adamın masasındaki kül tablasından adeta taşan izmaritler masanın üzerine yayılmıştı. Müşteri kayıt defterinin üzerindeki parmak izlerinden bariz bir şekilde anlaşılıyordu ki yakın bir zaman önce bir müşterinin kaydı yapılmıştı. Ama bu müşterinin koltuklara oturmadığı kesindi. Çünkü en son koltuğa oturan kişinin koltuk üzerinde bıraktığı iz üzerini ince bir toz tabakası kaplamıştı. Binanın havası Sercan’ın ciğerlerine işlemişti. Yok tarihi havadan çok toz idi ciğerlerine işleyen. -Of ya bütün bunların suçlusu ben olamam. Diye düşündü. Gözlerini kapatıp dünya haritasının üzerine parmağını koyduğu zaman bu izbe yerin parmağının altında kalması tesadüf olamazdı. Tesadüf dedim de, hayatta ne tesadüfler var. Adam doğuştan para babasının kucağında buluyor kendini. Neyse. Şimdi buralara girmeyelim. Şimdi bu aksi tesadüfün kaynağını sorgulamamız lazım. Aslında suç o haritayı masanın üzerine açıp bırakıp gidende. Öylece açıp bırakmasaydı Sercan’ın aklına böyle bir fikir gelmezdi. Aslında haritayı açanda suç olmayabilir. Şef çağırınca adam işini bırakıp gitti beklide. Ama yinede Sercan suçlu değil tabii ki. Haritayı biri yerinden kaydırmış olmalı. Evet şimdi buldum. Meraklının teki masanın yanından geçerken haritaya baktı ve bu esnada yerinden oynattı. Eğer o yerinden oynatmasaydı Sercan’ın parmağının altında; fıstıkların bikiniyle paten kaydığı, üstsüzlerin plajlarında güneşlendiği, barlarında erkeğe doymayan aşiftelerin seksten bıkmış erkekler arasında iş görecek sağlam bir tane bulabilmek için en seksi tavırlarını takındığı bir eğlence ve tatil bölgesi olabilirdi. Evet ya aynen öyle olmalı. Böyle olmasa da en azından kocaları sekreterini yada hizmetçisini beceren kadınların kendileriyle ilgilenecek genç sevgili aradığı … ya niye kızıyorsunuz gerçekleri söylemek yanlış mı. Bunlar pekala yaşanıyor. Yok ya haritayı oynatanda niye suç arıyoruz. Niye dünyanın bir yerinde günlük bir dolar bulamadığı için her yıl kırk milyon insan ölürken, dünyanın diğer yerinde mesela Singapur da onbir yaşındaki kız çocukları zengin iş adamlarına sunuluyor. Onların eşleri de pek ala genç ve yakışıklı sevgili arayabilir. Bütün bunlar böyle olmasaydı dünyanın her bir köşesi insanca yaşanabilir yerler haline gelebilirdi. Sercan bütün bunları düşünürken. Otel odasından içeri girmiş buldu kendini. Kafasını yastığa koyar koymaz dalıp gitmişti. Arkadaşın hayal gücü epeyce kuvvetli, neler düşünüyor ya kırk yıl düşünsem aklıma gelmez bunlar. Ama o da ne biri omzundan tutmuş sarsıyordu. Sercan uyan patron geliyor. Bir baktı ki en yakın arkadaşı. Canım arkadaşım dedi ya seni ne kadar da özlemişim. Tamam da sen nasıl geldin buraya. -Ya Sercan yine rüyaya daldın uyan arkadaşım. İşyerindesin, o kadar söylüyorum iki işte çalışma abi uykunu alamıyorsun. Kendine o kadar yüklenme be arkadaşım. Hem Masamda ne işin var? Sercan gerçekten aydığında arkadaşının masasındaki haritanın üzerine parmağıyla bastırmakta olduğunu fark etti. Peki bilin bakalım parmağının altında neresi vardı?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Taner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |