..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye > Nazlı Usta




31 Ekim 2008
Türk - Kürt Sorunu  
Nazlı Usta
Bu yazı, Türk-Kürt Meselesi'nin kaynaklarından ve çözüm yollarından bahseden bir özet çalışmadır.


:BEJA:
“Kürt sorunu” başından beri, ulus devlet inşasına ve sürdürülmesine çalışan Türkiye Cumhuriyeti için, birincil sorunlardan biri olmuştur. “Gerek İslami kaynaklı, gerek Kürtlük kaynaklı 1925 Şeyh Sait, 1937 Ağrı, 1938 Dersim isyanları bilinen ayaklanmalar olarak hafızalarımızda” canlanabilmektedir.
Bu konunun dikkatle incelenmesinin sebepleri, gelecekte ortaya çıkabilecek Türk- Kürt kavgalarının ve iletişim eksikliğinin giderilmesi için bir adım olmasıyla başlar; konunun konuşuldukça devlet politikalarında ve iktidar söylemlerinde, icraatlarında daha fazla yer almasıyla –özgürlükler açısından- devam eder.
Mesut Yeğen’in incelemelerinde belirttiğine göre; Kürt sorunu iki ana tartışma maddesi altında açıklanabilir. Buna göre;
1) Bu bir asayiş sorunudur.
2) Bu sonradan kazanılamamış hakların mücadelesidir.
Kürt meselesi aslında 1990larda ortaya bir anda çıkmış bir şey değildir. Yıllar içinde sadece form değiştirmiştir.
Osmanlı döneminde Kürt meselesine ve Kürt kimliğine bakışta belli bir çizgi vardı. “Tarihte yayınlanan ilk Türkçe ansiklopedi olan ve 1896'da Şemsettin Sami tarafından yazılan "Kamus'ul A-lam" (Özel Adlar Ansiklopedisi olarak çevirebilir) bu konuda net bir kaynak.
Eserin beşinci cildinin 3840 ve 3843'üncü sayfalarında yer alan maddeyi okuduğumuzda bundan 100 yıl öncesindeki bir zaman diliminde Osmanlı aydınları arasında Kürtlükle ilgili, Kürtlüğün bağımsız bir toplumsal gerçek olduğu yolunda en ufak bir kuşkunun bulunmadığı ortaya çıkmaktadır.”
Cumhuriyetin ilk yıllarında ise yapılanlar çok daha farklı bir şekil almıştır. Buna göre artık Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir ve vatandaşlık temeli üzerinde herkesin oturması gerekmektedir. Böylece Kürtlere yönelik asimilasyon çabaları başlamış ve yıllar yılı devam etmiştir. Türklerin hakim millet kılınmasına çalışılmıştır. Çokça bahsedilen Kürt hoşnutsuzluğunun da, 1980 sonrasında, bu çabaların ertesinde, onlardan da etkilenerek, ortaya çıktığını savunabiliriz. Bu hoşnutsuzluk artık neredeyse sabitlenmiştir. Bu da onları yeni bir siyaset programı yapmaya itmiştir. Buna göre artık Kürt muhalefeti haklar ve özgürlükler üzerinden yürümektedir.
Kürt meselesindeki önemli gelişmelerden biri, hakları genişleteceğini söyleyip alanı daha da daraltan bir cumhuriyetin ilanı ise; diğeri de Körfez Savaşı’dır. Bu savaşla birlikte bağlılıklar yavaş yavaş çözülmeye başlamıştır.
Kürt meselesi tamamıyla bir etno-politik meseledir. Burada Kürtlerin doğuda ve güneydoğuda bir “core ethnic group” olduklarını söyleyebiliriz. Yani bir etnik grubun bir bölgede bu örnekteki kadar yoğun bir şekilde varolmaları, diğer gruplar için tehdit oluşturmaktadır.
Kürt sorununu Türk milliyetçiliğinin bakış açısıyla incelemeye kalkınca çeşitli zorluklarla karşılaşırız. Bunları özetlemek gerekirse;
1)     Türk milliyetçiliğinin tarihi çok geniştir.
2)     Türk milliyetçiliği de tek tip değildir.
3)     Türk milliyetçiliği başka ideolojilerle de sarmallanır.
4)     Kürt meselesinin dinamikleri değişmiştir.
Cumhuriyet, artık daha yoğun Müslüman ve daha Türk bir toprak parçası üzerinde kurulmuştur. Bu noktada milliyetçilik fikri de yeniden regüle edilmiştir. Buna göre; 1924 Anayasası’nın da eliyle ulus devlet kurulmuş ve devletin Türkten başka bir millet tanımayacağı açıklanmıştır.
Başta Kürtler Türk olmaya davet edilmişse de, sonradan varlıkları da reddedilerek, meseleye çok daha değişik bir “çözüm” (!) yolu aranmıştır.
Türk milliyetçiliğinin Kürt meselesine bakışında önemli noktalar vardır. Buna göre eşkiyalığa, aşiret meselesine indirgenen Kürt sorunu aslında medenileşmeye karşı sergilenen bir tavırdı.
Milliyetçilikte asıl ayrışma ana akımla köktencilik arasında görülebilir. Ana akım milliyetçiliğin Fransız modeli, köktenci milliyetçiliğin ise Alman modeli olduğu söylenebilir.
İçerisi için yapılabilecek birçok yorum varken, dışarısı da önemini kaybetmeyen bir aktör olmuştur. Türk milliyetçiliği için, Kürt meselesi bir dışarıdan kışkırtma idi. Bu tehdit unsuru devlet kimi zaman güneyde kimi zaman batıda kimi zaman da kuzeyde olabiliyordu. Bunlar üzerinden bir düşman tanımı yapılmaktaydı.
Bir başka bakış açısı ise Kürt meselesini sadece politik bir mesele olarak değil aynı zamanda bir ekonomik mesele olarak görür. Bu noktada işte ana akım milliyetçilik, sol milliyetçilik ayrımı yapıldığını görebiliriz. Ana akıma göre ortada bir iktisadi bütünleşme sorunu vardır. Sol akım ise ekonomi vurgusunun yanında feodalizm kalıntılarına, devletin sorumluluğuna dokunur.
Kürt meselesini inceleyecek iki temel yaratmak gerekirse;
1)     Bu, esas olarak dışarıdan dayatılan bir meseledir.
2)     Kürt realitesi kabul edilmektedir; fakat bu hakka hukuka tercüme edilemez.
Kürt meselesi burada küçük noktalarla açıklanabilecek basitlikte bir konu değildir. Fakat verilebilecek önemli ipuçlarından biri “12 Eylül 1980'in Kürt Sorunu'nda bir kırılma noktası oluşturduğu”dur. Ayrıca bu, bir etno-politik meseledir. İletişim eksikliği sebebiyle de alevlenmektedir. Konu ne sadece dış etkiler ile ne de sadece iç dinamiklerle açıklanabilir. Kürtlerin bir “core ethnic group” olması noktası da değer taşımaktadır.

   



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erken Cumhuriyet Dönemi"nde Emek Tarihçiliği ve Türkiye"de Sendikacılık

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Klasik Türk Müziği'nin Osmanlı'dan Cumhuriyete Geçişteki Değişimi ve Milliyetçiliğe Etkisi
"Benden Selam Söyle Anadolu'ya"
Demokrat Parti
Cumhurbaşkanını Neden Halk Seçmemeli?
12 Eylül
Türkiye - Ortadoğu İlişkileri
Körfez Savaşı ve Türkiye
Türk Siyasal Hayatında Bir Lider: Bülent Ecevit
Osmanlı - Türk Belgelerine Göre İttihat ve Terakki'nin 1915'te Ermenilere Yönelik Politikaları*
Türkiye Cumhuriyeti'nde Resmî Yurttaş Profilinin Evrimi*

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Doğru Nerede [Şiir]
Sorgu [Şiir]
Tek Sen [Şiir]
Zordu [Şiir]
İstanbul'da [Şiir]
Ne Deseydim? [Şiir]
Bilirim [Şiir]
Dilsiz Uşak ve Yaratılan Simetriler [Öykü]
Akıllılık ve Delilik Üzerine... [Öykü]
İki Bardak Çay [Öykü]


Nazlı Usta kimdir?

Değişken ruh hali değişik yazılar. Bazen iç yakan bir acı, bazen siyasi bir eleştiri. Günlük hayat gibi. Dünya gibi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Görünür görünmez her şey... Yaşadığımız, yaşamayı istediğimiz, bir gün yaşamayı hayal ettiğimiz her şey... Bütün ihtimallerden ve çevremde olan, gözüme batan, ayrıntıda kalan herkesten...Her şeyden...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nazlı Usta, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.